2. BÖLÜM: "Olasılık"

1.9K 98 187
                                    

• Marina - Valley Of The Dolls
• Bea Miller - I Can't Breathe

2. BÖLÜM
"Olasılık"

Gözlerim yeni bir sabaha çoktan aralandığında Remzi'ye söz verdiğim gibi apartman çöplerini toplayıp tekrar eve dönmüştüm. Kendimi bir deniz kızı misali suya atıp duştan çıkar çıkmaz yatağın üzerine bıraktığım gündelik kıyafetlerimi kuşanarak saçlarımı sardığım havludan kurtardım. Saçlarımı tarayıp kurularken kabaran saçlarımı tarakta kalan ıslaklıkla indirmiştim. Ardından gözümü masamın üzerindeki dijital saate çeviriverdim.

09.58

Eşyalarımı sığdırabileceğim kadar küçük kol çantamı takıp aynadaki son halime baktım. İyi görünüyordum. Çok özenli de değildim, özensiz de. Ortadaydım.

Gelen arama ile kalbimden yükselen heyecanla dün kaydetmediğimi bildiğim o numarayı cevapladım. "Günaydın." Dedi neşeli bir tonda. Dijital saatime bakıp gülümsedim.

10.00

Dakikti. "Günaydın." Der demez konuştu. "Konuştuğumuz gibi apartmanın önündeyim, türbe yeşili olan seninki." Dediğinde istemsizce ağzımdan dökülen kıkırdamayla onu yanıtladım. "Bekle, geliyorum." Diyerek ayağıma zar zor geçirdiğim ayakkabılardan sonra kapıda unutmamak için çırpındığım anahtarımı da alıp çıkmıştım.

Sessizce telefon hattında beklediğinin farkındaydım. Çevremdeki gürültüleri saymazsak ben de benzer sessizlikle apartmandan çıkıvermiştim. Telefondaki aramayı sonlandırıp kocaman bir gülümsemeyle ona baktım.

Temizliğinden güneşi görmemesine rağmen parlayan arabasına yaslanmıştı. Beni görünce telefonunu cebine koyup aracına yaslanmayı bıraktı. Arabasının kapısını benim için açtığında konuştum. "Çok naziksin." Diyerek o geniş omzuna dostça iki kez dokunup arabaya oturdum.

Kapımı kapattıktan sonra arabanın önünden geçip şoför koltuğundaki yerini almıştı. "Nasılsın?" Dedi sanki uzun yıllardır görmediği bir tanıdığıymışım gibi. "Dün akşamdan beri aynıyım." Dedim anlamsızlaşarak. "Dün akşam nasıldın?"

"Büyük oranda iyiydim," Çok da merak etmeyerek ona baktım. "Sen nasılsın?"

"Seni gördüm derler ya, öyleyim." Gözlerimi kısarak, "İyisin yani?" Dediğimde tereddüt bile etmeden cevapladı. "Fazlasıyla."

Işıklarda durur durmaz aramızdaki değersiz sessizliği, sesli soluğuyla fark ettirip konuştu. "Parfümün," Dedi ve boğuk tonlamasıyla devam etti. "Sana çok yakışan bir koku."

"Hediyeydi," dedim açıkça. "Bu sene, doğum günümde, abim almıştı." Yüzüne bir gülümseme düştü. "Ne hoş." Diyerek desteklediğinde gülümsemesine karşılık vermeyi ihmal etmedim.

"Dün gece düşündün mü? En azından evlilik hakkında olumlu veya olumsuz bir fikir oluşmuştur kafanda.." Ağzımdan laf almaya çalışmasını hoş gördüm. "Oluştu," Gözlerimi ona çevirdim ve gür bir sesle konuştum. "Evlenmek istiyorum."

Kafasını kısa bir saniyeliğine bana çevirip gözlerime bakamadan önüne döndü. "Kararsız kalırsın sanıyordum."

İNGİLİZ MANTIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin