* 2*

610 36 1
                                        

"hey teyze dur.'' dur diyene kadar zaten inmisti. Hemen peşinden gitmeliydim de bu kadın niye benim cüzdanımı çalsın ki? Belki de sahte kürklü bir sahtekar veya dolandırıcır..

Aslında bu pek inandırıcı gelmiyor. Zaten 2 adımını hızlı atsa nefes nefese kalacak.

Nereye gidiyor bu kadın? Buralar semtin en tehlikeli sokakları.

"oo fıstık sen nerden düştün önüme.?"

"heey bırak beni aptal"

"yaa daha yeni geldin ama...."

Kolumu bırakmıyordu pis tinerci.

"İMDAAAT KÎMSE YOK MUUU?"

"Belli ki kimse yok güzellik. Ne iyi , baş başa kaldık."

"yürü git be pis şey sennen tek başıma kalacağıma odamda karanlıkta tek başına kalayım."

Ne var? Her insan 17 yaşında karanlıktan korkar .

Peki her insan demeyelim de bazıları desek daha inandırıcı olur.

"İMDAAAT ÎMM..."

Oh be Allah'ım şükürler olsun sesimi duyan birileri geldi.

Takım elbiseli abi de...Ohhh bir güzel de patakladı

"vur abi vur , geberesice

utanmıyo kızı yaşında çocuğa sarkıyo bide , eddeppsiiiz tu senin kal.."

Takım elbiseli adam parmağını ağzıma getirip 'şşş' dedi ve gitti.

Gittiği yöne baktığımda bir arabaya binip burdan uzaklaştılar.

Bir saniye, yerdeki benim cüzdanım mı? Evet benim cüzdanım.. Oh şükür de teyze nerede ozaman? Acaba o arabadamıydı? E niye cüzdanımı aldı? Ne bu sorular? Ayhh aklım yoğurt çorbası gibi oldu. Eyvahhh ..... kafeye geç kaldım , kahretsin.

Hemen koşmaya başldım. Zaten bulunduğum yere çok yakındaydı.

Sonunda ulaşmaya çalışıp da başıma on bin iş gelen ama herşeye değen kafeye vardım ve sahne arkasından şarkımı çalmaya başladım.

Şarkım bittiğinde onları göremesem de alkış sesleri beni mutlu ediyordu. Ben de herzaman yaptığım gibi onların alkışları bitene kadar bekliyordum.

Herkez çıktığında ben de hazırlanmaya başladım derken

''İrem su hanım , mustafa bey sizi çağırıyor odasına'' dedi görevli. Ben de kafamla onayladım.

Mustafanın kapısını tıklattım. Mustafa diyorum çünkü bana bu işi ayarlayan benim yakın dosyumdu. Çok yakın olmasak ta. Eskiden en iyi dostumdu. Ama büyüyünce bazı farklılıklar oldu. Bizim saf Mustafa popülerlerin grubuna girip sigara ve içkiye başladı. Ama sanki bana borçlu gibi hissediyordu. Yada ben kendi kendime masal anlatıyordum. Herneyse.

"yine geç kaldın "

"biliyorum ama burası tehlikeli bir yerde ve hep başım belaya giriyor. Ben de geç kalmayıp şarkımı söylemek istiyorum, deniyorum . Ama hep aksilikler hep aksilikler."

"peki daha nekadar perde arkasından şarkı söyleyeceksin? Hayranlarından kendini daha nekadar saklayacaksın?"

"bilmiyorum. "

"Tamam ozaman, seninle bir anlaşma yapalım."

" ne anlaşması?"

"evinden seni òzel arabayla aldırtıcam ama.."

"hiç gerek yok"

"sözümü kesme , sonuçta senden de birşey bekliyorum yani karşılıklı."

Sen de sahnede insanlara bakarak şarkı sòylemen için çalışacaksın.

Evet doğru duydunuz. Insanlra bakarak şarkı söyleyemiyorum . Bu benim karanlık fobimden önceki en büyük fobim. Bu yüzden perde arkasından şarkımı sòyleyip kimsenin beni görmemesini istiyorum.

"tamam da ben zaten herr gün çalışıyorum buna."

"ozaman devam et. Yarın seni almaya.kapına gelirler."

"ama...."

"iremciğim acil işim var çıkmam gerek."

"pe peki."

Gerçekten de ceketini hızla alıp çıktı. Ne acelesi varsa. Ben de onun arkasından çıktım. Tam merdivenden inecekken Mustafayı genç birisiyle konuşurken gördüm. Bu çocuğu biryerden hatırlıyorum ama nerden?

GİTARIMIN TELLERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin