❦︎chapter 8

601 70 48
                                    

Merhabalaar! Aylar sonra sonunda yeni bölüm atıyorum. Burada hikaye hakkında bir bilgilendirme yapacağım. Ben hikayedeki Marley'i animede anlatılan zamanda olarak değil de, 1960'lar yaşanıyormuş gibi düşündüm. Yani siz hayal ederken 60'ların modası ve teknolojisini hayal edebilirsiniz, çünkü ben öyle yaptım. Ve medyadaki playlisti de eski zamanların havasını yaşatabilmek için koydum. Yani medyayı dinlemenizin bir faydası olacağını düşünüyorum. Söyleyeceklerim bu kadardı. Umarım bu bölümden zevk alırsınız♡︎

༻࿙DANCING LOVERS࿚༺

☁︎☔︎☁︎

"Bu gecenin sizin için zor geçeceğini söylemiştim, Yüzbaşı."

Levi bunu duyduğunda duraksadı ve gözlerini Diana'nın gözlerine kilitledi. Evet, Diana ciddiydi. Yüzündeki o baştan çıkarıcı gülümsemeyle karşı konulamaz bir hal almıştı. Levi yutkundu ve dikkatini Diana'nın üstünden alabilmek için başını başka bir tarafa çevirdi.

"Tch. Saçmalama velet. Ne yapacaksak yapalım ve geç olmadan otele dönelim."

"Geç olmadan döneceğimiz konusunda söz veremem."

Diana önündeki peçeteye uzanıp gözlerini Levi'ınkilerden ayırmayarak dudaklarını tekrar temizledi.

"Eğer hazırsan kalkalım, Levi. Geç olmadan dönmemizi isteyen sensin."

Levi ayağa kalkıp göz ucuyla masada bir şey unutup unutmadığını kontrol ettikten sonra cebindeki cüzdanı çıkarıp kasaya doğru ilerledi. O sırada Diana ise çantasını alıp sokağa çıkmıştı. Levi'ın dönmesini beklerken sokaktaki insanlara göz gezdirdi. Akşam olmasına rağmen sokaklar hala daha kalabalıktı. Ama sakin bir ortam vardı. Kalabalık olmasına rağmen insanlar fısıldaşarak konuştukları için pek gürültü olmuyordu. Gürültüyü yaratan ve sakinliği bozan tek şey elinde birkaç ekmekle koşan küçük çocuktu. Ve arkasından da bir adam koşturuyordu. Anlaşılan o ekmekleri çalmıştı. Diana'nın dikkatini çocuğun kolundaki kol bandı çekti. Paradise'teyken bunun hakkında birkaç şey söylenmişti. Bu kol bantları Eldialıların Marleyilerden ayrılmasını sağlıyordu. Ve kol bandı taktığına göre bu çocuk da Eldialı olmalıydı.

Diana restaurantın önündeki kaldırımda dikelmiş, olanları izliyordu. Birkaç dakikalık koşuşturmadan sonra bir adamın çocuğu durdurduğunu ve yere ittirdiğini gördü. Az sonra olacakları az çok tahmin edebiliyordu ama belki de hiçbir şey yapmamak daha doğru olur diye düşündü. Sonuçta dikkat çekmemelilerdi.

Çocuk yerden kalkmaya çalışırken, onu kovalayan adam olduğu yere geldi ve çocuğa bir tekme vurup ayağa kalkmasını engelledi. Etraftakiler müdahale etmeden sadece meraklı gözlerle olayı izliyordu. Hiç kimse yerdeki çocuğa acıyormuş gibi görünmüyordu. Hatta biraz sonra kalabalıktan birkaç kişi çocuğun yanına gelip, onu döven adama katılmıştı. Diana bu manzara karşısında sinirlerinin daha da arttığını fark etti ve onları bastırmaya çalıştı. Ama bir şeyler yapmalıydı. Tıpkı kalabalıktaki diğer insanlar gibi hiçbir şey yapmadan sadece izleyemezdi.

İçindeki öfke artık son raddeye geldiğinde, derin bir nefes alıp dövülen çocuğa doğru ilerlemeye başladı. Etraftaki insanlar dövülen çocuğa o kadar odaklanmıştı ki onlara çarpa çarpa geçen Diana'yı fark etmemişlerdi. Diana çocuğun yanına vardığında kalabalık gözlerini ona dikti. Diana çocuğu döven adamlara dönüp, gayet sakin bir ses tonuyla "Sizce de bu kadarı yeterli değil mi baylar?" dedi. Adamlar ilk başta kararsızlığa düşseler de, sonrasında tekrar öfkeli yüz ifadelerini takındılar. İçlerinden biri "Hırsız bir Eldialı layığıyla cezalandırılmalı. Bence buradaki herkes bu konuda hemfikir." dedi. Kalabalıktan onaylayıcı mırıldanmalar duyuldu. Diana meydan okurcasına az önce konuşan adama gözlerini dikip "Peki vicdandan yoksun bu kalabalık? Onlar da layığıyla cezalandırılmalı mı?" dedi. Bunu duyan kalabalık kendi arasında fısıldaşmaya başladı. Bazıları Diana'yla hemfikir olduğunu belirtse de, bazıları Diana'ya hakaret etmeye başlamıştı. Bir süre sonra bir adam kahkaha atıp yerdeki çocuğu tekrar tekmeleye başladı. Diana daha fazla dayanamayacağını anlamıştı, bu olayı zoru kullanarak çözmesi gerekiyordu. Çocuğu tekmeleyen adamın yanına gidip elleriyle adamın yakasını kavradıktan sonra karnına sert bir tekme geçirdi. Adam birkaç saniye ayakta durmayı başarabilse de sonrasında yerde yatan çocuğun yanına serilmişti. Kalabalıktan çıt çıkmıyordu. Diana, elini yerdeki çocuğa uzattı ve kalkmasına yardım etti. Çocuk minnettar gözlerle Diana'ya bakarken bir yandan da gözyaşlarını siliyordu.

ᴘʟᴜᴠɪᴏᴘʜɪʟᴇ | 𝗹𝗲𝘃𝗶 𝗮𝗰𝗸𝗲𝗿𝗺𝗮𝗻Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin