Sabah yatağımdan kalktım ve banyoya doğru yol aldım. Gizemli kutumdan kolyeyi aldım ve boynuma geçirdim. Aynaya baktım ve yüzümde yine o aptal gülümseme vardı. Servise bindim. Okula gelince Derya'nın yanına doğru ilerledim. Derya'ya kolyeyi gösterdim ve neler olduğunu anlattım...
Derya çok sevinmiş olmalı ki yüzünde aptal bir sırıtış vardı.. :-)Sınıfa çıktım ve Kaan'ın sırasında bir sandıkta muz vardı. Anlam veremedim derken zil çaldı hoca içeriye geldi. Dersi pür dikkat dinledim ve dersin bitimine 10 dakika kala
hoca: "arkadaşlar Kaan sınıfa birşey dağıtmak istiyor"
dedi. Bende gülümsedim nedenini bilmeden...
Kaan herkese adilce muz dağıttı taaki sıra bana gelince; bana 6 tane muz verdi. Şaşkın gözlerle ona bakarken
hoca: "neden oraya daha fazla?"dedi. Kaan'da göz kırparak banada diğerleri gibi bir tane verdi. Bense onun bu çaresiz haline gülmekle yetindim...
Sonra tenefüste Kaan benim yanıma geldi ve "bunlar senin"dedi
Anlamsızca yüzüne bakarken "hayır olmaz ama teşekkürler" diyebildim.
Kaan"alırmısın" dedi. O kızgın gözlerle...
Bende gülümseyerek "peki" dedim.
Hemen yanımıza Mert geldi ve elinde muzun bulunduğu sandık vardı. Sandığın içi boştu ve renkli ipler asarak süslemiş. Arkasına da evleniyoruz mutluyuz yazmış. Ne kadarda güzeldi.
Kaan "bu çok güzel" dedi.
Bende sadece gülümseyerek yetinebilmiştim. Kaan gülümseyerek sınıfa doğru gitti. Ve bende sandığı yani düğün arabamızı almıştım. Zil çaldı ve servise bindim. Servisteyken sandığı incelemeye başladım. İçinde kalp şeklinde bir kağıt vardı. Bir yüzünde KAAN,bir yüzünde SU
yazıyordu. Yaaa bu çocuk beni çok seviyor dedim içten içe...
Bende onu çok seviyordum tabikide...~~Bazen hiçbir şeyi umursamadan, sadece yanımda ol bırakma beni~~