the bl𖦹𖦹dy prince / 緯価塩 \ yandere jjk

７ｔｈ Ｅｐｉｓｏｄｅ（テわ央）

- flashback -

"O zaman sonsuza kadar benim kraliçem olacak."

"Ama Prens-" Prens Jungkook büyücünün masasından bir bıçak alıp cebine koydu.

"Bizi köye ışınla" diye emretti.

"Prens, ben-"

"Yap! " dedi. Büyücü söyleneni yaptı ve onları köye ışınladı. İkisi kılık değiştirerek yürüdüler ve Bayan Choi'nin evine doğru yola çıktılar.

"Beni sağ taraftaki son odaya ışınla" büyücü başını salladı ve Prens Jungkook şimdi Lila'nın eski odasındaydı. Tıpkı onun gibi kokuyordu. Odasını keşfedemedi. Almak isteyeceği çok şey buldu ama biliyordu ki yakalanacaktı.

Odadan çıktı ve Lila'nın odasının yanındaki yatak odasına yöneldi. İçeri girdi ve yastığını yumruklayan Yebin'i gördü.

"Senden nefret ediyorum Lila! Kraliçe olmayı hak etmiyorsun! Onda ne gördü de beğendi!?!" diye bağırdı.

"Güzel, alımlı ve narin" Yebin'in gözleri önünde prensi görünce fal taşı gibi açıldı.

"B-burada ne yapıyorsunuz majesteleri?" Diye sordu.

"Şey... birisi bana sonsuza kadar mutlu olmak istiyorsam, buna müdahale edebilecek bazı insanları ortadan kaldırmam gerektiğini söyledi. Lila'mı elimden almaya çalışan birine yardımcı olamam. O benim. Herşeyi benim."

"Senin Lila'n mı?"

"Evet benim Lila'm. O bana ait. Sadece bana. Sevebileceği tek kişi ben olacağım. Ona sevildiğini ve hayran olduğunu hissettiren tek kişi ben olacağım. Ne de olsa o benim kraliçem. Çocuklarımı taşıyacak olan, uyandığımda hep göreceğim kişi o olucak. Onu mahvedebileceğim tek kişi benim çünkü. Artık bildiğine göre, sen ve aptal annenin beni durdurmaması için bir şeyler yapmalıyım."

"N-nasıl?" Prens Jungkook sadece sırıtıyordu.

"Nasıl olduğunu çok iyi biliyorsun," dedi bıçağı yavaşça çekerek. Yatağa yatırırken ağzını kapattı. Bıçağı yavaşça karnına saplıyor. Çığlık atmaya çalışıyordu ama ağzı kapalıydı. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu.

"Lila'ya tokat atmamalıydın Yebin. Bunu hak ediyorsun, biliyor musun? Ona acı çektirdiğin için. Sadece bizim için ona bir iyilik yapıyorum. Çocuklarımızın senin gibi bir teyzesi olmasını istemiyoruz." dedi kulağına fısıldayarak bıçağı daha derine batırırken.

"Endişelenme Yebin... Yakında Lila'nın hamile kalmasını sağlayacağım. İçinde olmama bayılacak, adımı haykırırken içini dövecek"

"Böyle isterdin, değil mi? Seni sikmemi? Çok kötü, seni sürtük. Benim Lila'm hak ettiği tüm zevki alacak."

Yebin, ölmek üzereyken yavaşça gözlerini kapattı."Bu dünyadan ayrılmadan bir kez daha... bilmelisin ki Lila'ma zarar verdiğin için seni asla affetmeyeceğim" ve Yebin de o zaman gözlerini kapattı. Jungkook sırıttı ve bıçağı çekti. Öndeki odaya doğru yürüdü ve Bayan Choi'nin uyuduğunu gördü. Yavaşça ona doğru yürüdü. Üstüne çıkıp eliyle ağzını kapattı. Prensi kanlar içinde görünce gözleri büyüdü.

"Lila daha iyi bir anneyi hak ediyordu. Ona hiçbir zaman anne olmadın, biliyorsun. Her zaman kötü anne olarak biliniyordun. Onun incinmesi umrunda bile değildi. Tek umursadığın sürtük kızındı. Lila'ma tokat attın, herkesin önünde onu utandırdın" dedi bıçağı karnına kaydırarak. Bayan Choi ağlıyordu.

"Şükürler olsun ki hayatımızdan defolup gideceksin. Çocuklarımızın istismarcı bir anneannesi olmasını istemeyiz. Kaltak kızına da söylediğim gibi, seni asla affetmeyeceğim." Bıçağı daha derine itti. Bir süre sonra o da öldü. Jungkook bıçağı çıkardı ve sadece baktı.

"Daha iyi bir anne olmalıydın" dedi.

Sihirbaz, prensin dışarı çıkmasını bekliyordu.Ön kapıyı açtı. Sihirbaz, evde duyulan tüm seslerin dışarıdaki kimsenin duyamayacağı bir büyü yapmıştı.

Kapı aniden açıldı.

Büyücünün gözleri genişler.

"P-Prens..."

"Hadi temizlenelim!"