𓆩31𓆪

453 53 4
                                    

Jimin sabah okula gelirken yolda Jiyongla karşılaşmıştı. Ne kadar onunla aynı yolu gitmek, onunla konuşmak istemese bile hala arkadaş gibi kaldıkları için görmezden gelip gidemezdi.
"Günaydın"
"Günaydın"
Birlikte okula ilerlerken Jiyong mırıldandı
"Seni tanıdığım günden ilk defa yolda karşılaşıyoruz. Fazlasıyla trajikomik"

Jimin burukca gülümsedi. Jiyong hala onu seviyordu ve ona acıyordu bu yüzden
"Evlerimiz ters taraflarda o yüzden. Şimdi karşılaşmamıza şaşırdım aslında. Neden bu taraftan geliyorsun?"
Jiyong omuz silkip ayağının altındaki taşlara vurarak konuştu
"Evden çabuk çıktım yolumu uzatarak gelmek istedim"
Jimin anladım der gibi başın salladı

"Jungkookla aranız nasıl?"
"Çok iyi"
Jiyong başın kaldırıp gergince parmaklarıyla oynayan bedene baktı
"O ilk geldiğinde deli gibi korktuğum şey başıma geldi ama elim ayağım bağlı oturmak zorundayım"
"Seni hep arkadaşım olarak gördüm Jiyong"
"Sen benden hep nefret ettin Jimin"
"Yapma-"
"Gözlerin her şeyi anlatıyor Jimin. Şimdi o adama nasıl hayranca bakıyorsa zamanında bana nefretle bakıyordu"
Jimin başın aşağı salıp sustuğunda Jiyong konuştu
"Ama sanma ki seni sevmiyorum. Ne zaman dönmek istesen, ne zaman canın biraz sıkılsa hep burdayım"
"Teşekkür ederim Jiyong ama bu asla olamaz"

"Sizi böyle normal karşılama sebebim Jungkookun bana kimsenin yapmayacağı bir iyilik yapması aksi halde Jungkookla şuanda kanlı bıçaklı olurduk. İşte o kadar seni çok seviyor ve hala bir umut ışığı arıyorum"
Jiminin kaşları çatılırken Jiyonga baktı
"Ne iyiliği?"
"Boş ver. Sevgilin isterse anlatır"
"Madem konusun açtın söyle"
"Üzgünüm. Sevgilin özellikle kimsenin bilmemesin istedi"

Artık okul bahçesine girmiştiler ve Jiyong durup Jimine döndü
"Ama ne olursa olsun seni biraz bile üzerse onu kendi ellerimle gebertirim. Çünki söylediklerine bakılırsa seni üzeceğine emin"
Bu sırada Jungkookun arabası yanlarından hızla geçip arabasın parkettiğinde Jiyong okul binasına ilerlemiş Jiminse olduğu yerde donup kalmıştı. Jungkook onları görmüştü ve kıskançlık duygusunu bastırarak arabadan inip hala Jiyongun ardından bakan sevgilisine yaklaştı
"Günaydın"

Jimin irkilip büyüğüne baktı
"Günaydın üzgünüm dalmışım"
"Jiyongla ne konuşuyordunuz?"
Jimin başın sağa sola sallayıp gülümsemeye çalıştı
"Yolda karşılaştık öylesine konuştuk"
Jungkook kıskandığını gizleyerek başıyla onayladı. Sevgilisinin canın kendi düşünceleriyle sıkmak istemiyordu. Sonuçta Jiyongla Jimin arkadaş gibi kalmıştılar ve konuşmaları falan normaldi
"Hadi okula"

Jimin başıyla onaylayıp büyüğüyle birlikte okul binasına ilerledi
"Jungkook"
"Hmm"
"Jiyonga ne yardımı ettin?"
Jungkookun kaşları çatılırken merakla ona bakan sevgilisine baktı
"Sana ne söyledi?"
"'Sizi böyle normal karşılama sebebim Jungkookun bana kimsenin yapmayacağı bir iyilik yapması' dedi"
"İyilik falan yapmadım önemsiz bir şey. Anlaşılan saçmalamış"
"Bir şey olduğun biliyordum neden doğruyu söylemiyorsun?"

Artık sınıflarına varmıştılar ve Jungkook sınıfa girmeden sınıfın önündeki pencereye yasladı arkasın
"Çünki önemsiz-"
"Sürekli benden bir şeyler saklıyorsun. Ve bu iğrenç hissettiriyor"
Jimin sınıfa girdi büyüğün beklemeden. Jungkook nefesin dışarı verip birsüre olduğu yerde kaldı. Yaptığı şeylerin herkesin haberdar olmasından en önemlisi arkadaşlarının falan öğrenmesinden nefret ediyordu. Parası vardı ve olmayanlara yardım etmek onun için iyilik sayılmıyordu ama insanlar bunu abartıyor sanki ona iyilik meleğiymiş gibi davranıyordu. Sırf yaptığı için insanların ona tavrının değişmesinden nefret ediyordu.

Artık zil çaldığında Jungkook sınıfa girip pencereden dışarıyı izleyen sevgilisinin yanına geçti ve tam ağzını açacakken hoca içeri girdi ve ders bittiğinde sevgilisinin gönlün almayı düşündü.
Jimin aslında bu konu yüzünden değil Jiyongun son söyledikleri yüzünden böyleydi ve yaşadığı üzüntü ve öfkeni sanki başka şey yüzünden olmuş gibi davranmıştı. Ya Jungkook hastalığına yenilirse? Ya 1 haftadan bile az zamanları kaldıysa? Jungkooksuz nasıl yaşayacağı hakkında en ufak fikri yoktu. Ve bu korkuların Jungkooka açıp söyleyemezdi ona ağlayarak lütfen beni bırakma diyemezdi çünki bu Jungkookun elinde olan bir şey değildi. Böyle saçmasapan şeyler yüzünden onun da canın sıktığı için kendine kızdı.

My Best MistakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin