6. BÖLÜM: "Ani"

1.3K 64 122
                                    

İyi okumalar 🖤

6. BÖLÜM
"Ani"

Gözlerim ağrıyor, kafamı kaldırmak bile istemiyordum. Üstünde yattığım gövdenin üzerinden kalkıp yatakta otururken gözlerimi ovuşturarak kendime gelmeye çalıştım. "Günaydın." Diyen Edis'e şişmiş gözlerimle fazla bakmamaya çalışıp düz bir sesle karşılık verdim. "Günaydın..." Odada saat olmadığını görünce kaşlarımı çatıp ona döndüm. "...Saat kaç?"

"14.30'a geliyor." Şaşkın bakışlarımı gizleyemedim. "Keşke uyandırsaydın."

"Kıyamadım." Gülümsememeye çalışıp kafamı çevirdim. "Ben bi' yüzümü yıkıyım." Diyerek ayaklandığımda bana baktı. "Sonra hazırlan kahvaltıya gideriz." Onu onaylayıp yüzümü yıkamaya gittim. Ardından telefonumu bulup gelen bildirimlere baktım.

Annemden ve Efnan'dan gelen birer arama görünce ilk Efnan'ı aramanın bünyem için daha sağlıklı olacağını düşünmüştüm. Daha ilk çalışta açılmıştı telefonum, "Hazel?"

"Efendim Efnan?" Sesli nefesini işittim. "Evlenmişsin, tebrik etmek istedim."

"Ondan önce geçmiş olsun Efnan, dün Leyla'ya sinirimden seni soramadım bile." Arka fondan Leyla'nın, 'Beni sor' diyen fısıltısını duymak yetmişti.
"Dün Leyla'yla bir şeyler yaşamışsınız sanırım." Dediğinde onu tereddüt etmeden onayladım. "Evet."

"Bugün derste de görememiş seni, yarın falan buluşmak ister misin? Hem konuşmuş oluruz." Düşünceli bir şekilde zemine baktım. "Hemen reddetme Hazel, bu deli yapmış bir hata ne olur buluşup üzerine konuşalım. Bu durumu birlikte atlatabiliriz."

"İyi..." Dedim iç çekerek. "...Yarın sabah erkenden Leyla'yla ortak dersimiz var, eğer gelirse görüşürüz."

"En sevmediğim ders." Diye fısıldadı Leyla Efnan'a, Efnan da çocuğunu avutan anneler misali, "Şükret." Diye mırıldanıp bana döndü. "Tamamdır, yarın gelecek mutlaka. Öyle hızlıca çıkıp gitme dersten, tamam mı?"

"Bakarız duruma göre..." Salona giren Edis'i görüp fazla uzatmak istememiştim. "...Sonra görüşürüz." Dediğimde Efnan, "Yarın görüşürüz." Diye karşılık vermişti.

Kapattığım telefona bakarak Edis'in meraklı gözlerini yanıtladım. "Efnan aradı, yarın görüşmek istiyor."

"Yarın dersin yok mu?" Başımı salladım. "Sabahtan var, öğlene doğru çıkar takılırız."

"Dün siz konuşmamış mıydınız zaten?"

"Konuştuk ama sadece aramız bozuk, yarına düzeltiriz muhtemelen." Dediğimde beni ağır ağır onaylamıştı. Telefonuma bakıp konuştum. "Annem beni aramış."

"Öğrenmiş mi?" Dudaklarımı bilemeyerek büktüm. "Herhalde."

"Geri ara istersen." Başımı sallayıp salondaki koltuklardan birine oturdum. "Hoparlöre alacağım." Diyerek hoparlöre aldığım telefonu ellerim titreyerek çaldırmaya başlamıştım.

Açılan telefona bakıp yutkundum. "Anne?" Edis destek olurcasına ellerimi omzuma yerleştirmişti. "Abin bir şeyler söyledi."

"Duyduğun gibi değil." Diye mırıldandığımda annem beni beklemediğim bir yerden vurmuştu. "Hamile misin?" Şaşkınlıkla ekrana bakıp hızlıca konuşmaya çalıştım. "Hayır, değilim. Yemin ederim, değilim."

İNGİLİZ MANTIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin