10

973 75 25
                                    


-

"Lisedeydim."

"Tipik bir lise hayatım vardı. Taa ki yeni gelen öğrenci benimle sıra arkadaşı olup her şeyi değiştirene kadar. Onunla arkadaş olduk gün geçtikçe daha da yakınlaştık. Sonunda böyle bir arkadaşlık elde etmiş olmam çok mutlu etmişti beni. Fakat bir süre sonra bu yakınlık bir şeyi fark etmemi sağladı. Onu sevdiğimi. Evet o da beni seviyordu. Ama benim ona karşı hissettiğim sevgi onunkinden çok farklıydı. Kendimden iğrendim arkadaşıma nasıl böyle bir şey yaparım diye yedim bitirdim kendimi. Fakat ne kadar bu hislerden vazgeçmeye çalışsam daha güçlü bir şekilde ortaya çıkıyorlardı. Bu yüzden bir sabah annemle izlediğim sabah programındaki aşk doktorundan aldığım tavsiyeyle cesaretlendim ve kimsenin sınıfta olmadığı bir zaman onun karşısına geçtim ve onu sevdiğimi ama bana karşılık vermesine gerek olmadığını sadece bunu söylemek istediğimi söyledim ama o beni öptü. O an o kadar mutlu olmuştum ki kim bilebilirdi o anın saniyeler sonra sınıfa giren biriyle en kötü anıma dönüşeceğini.
O an itti beni ve dudağını iğrenircesine sildi.
Onlara kendimi zorla öptürdüğümü eğer yapmazsa ona şantaj yapacağımı söyledi. Dondum kaldım tabii etraftakilere gözümü gezdirdiğimde herkesin ona inandığını görebiliyordum. Umrumda değildi. Zaten bu okulda tek umrunda olan kişi o'ydu. Çantamı alarak sınıftan çıktım ve tuvaletlerden birinin kapısını açarak içimde biriken tüm duyguları pek hoş olmayan bir şekilde atmaya çalıştım. İşe yaramadı tabii. Ağlamak istiyordum ama yapamıyordum çünkü yaşananlar sanki bir kabusmuş ve her an uyanacakmışım gibi geliyordu. Çantamı attığım yerden alıp tuvaletten çıktım ama olay çoktan herkese yayılmaya başlamıştı. Herkes fısıldayarak bana iğrenircesine bakıyordu. Kimseyi umursamadan okuldan çıktım. Güvenlik arkamdan ne kadar bağırsa da umursamadım. Ve yolda yürürken kendimi tutamayarak eve gidene kadar ağladım. Bu ağlama kendim içindi. Kendime üzüldüğüm için o saf kalbiyle mutlu bir aşk yaşayabileceğini düşünen Yeonjun için. Eve varıp anne ve babamı gördüğümde hiçbir şeyden haberlerinin olmadığını anladım ve ben de hiçbir şey söylemedim. Gereksiz yere sorun yaratmak istemedim. O günden sonra her gün benim için aynı oldu. Bazen arkandan bazen yüzüne söylenen hakaretler ayrıca sıramda ve dolabımda da görebiliyordun bunları. Herkes benden uzaklaşmıştı ön ve arka sıram sınıf ne kadar dolu olursa olsun hep boş kalıyordu bazen de bir oyunun cezası olarak benim yanıma oturacak bir kurban seçiyorlardı. Ben ne kadar bunları yaşamaya alışmış olsam da müdür olanları duydu ve ailemi okula çağırdı. O olanları anlatırken ailem dinledi. Müdür benim tarafımda değildi. Homofobik bir insan bu konuda nasıl benim tarafımı tutabilirdi ki zaten ? O an annem ve babam beni dışarıya çıkardı ve bana beni sonunda yıkmayı başaran o soruyu sordular. "Yapmadın değil mi canım oğlum ?" bunu sormuş olmaları bile bana kendi oğullarına güvenmediklerini gösteriyordu. O kadar şeye rağmen ayakta durmamı sağlayan şey eğer öğrenirlerse benim arkamda dururlar diye düşündüğüm ailemden aldığım güçtü. Ama artık tamamen yalnızdım. Buna rağmen kendimden emin bir şekilde yapmadım diyebilmiştim. O günden sonra ailem beni okuldan aldı ve bu konu bir daha açılmadı. Benim bunları yaşamama sebep olan kişi zaten başka bir sınıfa geçmişti ve onu hiç görmüyordum belki beni görmek istemiyordu ya da kaçıyordu. Bu yüzden onu da o olaydan sonra hiç görmedim. Ama ne kadar kaçarsan kaç geçmiş peşini bırakmıyormuş. Şimdi düşününce ona da hak veriyorum. Kim benimle olmak ister ki ? Gerçek bir aile kuramayacağı hiçbir zaman rahat bir birliktelik yaşayamayacağı birin-"

Soobin Yeonjun'un sözünü kesmişti.

"Yeonjun hyung."

Bakışları ciddiydi.

"Sen ne kadar güçlü ve mükemmel bir insan olduğunun farkında mısın ?"

Bunu sinirli bir şekilde söyledikten sonra Yeonjun'a sıkıca sarılmıştı.

deja brew / yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin