𓆩28𓆪

557 53 8
                                    

Bebeğim:
Jungkook nasılsın?
2 gün oldu gelmedin okula
Arıyorum açmıyorsun endişeleniyorum
yanlış bir şey mi yaptım?

(İletildi)

****

"2 gündür tek haber yok arıyorum açmıyor evinde de yok. Sen de diyorsun iyi merak etme. Bir şey saklıyorsun!Korkuyorum"
Jimin titreyen sesiyle gözleri dolu dolu konuştuğunda Taehyung nefesin dışarı verip artık gerçeği söylemeye karar verdi. Jungkooka söz versede artık Jimin fazlasıyla korkuyordu

"Durumu yine kötüleşmiş. Ailesinin evinde yatıyor. Seni korkutmak istemediği için söylememi istemedi. Telefonlarını açmama sebebi anında anlayacağın için"
Jimin korkuyla beyninden vurulmuş gibi ayağa kalktı
"Neler diyorsun Taehyung?! Beni oraya götür"
"Jimin-"
"Umrumda değil! Götür dedim. Benden bunu nasıl saklar?!"

Jiminin vazgeçmeyeceğin anladığında dersler bittiğinde Jungkookun aile evine gelmiştiler. Ev kocaman etrafı korumalı saray gibiydi. Taehyung onu ziyaret ettiği için evin yolun biliyordu ama kendisi içeri girmedi yalnız konuşmaların istedi.
Jimin heyecanla kapını çaldı ve biraz sonra kapını hastanede tanıştığı Jungkookun anesi açtı. Saygıyla baş eğip konuştu
"Merhaba efendim Jungkooku görmek için gelmiştim. Ben onun okul arkadaşıyım"
Annesi hüzünle gülümsedi
"Geç yavrum. Uyuyor uyanmasın bekle"
"Yanında bekleyebilir miyim?"
Bayan Jeon mutlulukla Jimine baktı
"Elbette gel bakalım"

Jimin gülümseyip içeri geçti ve kocaman evde kaybolmamak için Bayan Jeonun peşinden yukarı Jungkookun odasına ilerliyordu.
Siyah kapının önüne geldiklerinde annesi geçmesi için başıyla işaret etti
"Birkaç saat sonra doktor gelecek serumun değişmek için. Ona kadar bir sorun olursa haber ver yavrum"
Jimin dolan gözlerine rağmen gülümseyip başıyla onayladı.

Jimin kapını açıp sessizce içeri girdiğinde siyah odanın içinde simsiyah yatağında kolunda serumla yatan sevgilisin gördüğünde canı hiç bu kadar yanmamıştı. Gün geçtikce Jungkookun ondan daha çok uzaklaştığın hisssediyordu. Elin ağzına kapatıp ağlarken yaklaşıp yatağa oturdu. Elin büyüğünün saçlarına yerleştirip arkaya taramaya başlarken ağlamasın durduramıyordu.

Teni fazlasıyla solgun duruyordu ve ağrıdan göz altı çukurlanmıştı. Jungkook saçlarındaki hareketlenmeyle yavaşca gözlerin araladığında yanında Jimini görmeyi beklemiyordu. Şaşkınca Jimine bakarken yerinde doğrulmak istesede o gücü bulamadı kendinde
"Jimin?"
"Benden bunu nasıl saklarsın?!"
Jungkook nefesin dışarı verip küçük olanın göz yaşların sildi
"Üzülmeni istemedim"

Jimin ağlayarak büyüğüne hafifce sarıldı
"Günlerdir ne kadar korktum biliyor musun?!"
Jungkook özlediği kokunu derince içine çekerken sarı saçları okşadı
"Üzgünüm şimdi bile beni bu halde görmeni istemezdim"
Jimin gözyaşların silip gülümsemeye çalıştı
"Neden fenalaştın? Yoksa ilaçlarını almıyor musun?"
Jungkook nefesin dışarı verip mırıldandı

"Bazen böyle oluyor yavaş yavaş tükeniyorum"
Jimin başın sağa sola salladı
"Böyle umutsuz konuşman delirtiyor beni! İyi olacaksın"
"Jimin-"
"İyi olacaksın dedim! Beni bırakamazsın"
Son sözleri kısık sesle söyleyip sarsılarak ağlamaya başladığında Jungkook zorda olsa yerinde doğrulup küçük bedene sıkıca sarıldı ve gözyaşlarının akmasına izin verdi Jimin gibi.

"Beni bırakma Jungkook *hick*"
"Sus yalvarırım"
Jungkook küçük olanın başın kaldırıp dolgun dudaklardan derince öptü
"Git Jimin. Başından yanlış yaptım. Sana bunu yapamam"
Jimin ağlayarak başın sağa sola salladı
"Ben sensiz yapamam"
"Benim için yapmak zorundasın. Seni kendi cehennemime sürükleyemem. Seni bensiz hayatında çok mutlu görmek istiyorum Jimin"

Jimin daha şiddetle ağlamaya başladı
"Sus artık! Gerekirse seninle cehennemde cenneti yaşayacağım"
Jungkook küçüğünün göz yaşların silip ellerin yanağından çekmeden konuştu
"İzin veremem buna"
Bu sırada kapı çaldı ve dışardan Jungkookun annesinin sesi duyuldu
"Doktor geldi izin var mı?"
Jungkook dolgun dudaklardan öpüp fısıldadı
"Hoşçakal. Yaşamı sevdirdiğin için teşekkür ederim. Seni çok seviyorum"

Jimin başın sağa sola sallayıp hemen ayağa kalktı
"İyice iyileştiğinde bu söylediğin saçmalıkların hesabın soracağım bunu unutma Jeon! Görüşürüz"
Kapı açıldığında Jimin başın aşağı eğip Bayan Jeona kısaca elveda deyip hemen önce odadan ardından evden çıktı

***

İsanın önünde diz çöktü küçük olan. Şuanda nerde mi? Kilisede. Ne mi yapıyordu? İsanın heykelinin önünde diz çökmüş hıçkırarak ağlıyordu
"Geldim işte senin önündeyim. Gerekirse bilincimi kaybedene kadar köpek gibi yalvaracağım sana. Bu cezayı hakedecek ne yaptım sende bunu söyleyeceksin bana. Tam aşkı buldum derken sevdiğim adam yaşam mücadelesi veriyor. NEDEN?! Ben miyim suçlu? Yoksa hasta ve ölecek olan adama beni aşıkettiren sen mi? Gidiyor artık bende onunla yok oluyorum. Yapmak istediğin bu mu? Al işte mutlu musun? Hergün ondan biraz daha uzaklaşıyorum. İkimizde uçurumun kenarındayız ve o, hergeçen dakika ellerimden uzaklaşıp uçuruma yaklaşıyor. Ben onsuz bir hiçim bunu bile bile gerçekten onsuzluğu yaşatacak mısın bana?"
Hıçkırarak ağlarken yalnız başına bağırıyordu resmen diz çökmüş halde

"Yoksa her şey sana karşı gelip bir erkeği sevdiğim için mi? BENİM CEZAM BU MU?! *hick* üzgünüm. Kalbime s-söz geçiremedim *hick* ü-üzgünüm. Şimdi sana sığınmaktan başka çarem yok. Yalvarırım onu benden alma. Gerekirse burda günlerce sana köpek gibi yalvarırım ama onu benden alma. Bağışla beni *hick*"

Başını yere koyup hıçkırarak ağlarken tüm dünyanı yakıp yıkmak istiyordu küçük beden
"B-bağışla Tanrım"
Kendin ilk kez bu kadar çaresiz hissediyordu. Tanrıya yalvarmaktan başka çaresi yoktu. Bu hastalığın tedavisi yoktu. Elinden bir şey gelmiyordu
"İşte kapına geldim. Önünde diz çöküyorum ve yalvarıyorum sana. Mucizeye inanmayan beni mucizeye inandırır mısın? Onu bana geri verir misin?"

***

"Yine hastanede kalmalısın falan söyleyecekseniz-"
"Hayır Bay Jeon. Bu konuda tartışmanın anlamsız olduğun anladım artık"
"Ne bu önemli konuşmanız gereken peki?"
Jungkook anlamaz bakışlarla anne ve babasına ardından doktora baktı
"Sizin için küçücük bir umut buldum"
Jungkookun gözleri sonuna kadar açılırken hemen yerinde doğruldu

"Anlamadım?"
"Amerikada çok ünlü doktor var. Beyin cerrahı. Ve sizin durumunuzu incelediğinde kötü huylu tümörü ameliyyatla beyninizden temizleyebileceğin söyledi ama çok riskli olan bu ameliyyatın başarılı olması sadece 10%"
Jungkook şokla doktora bakarken annesi ağladığın gizlemeye çalışmak istesede yapamıyordu
"Şimdiki durumda en fazla 2 ay zamanınız kaldı ama eğer ameliyyatı kabul ederseniz küçücükte olsa yaşama şansınız var"
"Başarılı olmazsa sayılı kalan günlerimden daha erken geberirim öyle mi?"
"Bay Jeon-"
"10% ihtimale güvenip kabul etmemi nasıl bekliyorsunuz? Belliki o doktor kendine deney faresi arıyor ama o ben değilim"

"Kendisi bir çok iyi huylu tümör hastaların bu hastalıktan kurtarmış birisi. O ameliyyattan sağ çıkmanız sizin gücünüze bağlı"
Jungkook sessiz kaldığında annesi konuştu
BayanJeon:"Ben sana inanıyorum Jungkook. Benim yavrum ne zorluklar atlattı"
BayJeon:" açıkcası bu konuda neyin doğru olduğun ben bile bilmiyorum bu yüzden kendin iyice düşün karar ver oğlum. Her ne olursa olsun yanındayız"
Jungkook nefesin dışarı verip hayatını tamamen değişecek kararı düşünmeye başladı. Yapabilir miydi? Belkide Tanrı ona acımış ve yardım eli uzatmıştı

♬♩♪♩♩♬♬♩♪♩♪♩♬♬♩♪♩ ♩♪♩♬♬♩♪♩♬♬♩♪♩♬♩♪♩♩♬♪♩♬

Merhabaa

Yeni bölümm. Umarım beğenmişsinizdirr💜💞

Yeni bölümde görüşmek üzere

My Best MistakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin