Kalabalık birden ileri doğru atılmaya başladı. Yüzümü sahneye dönemeden kendimi leş kokulu siyah tişörtlerin arasında buldum. Nefes alabilmek için çırpındıkça bedenlerin baskısını daha da çok hissettim. Yönümü bir türlü bilemeden içleriden sıyrılmaya çalıştım.
Sağa doğru gidiyor ancak odak noktamı kaybedip yine farklı bir yöne doğru gitmeye çalışıyordum. Bedenlerin arasından sıyrılırken kızların çığlık atması ve erkeklerinde tezaruat yapmayı bırakmadığını fark ettim.
Müzik sesi kulaklarıma erişmiyordu. Buna dua ederek insanların arasından kendime yol açmaya devam ettim. Mikrafondan duyamayacağım kadar boğuk sesler geliyordu. Gerçi bunun nedeni kafamı eğerek bu cehennemden çıkmaya çalışmamdı.
Yeraltına girmiş gibi boğucu ve korkunç bir his içimi kaplamış ve beni telaşa sokmuştu. Kaçmak için çabalıyordum ki birden mikrafondan gelen kükreme hopörlede çınladı. Kulaklarımı kapatma isteğine karşı koydum.
Ben bu kükremeyi biliyordum. Yine de korkmamak elde değildi. Daha fazla çırpındım. Sonunda öküzün beni ileri doğru fırlattığında kurtulduğumu zannettim. Ama kurtulmak yerine daha da büyük bir bokun içine düşmüştüm.
Sahnenin dibindeydim. Ormanda konuştuğum çocuk tam önümde iyice eğilmiş mikrafona doğru kükrüyordu. Kükremesi bitti ve o da doğruldu. Gitar solosu acımasızca kulağımı sikerek hopörlerden yankılanmaya başladı.
O çocuk ise sahnenin ortasına doğru mikrafonuyla ilerledi ve kalabalığa dilini çıkardı. Sonra da bateri merdiveninin kenarında duran suyu aldı ve yine çömeldiği yere geldi.
Gitar solosu bitmemişti ve eğer kulağımı tıkarsam buradan sağ çıkamazdım. Olduğum yerde geri dönmeye çalılştım ama kızların çığlıkları beni tekrar döndürdü. Onun dışında bu sıkışıklıkta geriye doğru gitmek imkansız gibiydi.
Çocuk elindeki şişeyi açtı ve biraz suyu ağzına aldı. Sanki arkamdaki kızlar bunu beklermiş gibi yine çığlıkları bastılar. Bir an önce buradan çıkmak istiyordum. Sonra o çocuk elinde tuttuğu su şişesini arkamdaki kızlara doğru attı.
Ağzındaki şişliği bir o tarafa bir bu tarafa yanaklarının arasında gezdirdi. Bana baktığını fark edince yutkundum.
Hafifçe eğildi ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Kızların çığlıkları yine kulağımda çınladı. Bana bakması gitar solosunun bitmesine kadardı. Solo bitince ağzında tuttuğu bütün suyu yüzüme fışkırttı.
Ne yapacağımı bilemeden hemen elimle yüzümü temizledim. Elinde tuttuğu mikrafonunu dudaklarına yaklaştırdı. "Here's to your perfect weapon." Sonrasında mikrafon benim önümde duruyordu.
Dövmelerinin üzerine sürdüğü boyağa baktım ve o an aklıma gelen ilk küfürü sessizce bana uzattığı mikrafona doğru söyledim.
"Fuck off."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK SEÇENEK
Teen FictionBu hikaye kendini başkası zannedenler için. Bu hikaye umutsuz olanlar için. Bu hikaye önyargılı insanların önyargılarını yıkmak için. Bu kitap kim olduğunu bulamayanlar için. Bu kitap savaşamayanlar için. Bu kitap yaşama karşı savaşmayı bırakanlar i...