❦︎chapter 13

536 55 37
                                    

oy sınırı: 15
yorum sınırı: 15

༻࿙CONTENTION࿚༺

☁︎☔︎☁︎


Diana'nın kapıyı çarpıp evden çıkması sonucunda Levi'ın cümlesi yarım kalmıştı. Ama Diana'nın yapabileceği bir şey yoktu, zaman kaybetmeden adamı bulması gerekiyordu. Adam evden çıkalı sadece 2-3 dakika olmuştu. Fazla uzaklaşmış olamazdı. Ve düşündüğü gibi bir askerse şimdi gözlemlediği şeyleri aktarmak için karargaha gidiyor olmalıydı. Eğer durum böyleyse, biraz daha ötedeki sokaktan sağa dönmüş olmalıydı. Hızlı adımlarla ve adamı yakalayabilme umuduyla ilerlemeye başladı.

Levi sandalyeye oturmuş ve ne yapması gerektiğini düşünüyordu. Diana'nın peşinden gidip gitmemek konusunda kararsız kalmıştı. O adamın bir asker olup, ikisinden şüphelendiği ve kanıt aramak için oraya gelmiş olması çok düşük bir ihtimaldi. Ki ellerinde durumun böyle olduğunu kesin olarak düşünmeyi sağlayacak bir kanıt da yoktu. Sadece o adam diğerlerine göre daha şüpheli davranmıştı.

"Tch. Sanırım ölmemesi için yanına gitmeliyim." diye söylendi Levi. Ama aslında kadının kendini gayet iyi koruyabileceğini biliyordu. Onun gücünün farkındaydı. Ne de olsa söz konusu olan kadın, insanlığın en güçlü ikinci askeriydi.

Diana adamı takip ettiği süre boyunca adamda hiçbir şüpheli harekete rastlamamıştı. Bu yüzden adamın asker olmasına yönelik ihtimal düşerken, karargahın güzergahında yürüyor olması bu ihtimali aynı oranda arttırıyordu. Şimdilik Diana fark edilmemeyi başarmış gibiydi, ama adam fark edip, fark etmemiş gibi davranıyor da olabilirdi. Eğer bir askerse böyle bir harekette bulunması muhtemeldi. Mesafesini belli bir seviyede tutmaya çalışıyordu. Fark edilirse her şey biterdi.

Adam birden soldaki sokağa saptı. Artık karargahın güzergahında yürümüyordu. Diana onu takip etmeli miydi? Gerçekten bir asker olmayabilirdi. Böyle olması tabii ki içini rahatlatırdı ancak adam birinin onu takip ettiğini fark ettiyse, başta şüphelenmemiş olsa bile şimdi şüphelenmeye başlayabilirdi.

Diana her ihtimale karşı onu takip etmeye devam etmesi gerektiğini düşündü ve köşeyi döndü. Karşılaştığı şey ise, bir çıkmaz sokak ve sokağın diğer ucunda sırıtarak ona bakan adamdı.

"Demek yanılmamışız. Gerçekten de o ada şeytanlarındansınız. Neden buradasınız ha? Döktüğünüz kanlar tatmin olmanıza yetmedi mi?"

"Ah, yine şu saçma muhabbet. Biriniz bile mantıklı düşünme kabiliyetine sahip değil mi?"

"Çeneni kapalı tut pis Eldialı. Amacınız ne? Neden buradasınız?"

Diana hiçbir bilgi sızdırmamaya dikkat etmeliydi. Bir şekilde sorduğu tüm soruları cevapsız bırakmalıydı.
Koşarak adama yaklaşmaya başladı. Onun üstünde üstünlük kurup, sorularını cevaplamasını sağlamalıydı. Ve aslında bu onun için epey kolay bir işti.

Adama yeterince yaklaştığında kafasını hedef alarak bir tekme savurdu. Ama adam kollarıyla saldırısını engellemişti. Saldırıya devam ettikçe, adamın savunma mekanizmasını az çok çözüyordu. Artık daha yerinde hamlelerde bulunuyordu. Sonunda adamın korumasız bir noktasını bulup oraya hamle yaptı. Gücü tükenmiş gibi görünüyordu. Çenesinden aşağı kan damlaları süzülüyordu. Adamın kollarını arkasında bağlayıp sertçe yüzünü duvara çarptırdı. Bir yandan ayağıyla adamın bağlı olan kollarına baskı uyguluyordu. Artık üstünlük ondaydı. Bu duruma gelmesi düşündüğünden uzun sürmüştü.

ᴘʟᴜᴠɪᴏᴘʜɪʟᴇ | 𝗹𝗲𝘃𝗶 𝗮𝗰𝗸𝗲𝗿𝗺𝗮𝗻Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin