[̲̅5̲̅]

77 14 8
                                    

Jooheon takip edilme hissiyle adımlarını duraklattı. Kimi aradığını bilmeden ani bir hareketle arkasına döndü. Bu ani hareket karşısında yanından geçen yabancı adamı ürkütmüştü. Yabancı adam, Jooheon'a kaşlarını çatarak baktıktan sonra böbürlenerek yoluna kaldığı yerden devam etti. Sokağı süzdü Jooheon. Gülüşerek yürüyen bir grup genç ve kendini yalayan sarı bir kediden başka kimse yoktu. Tekrar önüne döndü ve yürümeye devam etti. Evinin sokağına girince bir daha izlenilme hissine kapılmasıyla hızlıca arkasına döndü. Sokak, sarı kedi dışında boştu. Önüne döneceği zaman aklına gelen ile duraksayıp gerginlikle o sarı kediye baktı. Tabi bu sefer sarı kedi de ona dik bir şekilde bakıyordu. Jooheon pispisleyerek yere çömeldi ve sarı kediyi yanına çağırdı. Sarı kedi hızlı bir şekilde Jooheon'ın yanına gelip kafasını, onun uzattığı ele bastırıp süründü. Sevilmek istiyordu. Jooheon, kedinin isteğini geri çevirmeyip kafasını kaşıyarak sevdi. Normal bir kediydi işte. Boşuna gerilmişti. "Demek beni takip eden sensin." demesine karşı kedi miyavladı. Jooheon kedinin onu anlayıp cevap verdiğini düşündü. Hoş, bu duruma şaşırmazdı. Kolundaki saatten zamanı farketmesiyle hemen ayağa kalkıp ellerini birbirine çırparak temizledi. Changkyun'u evde çok yalnız bırakmak istemiyordu.

Sonunda apartmanın kapısının önüne geldiğinde, cebinden anahtarları çıkarıp kapının deliğine sokarak kapıyı açtı. Arkasına, kediyi sevdiği yere, bakarak kedinin orada olup olmadığına baktı. Evde Changkyun sayesinde farklı çeşitlerde bir sürü mama vardı. Bu kediyi de besleyebilirdi. Ama ne yazık ki kedi ortada görünmüyordu. Çok umursamadan apartmanın içine girip kapıyı arkasından kapattı.

(...)

Jooheon televizyonda oynayan filme odaklanmış bir şekilde cipsini yerken, Changkyun da yerde oturmuş bir şekilde duvardaki saate gözünü dikerek insan formuna dönüşmeyi bekliyordu. Gündüzleri, Jooheon ile iletişim kuramadığından ne kadar sıkıcı geçse de onunla güvende olduğunun farkındaydı.

Sonunda saat tam on ikiyi gösterdiğinde nihayet insan formundaydı. Bir kaç gerilme hareketini yaptıktan sonra gözü, televizyonu pür dikkat izleyen Jooheon'a çarptı. Kendisinin dönüştüğünü henüz farketmediğini anlayan Changkyun, Jooheon'ın tam arkasına yavaş ve sessiz adımlarla yaklaştı. "Böö!" diye bağırarak korkuttu. Bu ani ses ile Jooheon, tüm sokağın duyabileceği derecede bir çığlıkla oturduğu yerden sıçrayarak kucağındaki cips kasesini düşürdü. Changkyun bu tepkiyle kahkahalara boğulurken, Jooheon da elini göğüs kafesinden çıkmak istercesine hızda atan kalbinin üstüne koyup kendine gelmeye çalışıyordu. Tabi bir yandan, karşısındaki gülmekten ağlayan adama ters ters bakmayı ihmal etmiyordu. "Ah- Yüzün- Yüzünün halini görmeliydin." kahkahaları yüzünden kesik kesik konuşuyordu.

O an Jooheon, Changkyun'un gülüşünde takılı kaldı. Uzun bir zamandan sonra kahkahalarını ilk kez duyuyordu. Yüzündeki hafif belirgin olan gamzesiyle beraber çok güzel görünüyordu. Yüzündeki hafif hayran olmuş gülümsemesini saklamak amacıyla eğilerek, yere dökülmüş olan cipsleri toplamaya başladı. Tabi bir yandan da söyleniyordu. ''Beni korkutmaktan vazgeç artık. Off film zevkimin içine ettin resmen.'' yerden topladığı cipsleri, boş olan kaseye doldurduktan sonra karnını tutarak gülmeye devam eden Changkyun'a kısa bir bakış atarak mutfağa gitti.
"Napayım bir şeye odaklandığın zaman gözün odaklandığın şey harici hiç bir şeyi görmüyor." diyerek koltuğun üzerindeki tişörtü üstüne geçirdi. Mayıs ayındalardı ama Jooheon'ın evi sabah akşam soğuk oluyordu.
"Dışarı çıkacağız Chang, üstünü ona göre giyin." mutfaktan seslendi Jooheon. Mutfak ve salon bağlı olduğu için Changkyun'u rahatlıkla görebiliyordu. "Bir kaç gün önceki gibi bara mı gitmeyi planlıyorsun Heon? Hatırlatırım kıçımızı zor kurtarmıştık." diyerek kendini koltuğa yüz üstü attı. Buna karşılık Jooheon "Aynı zamanda senin yüzünden de olduğunu hatırlıyorum." diyerek, Changkyun'un yattığı koltuğa ilerledi.
"Neyse..." diyerek, sırt üstü, tepesinden ona bakan Jooheon'a döndü. Kısa bir sessizlikten sonra bıkkınlıkla konuşmaya başladı. "Bak bar gibi bir yerde aşkı aramayı geçtim asıl problem dış görünüşte-" Jooheon sözünü keserek "Gayet yakışıklısın işte-" demesine karşı Changkyun eliyle Jooheon'ın ağzına yattığı yerden uzanarak hafifçe vurdu. Bu hareket karşısında Jooheon şaşkınca kaşlarını çattı. "Kulaklar Jooheon, kulaklar... Sorun kulaklarda. Kedi kulaklarına sahibim farkındaysan. İyice bak bir, iki kulağım var ve ikisi de alışılmışın dışında. Yani gören birine taç veya toka olarak kakalayamam." yüzündeki üzgün ifadeyi saklamak için kafasının altındaki yastığı alarak yüzüne bastırdı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 07, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Scaredy Cat 🐾  // JookyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin