Kötü. Kötü. Daha da kötü. London, london. Güzel londra... Bok ye sen. Hemen hemen internette gördüğüm yabancı kızların üzerindeki her elbiseyi gördüm. Ancak konser alanındaki manyakların giydiği tek bir şey bile görememiştim.
Nasıl londrasın sen ? Senin her şeye sahip olman lazım.
Ama hayır. Telefonumu çıkarıp instagrama girdim. Ağaçların arasında çekildiğim bir fotoyu koyup hemen london konumunu ekledim. Ne ? Benimde hava atmaya hakkım vardı.
Derin bir iç çekip elime geçen bütün ilginç şeyleri toplamaya başladım.
Ne de olsa bir daha buraya gelip gelmeyeceğim belli değildi.
Bunları giydiğimde London, London şarkısını mırıldanıp onun kükremesini hatırlayabilirdim. Ya da üstüme geri püskürttüğü o suyu...
Kan yüzüme sıçrarken elimdekilere baktım. Renkli şeyler. O sıcakta bile herkesin giydiği siyah bana kendini yakınlaştırmıştı. İlk defa simsiyah olmak istedim.
Ama buradayken değil.
Kardeşimin sefa sürüp benim eziklendiğim o siktiğimin ev ortamında... Her şeyi bıraktım.
Siyah bir şey bulana kadar paramı harcamayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK SEÇENEK
Teen FictionBu hikaye kendini başkası zannedenler için. Bu hikaye umutsuz olanlar için. Bu hikaye önyargılı insanların önyargılarını yıkmak için. Bu kitap kim olduğunu bulamayanlar için. Bu kitap savaşamayanlar için. Bu kitap yaşama karşı savaşmayı bırakanlar i...
