𓆩5𓆪

1.2K 75 25
                                    

Sabah okula geldiğimde Jungkookun arabası tam önümden geçip arabasın park etmiş arabadan inmişti. Bakışlarımız kesiştiğinde bir süre bana bakıp merhaba anlamında başın sallamış okula doğru ilerlemişti. Bende ondan baya uzak mesafede ilerliyordum. Çocuk heykel gibiydi ona baktıkca hayran olmamak elde değildi. Bu sırada Lisa denilen kız koşarak geçen gün gibi Jungkookun boynuna atıldı. Acaba sevgilisi mi? Öyle durmuyordu herhalde yakın arkadaşlar. Öyledir evet. BUNDAN BANA NE?! Adımlarımı hızlandırıp onları geçtim. Artık düşencelerimden korkuyordum.

Sınıfın önüne gelir gelmez Jiyong beni karşılamış yaklaşıp elini belime yerleştirip dudağıma kapandı. Şaşkınca olduğum yerde kalırken çekilip gülümsedi.
"Günaydın yavrum"
"Günaydın"
Kendimden iğreniyorum şuanda. Sarılıp saçımdan öptü bu sefer
"Kardeşin nasıl?"
Kendime gelip zar zor konuştum
"İyi. Küçük soğuk algınlığıymış. İlaç falan aldım iyi şimdi"
Bedenin ayırıp gülümsedi
"Tamam. Keşke benimle kalsaydın şimdi senin kokunla uyanmayı çok isterdim"

Zar zor gülümseyip arkamı pencere kenarına yaslayıp mırıldandım
"Jiyong aslında....eğer Jihyun hastalanmasaydı yapacağımız şey......sencede erken değil mi bunun için?"
"Anlamadım?"
"Jiyong biz daha liseliyiz ve seni bilmiyorum ama benim için çok erken"
Tek kaşın kaldırıp bir süre yüzüme baktı
"Yoksa dün bu yüzden mi gittin? Aslında kardeşin-"
"Hayır hayır! Gerçekten o yüzden gittim saçmalama. Telefonumun çaldığın sende gördün. Dün zaten söyleyecektim ireli gitmeden ve telefon çaldığında gerek duymadım"

Nefesin dışarı verip konuştu
"Jimin, benden neden kaçıyorsun?"
"Senden kaçtığım yok Jiyong"
"Eskisi gibi değilsin Jimin. Uzaksın"
Yutkunup bir süre yüzüne bakındım
"Saçmalama Jiyong!"
Yüzü gerilirken daha çok yaklaştı
"Yoksa başka biri mi var?! Doğruyu söyle"
Sinirle gözlerimi açtım
"Sen ne saçmalıyorsun?! Ben öyle biri miyim?! Sen beni ne sanıyorsun?!"
"Ben öyle söylem-"
"Hayır gayet bunu söyledin! Hayatımda birisi vardı artık o da yok! Bitti Jiyong"

Sinirle yanından ayrılmak istediğimde kolumdan tutup durdurmak istedi ama elin itip lavaboya ilerledim. Muslukta dudağımı sertce temizledikten sonra yüzümü yıkadım. Aptal! Karşıma geçmiş söylediği şeye bak! Aslında iyi oldu. Belki bu olayı büyütür yavaş yavaş hayatımdan defederdim onu. Sınıfa girdiğimde Jiyong geldi
"Yavrum özür dilerim öyle-"
"Yeter Jiyong. Konuşmak istemiyorum"
Ondan birkaç sıra arkada oturduğumda bir süre sinirle bana baktı.

Bu sırada Jungkook girmişti içeri. Jiyongun bakışları onu bulduğunda dudağı birtaraftan kıvrılmıştı. O an benim kızgınlığımı ondan çıkaracağın anlamıştım. Geçen gün gibi onun önünde durdu. Nedense içim korkuyla sarmalanmıştı. Ya Jiyonga her şeyi söylerse?

"Sen bak bizim zengin bebesine ergen çocuklar gibi ellerini hangi duvara vurdun?"
Jungkook yumruğun sıkarken Jiyongla aralarındaki mesafeni daha çok kapattı
"Bak benimle derdin ne bilmiyorum inan zerre umrumda değil. Eğer ki buna devam edersen ve bu benim umrumda olursa ikimiz içinde hiç iyi olmaz"
Jiyong kahkaha atıp alayla arkasında duran arkadaşlarına baktı
"Aman Tanrım çok korktum özür dilerim!"

Jungkook gözlerin kapatıp dişlerin birbirine bastırarak güldü
"Umarım bunu asla cidden söylemezsin"
Gitmek istediğinde Jiyong arkasından konuştu
"Okuldan siktir edilme sebebini böyle sakladığına göre hangi kıza nasıl bir şerefsizlik yaptın merak ediyorum"
Jungkookun yüzü ifadesizleşirken arkasın dönüp Jiyongun yakasından tuttuğu gibi duvara vurdu sertce

Herkes kaskatı kesilirken Jiyong da bembeyaz olmuştu. Bunu hiçkimse beklemiyordu
"Ne diyorsun lan sen?! Babanla karıştırdın herhalde?!"
Jiyong donup kalırken yakasını sıkan elden kurtulmaya çalıştı. Jiyong onu duvara dayıyan kaslı kollardan kurtalamadığında yenilmediğini göstermek için bağırdı
"Ne yaptığını san-"
"Ne oluyor burda?!"

Hocanın gür sesiyle Jungkook Jiyongun yakasından itip sınıfı terketti. Neden atılma sebebin böyle gizliyordu. Neden bu kadar gizemliydi? Ne saklıyordu?
"Jiyong ne oluyor burda?"
Öğretmenin sesiyle düşüncelerden ayrıldım. Jiyong gömleğin düzeltip konuştu
"Hocam bir şey yapmadım geldi yapıştı yakama"
"Geçin yerlerinize"

Herkes yerlerine oturduğunda Jiyong bir süre bana bakıp sonra düne kadar onunla oturduğum sıraya oturdu.
Ders boyu kendimi onu düşünmekten alıkoyamıyordum. Acaba nerde şuanda? Yazsam mı? Tanrım saçmalama Jimin daha 2 gün oldu tanıyorsun!

Ders bittiğinde sınıftan çıktığımda Jiyongda peşimden geldi
"Jimin konuşalım-"
"Yalnız bırak beni Jiyong"
"Yavrum neden böyle yapıyorsun o anlamda söylemediğimi biliyorsun"
"Ne anlamda söyledin?! Bana başka biri mi var dedin?! Bunun başka ne anlamı var?!"
"Yavrum bu sikik herif yüzünden zaten sinirlerim gergin ne dediğimi bilmiyorum"
"Tamam şimdi git o herifin yanına"

Yanından ayrılıp yukarı kata çıktım. Aptal! Acaba Jungkook nerde? Nereye kayboldu?
"Neden sevmediğin hatta nefret ettiğin biriyle sevgilisin?"
İrkilip sesin geldiği tarafa döndüm. Arkamda duvara yaslanmış bana sorar gözlerle bakan çocuğa baktım. Bu da kim böyle? Siyah saçlı, uzunboylu, esmer yakışıklı bir çocuktu
"Anlamadım? Sen kimsin?"

Elleri cebinde yaklaşıp omuz silkti
"Diyorum ki o çocuğu sevmiyorsun neden ayrılmıyorsun?"
Bu beni nerden tanıyor? Kim oluyorda önüme geçmiş böyle konuşuyordu?
"Yok öyle bir şey. Öyle olsa bile seni ilgilendirmez. Sen kimsin?"
Elin uzatıp konuştu
"İsmim Taehyung. Tae diyebilirsin. Sadece uzun zamandır sen ve sevgilin gözüme değiyorsunuz. Ve sana sormak istedim sevmediğin halde neden onun gibi birinin yanındasın"

Yutkunup bir süre yüzüne bakındım
"Bu s-seni ilgilendirmez"
Gülümsediğinde anlamaz bakışlarla aynı zamanda anlam veremediğim korkuyla ona baktım
"Korkuyorsun değil mi? Ama bence her şeyden önce korkman gereken şey Jiyong değil, duyguların olmalı bence. Çünki içinde yeşeren duyguların sahibi az önce o korktuğun sevgilini yakasından tutup duvara dayayan kişiydi"

Donup kalırken boş bakışlarla ona bakıyordum. Yanımdan ayrıldığında kendime gelip peşinden gidip kolundan tuttum
"Ne demek istiyorsun? Kimseye karşı yeşeren duygu falan yok. Bu saçmalıkları söylemen için Jiyong mu gönderdi seni?!"
Yine güldü.
"Jiyong gerçeklerle üzleşecek kadar cesur değil bu yüzden böyle bir şeyi asla yapmaz biliyorsun. Ayrıca eğer söylediklerim yalan olsaydı peşimden gelmezdin değil mi? Bunları senin iyiliğin için söylüyorum. Ne istediğini iyice düşün"

Kolunu bırakıp birkaç adım geriledim
"Beni nerden tanıyorsun? Bana bunları neden söylüyorsun?"
"Bilmem. Sadece bilmeni istedim. Malum sana gerçekleri gösterecek bir arkadaşın yok. Neyse görüşürüz Jimin"
Yanımdan ayrıldığında birkaç adım gerilediğimde çarptığım bedenle irkilip arkamı döndüm ve yine onunla burun buruna geldim.

Gözlerim sonuna kadar açılırken donuk be korku dolu bakışlarım onu buldu. Jungkook? Onunda kaşları çatılırken aramızdaki mesafeni açtı
"Dikkatli ol"
Az önceki çocuğun dedikleri yüzünden hala şaşkın ve korkmuştum.
"B-ben"
Kaşları çatılırken muhtemelen bembeyaz olmuş yüzüme baktı
"Sen iyi misin?"

"İçinde yeşeren duyguların sahibi az önce o korktuğun sevgilini yakasından tutup duvara dayayan kişiydi"

Kaşlarımı çatıp ne söylediğin anlamaya çalıştım
"Ne?"
Tek kaşın kaldırıp anlamaz bakışlarla bana baktı
"İyi misin diyorum?"
Başımı hemen sallayıp konuştum
"E-evet iyiyim. Özür dilerim"
Başın salladığında titreyerek yanından ayrıldım. Orda daha fazla duramazdım.

O çocukta neyin nesiydi? Onu anlayamamıştım. Bana bu saçmalıkları neden söyledi? Ne demeye çalışıyordu? Jungkooktan korkmam mı gerekiyordu? Benim için doğru olan Jiyongdu. Farklı düşünmem aptallıktı. Diğer öğrenciler gibi onuda normal sınıf arkadaşı gibi görmeliyim ve herzamanki gibi Jiyongun yanından ayrılmamalıyım en doğrusu buydu

♬♩♪♩♩♬♬♩♪♩♪♩♬♬♩♪♩ ♩♪♩♬♬♩♪♩♬♬♩♪♩♬♩♪♩♩♬♪♩♬

Merhabaa

Yeni bölümm. Umarım beğenmişsinizdirr💜💞

Yeni bölümde görüşmek üzere

My Best MistakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin