(ノ◕ヮ◕)ノ*.✧❤️✧ Ö Z E L B Ö L Ü M ° • °

2.4K 314 124
                                    


     "Özledik, dediler. Tası tarağı bırakıp geldim..."

     Uzamış saçlarını tararken gözleri penceresindeki kuşlardaydı. Haber bekliyordu.

     Ayna karşısına oturmuş, sessiz sessiz sanki birazdan yaramazlık yapacak olan kendisi değilmiş gibi, hazırlanıyordu. En son kuşun biri ötünce elindeki tarağı gelişi güzel bir şekilde arkaya attı. Tarak yatağın yumuşak yorganı üzerinde birkaç takla atarken o çoktan kalkmış ve penceresini açmıştı.

     Elbisesinin eteğini kaldırıp bir bacağını pemcereden dışarı çıkardı. Sonrasında temkinli bir şekilde diğerini de çıkartıp etrafa bakındı. Kendini son bir gayretle dışarı attığında ayakları toprağı bulmuştu. Kahverengi gözleri sinsi bir ışıltı ile parladı.

      Gülerek penceresine bakarken geri geri gitmiş ve atının önüne gelip diz çöküşünü normal bir şeymiş gibi izlemişti. Atın üzerine bindiği gibi dört nala koşturtmaya başladı. Ormanın içerisinden hızlıca geçtikten sonra mağaranın önüne gelmişti.

        Atını bağlama gereği bile duymadan bırakmıştı. Sadece bırakmadan önce sevgiyle başımı okşamış, alın kısmına şefkat dolu bir öpücük kondurmuştu.  Tam arkasını dönmüş mağaranın girişine gelmişti ki kurumuş bir ağacın kökleri çekti dikkatini. Etrafa dikkatlice bakınıp eğildi. Parmaklarını kökün üzerinde gezdirdi ve sonrasında ise sadece gülümsedi. Yeşile dönüp parıldayan gözleri ayağa kalktığında tekrardan kahverengi olmuştu.

      Mağaraya giren genç kızın ardından onlarca yıl yaşamış olan kurumuş çınar ağacı tekrardan hayat bulmuştu.
 

     Tam ağzını açmış, sevgi dolu sözcükler bağıracaktı ki bir el belini tuttuğu gibi bedenini hoyratça savurdu.

       "Hoşgeldin." dediği an Jessie'nin kabarıp alev alacak olan saçları yanmadan  sönmüştü...

      "Hoşbuldum." diye mırıldandı gülümseyerek. Jessie ellerini adamın siyah saçları arasına daldırdığında Asır gülümseyerek kara gözlerini Jessie'nin parlak kahve-sarı gözlerinde gezdirdi. Sarıydı, çünkü biliyordu ki şu an heyecandan birkaç sihir yapıyordu.

     Genç adam bunun vermiş olduğu hoşnutluk ile yaramazlık yapmak istedi. Ellerinden biri belinden kalkmış ve ensesine doğru yol almıştı. Güçlü parmaklarını kızın saç diplerinde dolandırdı.

     Jessie alt dudağını heyecandan ısırırken aşkla baktı Asır'ın gözlerine. Bu bakış ise genç adamın bütün oyununu yerle bir etti. Kendisini tutamamış, ısırdığı dudaklarını kendi dudaklarına hapsetmişti.

    Jessie beklenmedik saldırı karşısında gözlerini sımsıkı kapatıp elleri arasındaki saçı, tutunmak istercesine , çekiştirmişti. Asır'ın ise...yolundan saçları şu an pek de umurunda değildi.

      Genç kızın alt dudağını kavrarken çarpıntı yapan kalbi ile bir an durup soluklandı. Tekrardan mağara duvara sıkıştırdığı sıra bir zil sesi yükseldi.

     Hayır, dedi içinden. Şimdi değil!

     Jessie'nin geri çekileceğini bildiğinden telaşla ellerini genç kızın beline koyduğunda Jessie çoktan dudaklarını dudaklarından çekmişti.

     "Bu zili niye koyduk?" dedi öfkeyle. Kara gözleri şimdi sonsuz bir çukur gibiydi.

     "Boyutların Kraliçesi olduğum için." dedi Jessie de bilmiş bilmiş gülerken. Genç adamın kızarmış dudaklarına, boynundaki şişmiş birkaç damara baktı. Uzanıp kızaran dudaklarını nazikçe sildiğinde Asır zorlukla yutkundu.

Lady DeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin