𝐇𝐔𝐑𝐑𝐈𝐂𝐀𝐍𝐄, james potter (türkçe çeviri)

── on üç

┏━━━━━━༻❁༺━━━━━━┓

ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

┗━━━━━━༻❁༺━━━━━━┛

LİLY EVANS, Büyük Salon'a girdikten sonra yaptığı ilk şeyin, jet siyah saçları ve her an yanındaki çikolata rengi lüleleri aramak olduğunu itiraf etmekten utanıyordu. Kahvaltıda ya da derslerinde olsun, bütün gün hiç görmediği iki kişiyi. Ancak, bulabildiği tek şey Katherine Summers ve birinci sınıf Lucas Morgan ile oturan Çapulcuların dörtte üçü idi. Aradığı iki kişiyi hiçbir yerde bulamamıştı.

Kızıl saçlarını kulağının arkasına sokarak, bakışlarını her yüzün üzerinde tekrardan dolaştırdı, gözleri James Potter ve Olivia Kinsley'in sık sık birlikte olduğu olası grupta takılı kaldı. Onların yanlarında oturmayı seçme sebebinin konuşmalarını duymak istemekle hiçbir alakası olmadığı konusunda kendini ikna etti.

"Birilerini gizlice dinlemek kötüdür, Lily," diye fısıldadı Marlene Mckninnon, beş Gryffindor kızından oluşan bir grupta otururken çılgın bir sırıtışla fısıldadı.

Lily'nin yüzü yakalandığı için kızardı, ama inkar eder gibi başını sallayarak rol yaptı. "Gizlice dinlemiyorum."

"Yani burada, Çapulculardan üç metre uzakta oturmamızın, James Potter ve leydisini hiçbir yerde bulamadığın gerçeğiyle hiçbir ilgisi olmadığını mı söylüyorsun?" Dorcas Meadowes sordu.

Lily'nin yüzü, başını bir kez daha sallarken saçları kadar kırmızıya dönmüştü. "Tabii ki de hayır."

"Öyledir tabii," Alice Fortescue alay etti.

"Ah, Lily'yi yalnız bırakın, kızlar," her zaman mantığın sesi olan Mary McDonald onları azarladı.

"Teşekkür ederim," dedi kızıl saçlı minnetle.

Ve yine de, arkadaşları ona gülerken, aradığı kişinin orada olduğunu umarak sıkı sıkıya bağlı gruba bakmaktan kendini alamadı.

"Öyleyse, Lils," diye başladı Marlene. "Dün gece Potter'la ne konuşuyordunuz?"

Lily'nin yüzü tekrar kızardı, dün geceye geri döndü. "Pek bir şey değil."

"Ah, hadi ama bir şeyler olmalı," diye ısrar etti Dorcas. "Bana James Potter'ın kalp krizi geçirmeden onunla dans etmeni sağladığını mı söylüyorsun?"

"Neden kalp krizi geçirsin ki?" diye sordu kızıl saçlı. "Sadece konuştuk ve biraz dans ettik."

"Çocuk ikinci yıldan beri sana aşık " dedi Alice. "Ve şimdi birden öyle olmayacak mı?"

Lily sadece omuz silkti.

"James'in artık Lily'yi umursadığından şüpheliyim," dedi dürüstçe Mary, her zaman gruptaki dobra olandı. "Son birkaç aydır Olivia'ya yaltaklanıyor."

Lily, James'in Olivia'yı konuştukları her konuya dahil etmeyi nasıl başardığını, bu en sevdiği yemek olsun ya da bazen ev ödevi yaparken ve Olivia bacağının yanında oturduğunda, bunu yaptığını fark etmeden bile dalgın bir şekilde James'in saçlarıyla oynamasını düşündü. James Potter'ın Lily Evans için hissettiği şeyler artık romantik niyetli değildi. Bu gün gibi ortadaydı. Çok acı verici bir şekilde ortadaydı, aslında Lily kızın bunu henüz nasıl göremediğini merak ediyordu. Bir kadının James'in kalbinde güçlü bir ağırlığı vardı ve o kadın Lily değildi.

"Slytherin olan mı?" Marlene alay etti. "Anne ve babası Ölüm Yiyen."

"Sesini alçalt," diye azarladı Alice. "Hala profesörümüzle akraba olduğunu unutmayın."