5. BÖLÜM

9.5K 818 199
                                    

Alisa Mercan'dan...

Elini uzattığında bir an eline baksam da elimi avuçları arasına bıraktım. Ellerindeki güven her şeyin doğru olduğunun kanıtı gibiydi. Ondan hoşlanıyordum. Hoşlanmaktan da öte onu seviyordum. Bundan emindim. Hiç bir şeyi hatırlamasam bile sevgim hala yerindeydi. Belki defalarca kez birbirimizin hayatını kurtarmıştık. Belki defalarca kez kurtaracaktık ama bildiğim bir şey vardı. Mirza beni asla bırakmayacaktı. O benim için benim paralel evrenime gelmişti ve hatırlamak benim için bir borçtu. Belki de kapı hatırlamamdan geçiyordu.

"Selam" dedim Yağız'ın yanına yaklaştığımızda. Başıyla selam verirken elini uzattı.

"Resmi olarak tanışamamıştık. Ben Yağız."

Elimi eline bıraktım ve o tanıdık his bedenime doldu. "Alisa."

Kesinlikle bu yüzükten gelen sesti. "Mira'yı aramalısın" dedi Mirza. "Uras ile seni arıyorlardı."

Cebimden telefonumu çıkarıp uçak modundan aldıktan sonra Mira'nın numarasını çevirip kulağıma götürdüm.

"Alisa ! Tanrı aşkına nerelerdesin ? Neden telefonunu kapatıyorsun ?"

Derin bir nefes aldım. Yüzükten gelen sesin aynısıydı. Tonu bile. "Biraz yalnız kalmak istedim. Mirza ve Yağız'layım. Merkeze geleceğiz."

"Geldiğinde bana haber veriyorsun !"

"Tamam" dedim gözlerimi devirerek. Telefonu kapatıp Mirza'ya döndüm. "Gidelim mi ?"

Elini belime koyup beni yönlendirirken yüzünde rahatlamış bir ifade vardı.

"Ne tür bir şeysin ?"
"Ben Alisa, Mirza Ateş. Belki duymuşsundur. Kayıp cadı."

"Alisa ?" İrkildiğimde düşmemek için Mirza' ın koluna tutundum. Bu da neyin nesiydi ? "Güzelim, iyi misin ?"

Yağız'a baktığımda aramızdaki mesafeyi açarak ilerlediğini gördüm. "Bir şeyler canlandı zihnimde. Sanırım ikimize dair."

"Hatırlıyor musun ?" Dedi heyecanla.

"Emin değilim" dedim kaşlarım çatılırken. "Görüntü bulanıktı ama konuşma netti. İkimize ait."

"Ne canlandı ?"

"Açıklık bir alan" dedim ilerlemeye devam ederken. "Etraf kalabalık. Panayır yeri gibi. Ne tür bir şeysin dedin. Ben de adımı söyledim. Kayıp cadı olduğumu söyledim."

Genişçe gülümserken yüzü aydınlandı. "İlk tanışmamız" dedi içten bir şekilde. O an benim de içimde heyecan kıvılcımları dolaştı.

"Peki neden kayıp cadı olduğumu söyledim ? Karakuş değil miyim ?"

Belimdeki eliyle beni kendine çekerken saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu. "Öylesin ama sen kendini cadı sanıyordun. Seni Efsun teyzeler büyüttü. Gerçek ailen Loya'nın elindeydi. Efsun teyze cadı, Asır amca büyücü. Bu nedenle sen de kendini cadı sanıyordun."

"Her şey çok karışık" dedim zihnim allak bullak olurken. "Zihnimde oturtamıyorum."

"Haklısın" dedi derin bir nefes alırken. "Aramızda bir lanet vardı. O lanet bozulmadan birlikte olamayacağımızı öğrenince laneti bozmak için çok uğraştık. Bozduk da. Bedel olarak da sen hafızamdan silindin."

Şaşkınca yüzüne baktığımda bu durumdan utandığını fark ettim. "Peki nasıl hatırladın ? Belki senin hatırlamana yardımcı olan şey bana da yardımcı olur."

Gülümserken gözlerinde kendimi gördüm. "Sana aşık olduğumu fark ettiğimde hafızam da birden zihnime akın etti."

Bakışlarımı kaçırırken "ama ben zaten seni sevdiğimi biliyorum" diye mırıldandım.

KARAKUŞ - 2 "ATEŞ"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin