-1

2.3K 67 98
                                    

      
   Hayatımın değişim günü gibi hissediyorum. Scott okuldan gidince neler olacak bilmiyorum. Buraya nasıl sahip çıkabilirim ki. Ben birşey başaramam, herzaman güçsüz olmuştum. Eh bu hiç bir zaman değişmeyecek.

"Dostum neye dalıp gittin yine".

Mason'a baktım dalgınlığımın arasından.

"Ben ne yapacağım" ellerimi kafama yasladım.
"Yani Scott'lar gidince, ya birşey olursa ve ben onu beceremezsem ya size zarar geli-"

"Hey hey, sakin. Gerçekten buna mı kafa takıyorsun." Ellerini omzuma koydu. "Ben herzaman yanındayım. Herşeyin üstesinden gelicez. Hem Corey'de var. Dert etme."

Gülümsedim.O gerçekten en en en en iyi arkadaşımdı. Bunca zaman arkamı topladı. Ve şimdi bile iyi geliyor. Haklıydı, ama korkuyordum işte.

"Pekala haklısın Mason, tamam söz birdaha takmayacağım"
"Heh şöyle ya" ikimizde güldük ve okul bahçesinde ilerlemeye başladık.

"Ee nerede senin görünmez adam"

"Kim? Corey'mi?

"Yok Harry Potter. Hani pelerini varya." ufak bir kahkaha attım. "Aptal evet o"

"Ha şey onun Brett'le ders çalışması gerekiyormuş." Bir anda yüzü buruştu. Kıskanıyordu belliydi. Omzundan ittirdim

"Hadi ama kıskanma, sadece ders çalışıyorlar."

"Ne kıskanması be, ne yaparlarsa yapsınlar"
Dik dik baktım.

"Yani evet birazcık kıskanıyor olabilirim"
"Hmm"

"Ya tamam, evet kıskanıyorum hatta gidip basasım geliyor."
"Kim tutuyor seni."

Bu lafıma karşın biraz düşündü. Sonra bir anda elini şıklattı.
"Yarın görüşürüz!"
"Hey nereye" demeden çoktan koşup gitmişti. Aptal şey. Gülerek okulun dışına çıktım. Hava biraz kararmıştı, bizimkilere takılırken saatin kaç olduğunu fark etmemiştim.

Telefonumu ve kulaklıkların çıkardım. Tam kulaklarıma takacakken silah sesi duydum. Etrafıma bakınıp sese doğru koştum. Yağmur hafif atıştırıyordu ama meraktan ölücektim. Neydi bu ses?

Bir araba ve etrafında silahlı adamlar gördüm. Duvarın arkasına geçip neler olduğuna baktım. Kimdi bunlar. Neler oluyor.

Adamlar arabanın yanından ayrılmıştı. Yavaş adımlarla arabaya ilerledim. Camlar paramparça olmuştu. içinde biri varmı diye baktım. Bir dakika bu, bu Theo.

Onu vurmuşlardı. Hemen kapıyı açıp yüzünü ellerimin arasına aldım.
"Theo duyuyormusun?" hafifçe yüzünü tokatladım. Ama ne hareket ne de ses vardı. Yaraları iyileşecek gibi durmuyordu. Telefonumu çıkartıp Scott'ı aradım. Ama açmamıştı. Lanet olsun neden açmıyorsun.

Yavaşça Theo'yu kucağıma aldım ve yürümeye başladım. Onu veteriner kliniğine götürücektim. Belki Scott şu telefonlarını açar ve yardım eder.

İçeri girdim ve Theo'yu masaya yatırdım. Hızlıca bez ve birkaç ilaç şişesi aldım. Ne işe yaradıklarını bilmiyorum ama denemekten zarar gelmez heralde. Bezi kanayan yerlerine tuttum. Gözlerimi kıstım.
"Çok kanaman var, ne yapacağım ben seninle".

Telefonu çıkartıp tekrar aradım Scott'ı. Ama açmadı. Neden açmıyorsun Scott. En zor zamanında neden açmıyorsun. Zorlandığımda ne yapacağım. Ben onlarsız bir hiçim.

Yumruğumu sıktım ve gözlerimi yumdum. Sinirlerime hakim olmam gerekliydi.
"Ay, güneş, gerçeklik.."
"Ay, güneş, gerçeklik.."
"Ay, güneş, gerçekli-"

"Ne yapıyorsun sen? İyileşmem için büyü felanmı."
Gelen sesle gözümü açtım. Theo, uyanmıştı. Bana şaşkın gözlerle bakıyordu.

Bir anda kalkmaya çalıştı ama onu tuttum.
"Dur kanaman var kalkma"
"İyileşebilirim ben"

Ayağa kalktı ama bir saniye bile duramadan dengesi bozuldu. Onu hemen kollarından tuttum. Başı dönüyor olmalıydı.

"Sana otur dedim."
"Ne bu emirler, bebek değilim ben" dik dik suratıma baktı. Dişlerimi sıktım ve onu otutturdum.
"Hem benim burda ne işim var, hemde seninle, yalnız?."
"Yoldan geçiyordum ve seni böyle buldum. Yardım etmek istedi-"
"Sen bana yardım mı etmek istedin?"

Kafamı kaldırıp suratına baktım. Haklıydı, biz sonuçta hiç iyi anlaşamadık. Ama şimdi ona yardım ediyorum. Hemde tek başıma.

Kafamı kaşıdım. "Evet olamaz mı?"
Kaşını kaldırdı. "Şaşırdım". "İyi"

Yarasına dokundu. Daha doğrusu yaralarına.
"Ben pek anlamam ama şunlardan sürersek geçer"
"Bırak sen ben hallederim. Sanki daha zaman yardım ettinizde".
"Sana meraklı değilim, burda insan gibi davranmaya çalışıyorum."

Yavaşça yere indi. Tam karşıma geçti.
"Onu daha önceden yapıcaktın. Eğer çok düşünüyorsan Scott'ı durdururdun yada Kira denen o sürtüğü. Yada o sevgilini" son kelimesini bastırarak söylemişti.
"Siz beni ölüme terk ettiniz. Şimdi size ihtiyacım yok benim. Herşey için teşekürler ama gerisini ben hallederim." Yanımdan sekerek geçti.

Arkasından baktım ama hiç oralı olmadı. Çekip gitti. Ama haklıydı. Sonuçta ona çok şey çektirdik. Yinede bize yardım etti. Böyle olmasını istemezdim.

İç çekip eşyaları topladım. Dışarı çıkıp yağan yağmuru izledim. Hiçbir şey düşünmeyip kafamı dinlemek istiyorum. Sadece birkaç saatliğine..



Nasıldıı. Umarım beğenmişsinizdir. İlk hikayem olduğu için kötü olabilir. Oy atmadan geçmeyelim mm❤️❤️😌

I Adore You - ThiamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin