0.7 "What happened than?"

234 19 80
                                    

Sam Fischer - Simple

Sam Fischer - Simple

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•••••

Harry, Louis'nin anlattığı her şeyi şaşkınlıkla dinlemişti. Ne yani onunla daha önce de mi karşılaşmıştı? Annesinin onu sürekli uyarmasının seebebi o muydu?

"Karşı komşunuzdum. Karşı komşunuzdum Louis!" Harry heyacanla bağırarak konuşuyordu gecenin bir yarısı. Heyecanlıydı çünkü küçükken ondan birazcık ama bırazcık hoşlanmış olabilirdi.

Louis'nin ise aklı çok karışıktı. Ne yani anlattıklarını umursamamış mıydı? Harry Louis'yi kaşları çatık görünce sakinleşti ve yüzüne samimi bir gülümseme kondurdu.

"Sonra ne oldu?" Harry yüzündeki gülümsemeyle ve içindeki merakla Louis'ye bakıyordu. Louis'nin artık aklı karışık değildi. Anlamıyordu. Bu yaşadığı şeyler komik miydi neden gülüyordu bu adam? Hayat hikayesiydi bu saçma uyduruk bir masal değil?!

"Ne demek sonra ne oldu kıvırcık kafa?! Hayatım mahvoldu benim?! Arkadaşımın evinde, ailesiyle kaldım?! Ne kadar uzak dursam da annemi kaybettim ben?! Bunlar komik değil anlıyor musun?! Bu siktiğimin hayatı boyunca bir kez düzgün bir şey yapmamam sana komik gelmemeli?!" Oturduğu yerden ne ara kalktı, ne ara Harry'ye bağırmaya başladı anlamıyordu. Kafası patlamak üzereydi, iyi hissetmiyordu.

Harry kırılgan bir insan değildi ama Louis'nin söylediklerine biraz kırılmıştı. Hiçbir şey söylemeden salondan çıkıp mutfağa girdi. O sıra da Louis yaptığı saçmalığın farkına varmış pişmanlık duyuyordu. Hadi ama?! Ne diye çocuğa bağırmıştı ki. Onun bir suçu yoktu. Az önce kalktığı koltuğa yığılırcasına kendisini bıraktı. Kendi içerisinde çelişirken Harry elinde tepsiyle içeriye girdi.

Louis'nin yanına oturup elindeki tepsiyi masaya bıraktı. Louis'nin önüne yaptığı soslu makarnayı ve onun için döktüğü kolayı bıraktı ve kendi yemeğiyle ilgilenmeye başladı. O kadar şarkı söylemişti, dans etmişti, enerji atmıştı acıkması normaldi yani.

Louis bir yemeğe bir Harry'ye bakıyordu. Adama neler demişti hala ona yemek veriyordu.

"Evden kovmanı bekliyordum aslında." Louis'nin konuşmasıyla ona dönmüş 'önemli değil' gibi bir şeyler saçmalamıştı Harry. Kalbi kırılmıştı ama önemli değildi. Neler neler atlatmıştı iki lafın altında mı kalacaktı yani?

Harry, Louis'nin tabağını biraz daha ona doğru ittirdi masanın üzerinde. Kendi boş tabağını alıp tepsinin üzerine koyup Louis'ye döndü.

"Pekâlâ Louis. Sen yemeğini ye ben de duşa gireceğim hasta olmak istemiyorum. Sonra da uyuruz." Son cümleyi ağzının içinde yuvarlayak kurmuş hızla oturduğu yerden kalkmıştı. Ne yapsın yani aklına çok da masum şeyler gelmemişti. Sonuçta o da 21 yaşında bir gençti. Hormonları hâlâ tavandaydı.

Addiction // Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin