Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•••••
Harry elindeki kutuyla kafeye girmiş aynı gerginlik içerisinde dudağını ısırıyordu daikalardır.
"Liam! Louis'yi ne zaman aramalıyım? Şimdi uygun olur mu? Ben bilmiyorum sanırım korkuyorum lütfen bana bir cevap verir misin? Sence hediyelerimi beğenir mi? Liam sıratıma bakma bana bir cevap ver! Lütfen?!" Liam karşısında sürekli konuşan çocuğa bakıp gülümsüyordu.
Sarı pantolonu ve siyah gömleğiyle karşısındaki Liam'a dik dik bakıyordu. Bir cevap bekliyordu!
"Şimdi ara, Louis'nin aşkı(!)" Çocuklar Louis'nin Harry'ye 'aşkım' dediğini öğrendiklerinden beri yani neredeyse bir haftadır onunla dalga geçiyorlardı. Harry daha fazla dalga geçilmesini istemediği için offlayıp elindeki kutuyu masaya bırakmıştı. Üzerindeki siyah kabanı çıkartıp koltuğun arkasına astı.
Cebinde ki telefonu çıkartıp derin bir nefes aldı. Telefonundan Louis'nin numarasını çevirip açmasını umarak kulağına götürdü. Telefon uzun uzun çalmış Louis sonunda uykulu sesiyle konuşmaya başlamıştı.
"Merhaba aşkım." Harry Louis'nin sesini duyunca derin bir nefes alıp sandalyeye oturmuştu. O nasıl bir sesti?!
"Louis konuşmamız gerek." Sesini kısıp yavaşça konuşması gerekiyordu çocuklarla öyle konuşmuştu. Ama gerçekten sesi içine kaçmış gibi çıkıyordu. Çocuklar bu kadar iyi numara yapmasına şaşırırken Niall bu sesin numara olmadığını anlamıştı.
"Umm.. Harry iyi misin sen?" Telefonun öbür ucundan ses gelmezken Niall Harry'nin surat ifadesini görüp korktuğu için soruyordu. Bembeyaz olmuş suratıyla kafasını olumlu anlamda sallamıştı.
"Lou, lütfen. Konuşmamız gerek. Niall'ın kafesine gelir misin?" Louis çoktan yattığı yerden doğrulmuş çatık kaşlarıyla ne olduğunu anlamak ister gibi duvara bakıyordu. Sanki duvar cevap verecekti ya! Onaylar birkaç mırıltı çıkartıp telefonu kapatmıştı Louis. Korktuğu için hızlı hızlı hazırlanmış Harry'nin söylediği gibi kafeye de taksiyle gelmişti.
Çocuklar da Harry'nin iyi olmadığını anlamış 'iyi misin?' deyip duruyorlardı. Ama Harry iyi değildi. Korkuyordu. Ya hediyelerini beğenmezse ya çekip giderse?
Zayn kapının ordaki taksiden inen Louis'yi görünce çocukları alıp mutfağa girmişti. Harry daha iyi hissettiğinde kafasını kaldırmış içeriye yeni gitmiş olan Louis'ye bakmıştı. Louis yine hızlı hızlı gelmiş Harry'nin oturduğu sandalyenin önünde bir dizini yere koymuştu. Aynı korkak bakışlarla da Harry'ye bakıyordu.
