┏━━━━━━༻❁༺━━━━━━┓
DOKUZUNCU BÖLÜM
┗━━━━━━༻❁༺━━━━━━┛
OLIVIA İLK UYANDIĞINDA, nedeni hastane yatağının yanındaki bağırışlardı. En çok Amara'yı duyuyordu, en büyük Kinsley'nin sesi diğerlerinin sesi üzerinde hakimdi. James açıkça onunla tartışıyordu. Remus ve Madam Pomprey'i de duyabiliyordu.
"O daha çocuk." Olivia, Amara'nın çığlığını duydu. "Bunu ona sen yaptın. Ondan faydalandın!"
"Sözlerine dikkat et Kinsley." Onu görmeden bile, Olivia James'in çok öfkeli olduğunu söyleyebilirdi. "Bunu planlamadım, tamam mı? Sadece tamamen batırmadan elimden gelen siktiğimin en iyisini yapmaya çalışıyorum."
Olivia Amara'nın alay ettiğini duydu. "Buna inanmamı mı bekliyorsun Potter? Derse vaktinde zar zor geliyorsun ama yine de bunu batırmayacağına ve kız kardeşimi nasıl bakacağını bilmediği bir çocukla bırakmayacağına inanmamı bekliyorsun. Sen bir çocuksun Potter. Sen adam değilsin."
"Eh, en azından buradaydım!" dedi James, sesi zehir dolu. "Sen hangi cehennemdeydin Amara? Voldemort'tan mı kaçıyordun? Bütün hikâyeyi bilmiyor olabilirim ama onu terk ettiğini çok iyi biliyorum. Onu o evde yapayalnız bıraktın."
"Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun!" Amara çığlık attı. "Bunu yaşamak zorunda değil. Hayatını bu hiç olmamış gibi yaşayabilir. O, onu verebilir— "
Ani bir çarpma sesi onun sözünü kesti. Bir masaya ya da bir duvara çarpan bir el. James tekrar konuştuğunda, sesi alçak ve sakindi, ama açığa vurulmamış öfkeyle titriyordu. "Sakın o cümleyi bitirmeye cüret etme. Seni uyarıyorum. Seni ailemin yanında istemiyorum."
Olivia çaresizce bilinci kavramaya çalışıyordu. Madam Pomprey ona bir şey vermiş olmalıydı çünkü James ve Amara arasında dışarıda bir savaş olmasına rağmen, sakin ve huzurlu hissediyordu.
Amara ve James'in hala yatağının etrafına çekilmiş perdelerin ardında, birbirlerine zehirli kelimeler püskürdüklerini duyabiliyordu ama elleri karnına doğru hareket ettikçe, saklanma büyüsü kalktı, bebeğinin büyüklüğü tam görünüme ulaştığında Olivia uykuya daldığını hissetti. Küçük Nugget'ın kalbinin attığını bile kafasında canlandırabiliyordu ve bu düşünceyle kendine hayal dünyasına geri dönmeye izin verdi.
İkinci kez uyandığında, etraf sessizdi, parlak floresan ışıkları gözlerini kör ediyordu. Birkaç kez göz kırptı ve gözlerine, dışarı çıkma yasağından bir saat önce, 21:07'yi gösteren saate bakmadan önce ani parlaklığa uyum sağlamalarına izin verdi.
Bu sefer perdeleri açıktı ve ıssız hastanedeki tek hasta olduğunu görebiliyordu, Sirius'un nereye gittiğini merak etti. Sağa dönerken, James'in bir sandalyede uyuduğunu, kollarını göğsünün üzerinde çaprazladığını ve gözlüklerinin eğri duruşunu görebiliyordu. Sol eliyle bir şeyi kavramıştı, Olivia, muhtemelen uyurken çekilen yeni bir sonogram olduğunu gördü.
Kendini yukarı çekti, hareketli fotoğrafta sabit durmadan hareket eden biraz daha büyümüş oval küçük yuvarlak kütleyi görerek sonograma ulaştı. Olivia rahat bir nefes aldı, bebeğine hiçbir şey olmadığı için minnettardı. Ancak zihni, Karanlık Sanatlara Karşı Savunma'da neler olduğunu merak etti ve aniden nefesinin aksadığını hissetti.
Küçük çocuğun dehşete düşmüş gözlerini, James'in, bebeğinin gözlerini hatırladı. Masum bir çocuğun soluk, yumuşak cildini kaplayan kan tüylerinin ürpermesine neden oldu. Babasını ve elini kaldırdığında vücudunu saran korkuyu hatırladı. Yine onu koruması gereken adamdan saklanan küçük bir kız gibi hissetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐇𝐔𝐑𝐑𝐈𝐂𝐀𝐍𝐄, james potter (türkçe çeviri)
Fiksi Penggemar❝ SAKİN OL. BENİM ÇOCUĞUMU TAŞIYORSUN! ❞ ❝ VE BU KİMİN HATASI? ❞ ❝ BEBEK YAPMAK İÇİN İKİ KİŞİ GEREKİYOR, OLIVIA. ❞ ❝ SENİ ÖLDÜRECEĞİM! ❞ .・。.・゜ James Potter'dan Olivia Kinsley'i tanımlamasını isteseydin. Onun dışarı taşmış rujunu ve tatlı dilini ve...