Kaan benim arkamdaydı ama güldüğünü biliyordum ve kağıdı eline verdim kağıdı verirken elim tenine değdi,o his inanılmazdı belkide ona ilk böyle aşkla dokunuşumdu.
Kağıdın içindekileri dudaklarını kıpırdatarak okuyordu. Üzülmedi de gülmedide sadece yüzüne ufak bir tebessüm yerleştirdi. Hayır dememiştim,diyemezdim de zaten. Aslında naz yapıyordum o yüzden ewet demedim. Tenefüse çıktık ve Derya Kaan'ın bize doğru yaklaştığını farketti. Acaba ne diyecekti,yanımdan geçti birşey demedi sadece gülümseyerek göz kırptı (ayyyy)inanmıyorum ne kadarda tatlı. Okul çıkışı geldiğindeyse ben servise bindim giderken el salladı.
Yine sabah oldu çook heyecanlıydım. Çünkü bugün "evet" diyecektim ona. Annem "Su sana noldu böyle niye bugün çok tuafsın"dedi.Bende "hiç..."dedim.Ama hiç değildi. Ben ve o...
Kaan ve Su kulağa çok hoş geliyordu. Okula gittim ve sabah sıramda bir sürü gül yaprağı vardı. Vee ortasında da kalp şeklinde bir kağıt ve içinde (SENİ SEVİYORUM)yazıyordu. Arkamdan geldi ve beni okulun kantinin arkasındaki ağacın yanına çağırdı ve gittim."Kararın ne?"dedi. Bende o açık kahve gözlerinin derinliklerine bakarak"Evet"dedim.Yüzündeki o gülümseme unutamazdım hani gülümseyince yanaklarının kenarlarında iki çukur oluşuyor ya oraya yerleşmek istedim o an. Ama utandı kıpkırmızı oldu yinede çok tatlıydı. Bana baktı gözlerime baktı ve bir papatya vererek gitti. İnanmıyorum ya papatyayı sevdiğimi nasıl öğrendiki. Ewet Derya tabiki anlamalıydım. Ama papatyaya gerek yok ki o yanımda olsun yeter. Sevsin beni dalsın gözlerimin derinliklerine bende sonsuza dek onu izleyeyim. Buğday tenli aşkım benim"Aşk bazen bir gülüştü"
"Ama onun gülüşleri."