-14

500 30 106
                                        

    

        O güzel, Theo ile villamız olan, iki köpeğimiz olan, çocuklarımızın koşturduğu rüyamdan uyandım.

Gözlerimi açtığımda ise karşımda daha güzel bir rüya gördüm. Beni kollarının arasına almış mışıl mışıl uyuyor, yiyeceğim ya.

"Theo" diye fısıldadım. Hı diye bir ses çıkardı.
"Uyanırmısın, bak kediciğin seni bekliyor"
"Biraz bekleyebilir o kedicik" dedi geveleyerek.

"Nedenmiş o" dedim.
"Şuan çok güzel biri ile konuşuyorum" kaşlarımı çattım.
"Kim o güzel!" Dedim ve bacağına bir cimcik attım. İnleyerek gözlerini açtı. Sonra yatakta doğruldu.

"Noluyor! Kimsiniz, Liam'ıma zarar vermeyin" güldüm. Şapşal ya.
"Hu hu ben burdayım" dedim elimi sallayarak. Bana baktı.
"Ah burdasın" dedi ve alnımı öptü.

"Konuyu değiştirme" dedim ve dizlerimin üstüne oturdum.
"Kim o güzel?"
"Iı sen" kaşlarımı oldukça çattım.

"Yani sen, sen çok güzelsn birtanem" dedi ve saçlarıma dokundu. Hemen mıyıştım ama hemende kendimi geri topladım.

"Yalan söyleme mahvederim seni!" Dedim bir kedi gibi ellerimi kaldırarak.
"Mahvet hadi" dedi ve yataktan atladı. Bende peşinden atladım ve odada kedi fare gibi kovalamaca başlattık.

"Bana bak! Kaşınma!"
"Kaşınıyorum gelde kaşıı"
Üstüne atladım ve şaşkınca dona kaldı. Bende göğsüne yumruk attım. AMA İŞLEMİYORDU!.

" Ne kadar kasın varmış ya" dedim kucağına oturup. Oda doğruldu ve kafasını ovaladı.
"Öyledir öyledir" altımda birşeyler hissettim.

"AH TANRIM THEO SABAH SABAH YERİNDE DURSUN ŞU MİNİK YILANIN" diyip hızlıca kalktım.
"Sende üstüne oturmasaydın! Hem birkere minik değil o" diyip isyan etti. Aptal şey.

"Kalk ve giyin Theo. Deli etme beni"
"İyi be" dedi ve giysilerini aldı. O giyinirken bende giyindim. Tam odadan çıkacakken telefon çaldı. Kimdi bu sabah sabah?

Theo bana baktı "kim?"
"Bilmem numaralı" dedim ve telefonu açtım. Kulağıma dayadım. "Alo kimsiniz?"

"Biz Beacon Hills hastanesinden arıyoruz"
Ne neden arıyorlardı ki beni.

"Neden ne oldu, kötü birşey mi var?" Dedim telaşla. Theo meraklı gözlerle bana bakıyordu.

"Sakin olun ve derin bir nefes alın"
"Söylermisiniz artık"

"Bu sabah sularında anneniz-"
"Annem mi? Ne oldu ona" dedim serçte.
"İki kurşunla vurulmuş. Şuan yokun bakımda. Bakın lütfen saki-" telefon elimden kayıp düştü. Gözlerim kararıyordu. Hayır bu olmuş olamazdı. Annemi kaybetmek istemiyordum.

Son kez Theo'nun seslerini duydum. Gözlerim kapandı..

Theo'dan

  Biri aramıştı. Sormuştum ama numaralı demişti. Kimdi ki acaba? Konuşmaya başladı.

Anneme ne oldu demişti. Ne, yoksa ona birşey mi olmuştu?

Liam bir anda telefonu elinden düşürdü.
"Liam ne oluyor" diyebildim. Ama cevap vermedi. Yüzü bembeyaz olmuştu.

"Liam birşey söyle" demeden Liam geriye doğru devrildi. Hemen onu tutup kucağıma aldım.
"Liam! Ne oluyor lanet olsun."

Onu hemen yatağa yatırdım ve koşarak su getirdim. Ellerimle yüzüne serptim.
"Liam aç gözlerini!" Yanaklarını hafifçe tokatladım. Yavaş yavaş gözlerini açmaya başladı.

Bana baktı. Boş gözlerle bana baktı.
"Theo.." dedi titreyen sesiyle. Hızlıca ayağı kalktı.
"Gitmemiz gerek" dedi dolan gözleriyle.
"Liam önce bir sakin ol ve bana anlat"

I Adore You - ThiamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin