-8

795 51 136
                                    

 
Artık yavaş yavaş birşeyler hissetmeye başladı bizimkiler. Kolay gelsinn

   Theo'dan

O beni öldürecek birşey yapmıştı. Başını omzuma yaslamıştı. Kalp sesim duymasın diye yalvardım. Saçlarının kokusu burnuma doluyordu. Keşke bu anı durdurabilseydim.

Ona uzunca baktım. Bu çocukta birşey vardı. Beni tuhaf hissettiren birşey. Kendine dahada alıştırıyordu beni. İyi geliyordu. Acaba oda benim için böyle düşünüyormudur.

Yavaşça kafamı kafasının üstüne yasladım. Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım.
"Böyle kalsak olur mu?" dedi ince sesiyle.
Gülümsedim. "Tabiki olur."

Ve öylece kaldık. Saniyeler öyle güzel geçtiki bizim için. Hiç bitmesin istedim bir an. Hayatta bir saatliğine sakin ve huzurlu bir zaman diledim. Ve bunu Liam ile diledim..

Liam'dan

Yavaş yavaş gözlerimi araladım. Hava karanlıktı. Kafamı çevirip Theo'ya baktım. Uyuyordu. Gülümsedim ve kafamı biraz daha boynuna soktum. Sorgusuz şu huzurlu dakikalarımız hiç bitmesin istedim.

"Uyandınmı Liamcığım" dedi uykulu sesle.
Ona baktım "hıhı uyandım. Ama uyanmadım".

"Nasıl oluyor o?"
Cevap vermedim. Uykum bölünsün istemiyordum.
"Uyanman lazım Liam. Saat 03:18."

Ne yani o kadarcık mı geçmişti zaman. Ben bitmesini istemiyordum.
"Uyanmasam olmazmı?".

Güldüğünü hissettim. Fısıldayarak
"Seni evine bırakmama izin ver. Başka bir zaman artık" dedi.
Yine böyle bir anımız olacakmıydı. Keşke olsaydı, ama sanmıyordum. Yavaşça kafamı kaldırıp ona baktım. Yüzlerimiz çok yakında. Ama aşamayacağım zincirler var gibiydi. O zincirleri kırmak istiyormuydum?

"Ne düşünüyorsun" dedi gözlerime bakarak.
"Hiç, sadece uyanmak istemiyorum"

Yavaşça ayağı kalktı ve benide tutup kaldırdı.
"İnatçılık yapma. Sonra başıma bela olursun."
"Baş belası olurum o zaman" dedim kıkırdayarak. Şuan kendimi bir bebek gibi hissediyordum. O şise sadece gülümsüyordu.

Arabaya binip yola çıktık. Uykum açılsın diye radyonun sesini dahada açtım. Fire on Fire çalıyordu. Bu şarkıya bayılıyordum.

Arada bir Theo'ya bakıyordum. O ise yola odaklanmıştı. Çok dikkatli bir sürücüydü. Tekrar önüme dönüp kafamı cama yasladım ve yolu seyrettim.



"Geldiikk" diyip aşağı indi Theo. Kapımı açıp bende indim. Eve bir göz attım. Evet benim evimdi. Ne yani siz evinizi kontrol etmiyormusunuz?

Theo'ya döndüm. "Teşekür ederim" dedim.
"Birşey değil. Hadi eve geç bekliyorum."
"İyi geceler" diyip geri geri yürüdüm.
"İyi geceler" dedi ve gülümsedi.

Anahtarı çıkartıp tam kapıyı açaçakken kapı kendiliğinden açıldı. O sırada Theo gitmişti bile.
İçeri girdim ve karşımda annemi gördüm. Beni mi beklemişti?

"Anne?"
"Neden haber vermedin?"
"Anne verecektim ama uyuyakalmışım"

Annem beni süzdü. "O çocuğun evindemi"
Theo'danmı bahsediyordu.
"Hayır yani evet ama evinde değil. Sahilde uyuduk"
Annem kafa salladı.

O mutfağa geçerken bende peşinde yürüdüm
"Kalacak bir evi yok anne. O yüzden dışarlarda kalıyor"
"Onun adına üzüldüm" dedi annem.

Ona masumca baktım. Aklıma birşey gelmişti. Keşke izin verseydi.
"Diyorumki istemezsin ama o kötü biri değil yani iyi. Hani boş odalarda yer varken".
"Tamam"
"Ne?"

I Adore You - ThiamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin