İyi okumalar. Oldukça soft bir bölüm. (enjoy it, while you can..)
"Seni kurulayalım."
Harry elinde beyaz bir havluyla saçlarımı kurularken, ben hala yaklaşık on dakika önce yaşananların gerçekliğini sorguluyordum. Beni öpmüştü ve hiçbir şeyi yanlış anlamadığımı söylemişti. Bir şeylerin düşündüğüm gibi olması ya da hissettiklerimin karşılıklı olması o kadar sıradışı bir durumdu ki, her şey bir rüya gibi geliyordu. Aramızdaki anlaşmalı sessizliği Harry bozdu.
"Yanımda gördüğün kadın," diye başladı cümlesine. Saçlarımı kurulamaya devam ediyordu. "Valère'in sahibi, Maria Barnes. Niall, Gavin ve beni çok sever. Samimi tavırları bu yüzden."
Havluyu omuzlarıma bırakıp, ellerimi avuçlarının arasına aldı.
"Biz on sekiz yaşına gelip yetimhaneden ayrıldığımızda, para kazanabilmek için sokaklarda şarkı söylüyorduk. Maria bir gün bizi Piccadilly Meydanı'nda şarkı söylerken görmüş ve çok beğenmiş. Yanımıza gelip bizimle tanıştı. Neredeyse on yıldır tanışıyoruz ve bize bir söz vermişti."
Merakla Harry'e bakıyordum.
"Bir gün kendine ait bir bar açacağını ve bizim orada sahne alacağımızı söylemişti. Gördüğün gibi," dedi, gülümseyerek. "Sözünü tuttu. Uzun süredir burada çalışıyoruz."
Derin bir nefes aldım. Çok utanmış hissediyordum.
"Ben," dedim, başımı öne eğerek. "Özür dilerim. Seni dinlemeliydim."
Harry, çenemden tutup göz göze gelmemizi sağladı.
"Neden beni dinlemediğini, korkularını ve güvensizliklerini anlayabiliyorum. Bunların hiçbiri için sana kızmıyorum, Isla"
Harry'nin bakışları ve teması, kalbimin yine haddinden fazla atmasını sağlıyordu.
"Biliyorum, bunlar için zamana ihtiyacın var. Fakat senin de bilmeni istediğim bir şey var, sen istediğin sürece seni beklerim. Beklerim çünkü, sen buna değersin."
Avuçlarında duran elimi öptü.
"En başında, sadece bir fotoğraftaki gülümsemesiyle kalbimin ritmini değiştiren kadın için, beklerim."
Ben Harry kadar güzel sözler söyleyemez, kendimi onun kadar açık ifade edemezdim. Bu yüzden akmaya hazır gözyaşlarımla birlikte ona sıkıca sarıldım. Benim için, 'Beni anlıyorsun, değil mi?' demekti bu sarılmanın anlamı. Ve biliyordum, çok iyi anlıyordu.
Sarılmamızı bölen, kulisin kapısından gelen alkış sesleri oldu. Niall ve Gavin pervazda dikilmiş, alkış yaparken bir yandan gözyaşlarını siler gibi yapıyordu.
"Sonunda bu anı görebildik," dedi Gavin. "Değil mi, Niall?"
"Artık Harry'nin, Isla'ya hiç açılamayacağını düşünmeye başlamıştım. Her gün beynimizi yiyordu, Isla. Senin isminin geçmediği bir dakikamız bile yoktu."
Niall daha fazlasını söylemek için ağzını açmıştı ki, Harry hızla kalkıp üstüne atıldı ve Niall'ı susturmayı başardı. Harry, Niall ve Gavin'i birkaç küfür eşliğinde odadan kovarken, ikisi de tek bir ağızdan 'Tebrikler!' Diye bağırdı. Onlara gülümseyip el salladım.
**
Harry'nin çocukları odadan kovmasından sonra, ıslak kıyafetlerimden kurtulup Harry'nin burada olan eşofman ve tişörtlerinden giymiştim. Eşofmanın paçalarını biraz kıvırmamız ve belini oldukça sıkmamız gerekse de, güzel olmuştu. Ya da bana güzel gelen kıyafetlerin üstündeki Harry'nin kokusuydu.
İkimizde yağmurun izlerinden kurtulduktan sonra, çocukların ve Maria'nın yanına gitmek için kulisten çıktık. Açıkçası Maria ile tanışmaya çekiniyordum. Çünkü hiçbir şey bilmeden önyargılı davranmış, kadının gözü önünde koşarak dışarı çıkmıştım. Harry her ne kadar sorun olmayacağını, Maria'nın samimi biri olduğunu söylese de, çekincem devam ediyordu. Bar kısmına çıkan koridorda ilerlerken, Harry kolunu belime sarmıştı. Benimle kurduğu her temas, yüzümde bir gülücüğün belirmesine neden oluyordu.
Diğerlerinin yanına yaklaştığımızda, bizi ilk fark eden Maria oldu. Koşarak yanımıza geldi ve beni Harry'den ayırıp, sıkıca sarıldı. Öyle sıkı sarılıyordu ki, nefes almam zorlaşmıştı. Harry'nin 'samimi bir insan' derken neyi kast ettiğini anlamıştım.
"Maria, nefes almasını engelliyorsun," dedi, Harry beni kendine çekerken. İkisi arasında gidip gelen bir pinpon topu gibiydim.
"Sorun değil," dedim, şaşkınlığımı atıp Maria'ya gülümserken.
Beni tekrar Harry'nin yanından çekip, koluma girdi.
"Sonunda seninle tanıştığıma çok sevindim! Harry senden o kadar bahsediyordu ki, rüyamda bile seni görmeye başlamıştım."
Söylediğine gülümsedim ve elime tutuşturduğu bira şişesini düşürmemek için sıkıca kavradım. Niall ve Gavin gitarlar hakkında konuşuyordu.
"Sizin için kutlama yapıyoruz," dedi, Maria birasını havaya kaldırırken. Ona uymak adına bende şişemi havaya kaldırdım ve büyük bir yudum aldım. O sırada Harry ellerini eşofmanın cebine sokmuş, yanımıza ulaşmıştı.
"Bizim için kutlama yapıyormuşuz," dedim, bira şişesini göstererek. "Bence bugünlük sende içmelisin."
"Bence benim yerime sen içmelisin. Alkol ve ben pek iyi anlaşamıyoruz."
"Pekala," dedim. "O zaman iki kişilik içeceğim."
Gülümsedi ve kolunu tekrar belime sardı. Bende başımı göğsüne yasladım ve Maria ile olan sohbetimize geri döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cornerstone | harry styles.
RomansaIsla Rymer altı yıllık ilişkisi bittiğinde, kalbinde aşka dair her şeyin bittiğini düşünüyordu. Fakat Isla, Harry ile tanıştı.