Bu benim ilk hikayem ve hepsi gerçek,yazım hatalarım varsa kusura bakmayın wattpatta yeniyim :-)
Yine her zamanki gibi günesín ilk ışıklarıyla uyanmıştım.Asıl beni kendime getiren annemin"Suuu"diye beni o sıcak yatağımdan kaldırması oldu.İstemeyerekte olsa yatağımdan kalktım. Banyoya doğru hızlı hızlı adımlarla ilerlerken saçımı nasıl yapsam diye düşünmeyide ihmal etmedim.O anda en yakın dostum Derya'yı bile aramak geçti aklımdan. Zor da olsa saçıma bir sekil verdim.Kulaklığımıda alıp servise bindim. O an aklıma Deryayla olan konuşmalarımız takıldı.İkimizde aşkın varlığına inanmıyorduk.Deryaysa benden daha kòtûydü.Servisten iner inmez Derya hemen kucağıma atladı. Sanki 1yıldır görüşmuyorduk(!)
Sınıfa girdik ve ill dersi işledik (eyvah) ders matematikti.Pek aram yoktur da.Arka sırada Mert ve Kaan'ın eğlenceleri gözüme takıldı.Derya'yı da kolundan kaptığım gibi yanlarına gittik.Doğrulukmu cesaretlilikmi oynadık.Kaan bana doğrulukmu cesaretlililmi diye sorduğunda "doğruluk"dedim."Kalbini çalan bir hırsız varmı "dedi.O anda Kaan'ın bana sordugu soru karşısında hem şaşırmıştım,hemde sinirle "hayır"diye bağırdım.Kaan'ın yüzündeki aptalca gülümsemeye sinirlenip hızla sırama geçtim.Bu arada da Derya neden sinirlendíğimi çözmeye çalısıyordu. Zil çaldı ve çikolata almak için kantine gittik.
Derya da o sırada neden sinirlendin ki bu kadar dedi. Bemde aşkı yaşamak çok saçma hayat var hayatı yasamak daha mantıklıydı. Aşk bir gökkuşağıydı bence herkes kendi rengini seçer hayat tüm renkleri seçmekti,aşk ise siyah ve beyazdı. derken Derya bana sanki anasına küfür etmişim gibi bakıyordu."Belkide aşk akrep ve yelkovanın bir birini kovalayıp zamana karşı susmasıydı aşk denen illet."