Sahile dönük yüzümle yine Taehyung'u düşünüyordum. Onu sevdiğimi söyleme ceserati asla bende olmayacak galiba. Biraz zaman geçince arkamdan bana sarılan sıcak ve sulu bir beden hissettim. Arkamı döndüğümde Taehyung ağlayarak bana sarıldığını gördüm.
"Ah, Taetae ne oldu sana?"
Göz yaşlarını sildi ve bana vurmaya başladı.
"Sabahtan beri seni arıyorum neden telefonuma cevap vermiyorsun. Sabah Jimin'den öğrendim Lisa ile ayrılmışsınız. Başına bir şey geldi diye çok endişelendim."
Onu böyle üzdüğüm için kendimden nefret ettim. Benim için o kadar uğraşmıştı. Ben ise koca kıçımla sonsuz gibi duran denize bakıyordum.
"Çok ü-üzgünüm Taetae"
Onu böyle görmek kalbimi çok acıtmıştı. Göz yaşlarıma engel olamıyordum. Birer birer intihar ediyorlardı. Sevdiğim çocuğun yanında güçsüz biri gibi ağlıyordum. Çok utanıyordum ama yine de engel olamıyordum.
"Koca bir aptalsın kookie. Lisa ile çok yakın duruyordunuz. Kookie daha uzun bir ömürün var. Aceleye gerek yok. Sen demez miydin 'insanların hayata kolayca atılmaları çok saçma, resmen hayatın zevkini çıkartmıyolar ' diye."
Dediklerimi hatırlaması beni çok mutlu etmişti. Islak yüzümün içeresinde kocaman gülümsedim.
"Öyle demiştim değil mi?"
Kendimi çimlere atmıştım. Güneş gözüme saldırırken açmak acıtıyordu. Ama Taehyung'un Tanrı yüzü için her şeyi yapardım. Çantasını çıkartıp göğüsüme uzandı.
"Kendi söylediğin cümleyi nasıl unutursun ya?"
"Ah, beni affet lütfen."
"Bana güzel bir şeyler ısmarlarsan bugün olanları unutabilirim."
"Peki peki sana en sevdiğin kurabiyelerden alacağım. Benim için neden bu kadar endişelendin ki?"
Belki o da...
"Kookie sen benim en yakın arkadaşımsın. Tabii senin için endişeleneceğim. Seni bulmak için 2 saattir koşuyorum. Şimdi bırakta bu huzurlu yerin tadını çıkartıyım."
Tabii başka ne olabilirdi ki? Benimki sanırım gereksiz bir umutlanmadan başkası değildi. Kalbime yakın durması beni çok korkutuyordu. Ya kalbimin hızlı arttığından şüphelenirse. Ben bunları düşünürken küçük bedeni göğsümde uyuyakalmıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
broken hearts - taekook
FanfictionOna nasıl bu kadar yakın olup, uzakta olabiliyordum?