Herkes sessiz bir şekilde oturuyordu. Theo'yu alıp gelmiştim ve o zamandan beri suskunlardı. Ne yani bu kadar mı rahatsız oluyorlardı, saçmalık..
Tam sessizliği bozacaktımki içeriye Stiles ve Derek girdi. Dünden beri yoktular. Acaba nerdelerdi.
"Herşey tamam Scott. Argent ile konuştum. Bu akşam oraya geçebiliriz" dedi Derek. Bu adam hiç bir zaman ciddiliğini bozmuyordu.Theo bana baktı ve kulağıma doğru birşeyler fısıldadı.
"Bu akşam nereye geçeçeğiz, bana böyle birşey demedin?""Bende bilmiyorum Theo. Şimdi anlarız" diyip parmaklarımı dudaklarıma götürüm şşt işareti yaptım. Bu hareketim onu güldürmüştü. Bir anda bakışlar bize döndü.
"Ee şey aklıma birşey geldide" dedi Theo çenesini ovalarken. Sonra tekrar bana baktı. Sessizce "eğer sessiz olmassak bizi döverlermi".
Hafif kıkırdadım ve kafamı evet anlamında salladım. Sonra Theo Derek'e döndü. Bir anda duraksadım. Neden gülümsüyorum ben ya.
"Scott tam olarak nereye geçeçeğiz" dedim.
"Biz Derek Stiles ve Lydia ile geçeçeğiz. Siz ise burada kalacaksınız"."Ne demek burada kalacağız. Bende geleceğim" diyerek üste çıktım.
"Liam haklı. Biz neden burda kös kös oturalım ki" dedi onca saatir hiç konuşmayan Brett.Scott iç çekti. "Bakın biz Geraurd'ın yerini bulmaya çalışacağız. Sizi tehlikeye atamayız. Ama eğer çok macera istiyorsanız gece okula gidip oranın korumalığını yapabilirsiniz" dedi Scott bıkkın bir biçimde.
"Aman kalsın" diye geveledi Theo. Ben ise omuz silktim. Ne dersem diyeyim gidemeyecektim oraya. Sadece susmalıydım.
"Pekala, o zaman biz çıkıyoruz" dedi Stiles.
"Bunu burda mı söylemeliydin Stiles" dedi Derek. Ne oluyordu be.Stiles dik dik Derek'e baktı. Herkes onlara bakıyordu.
"Derek çıkıyoruz derken evden çıkıyoruz demek istedim.."
"Ha şey" Derek kafasını kaşıdı. Ne yani, bu ikisi çıkıyormuydu. Aha bir şok daha.Scott gülümsedi "Herneyse arkadaşlar bu konuyu daha sonra konuşuruz. Gitmemiz gerek". Scott çıktı ilk önce. Stiles hemen arkasından fırlayı verdi. Lydia ise Derek ile çıktı.
Biz Brett, Malia, Theo ve ben kalmıştık. Malia geldiğimizden beri Theo'ya bakıyordu. Sanki, öldürücekmiş gibi. Bu kızdan korkuyordum.
Ayağı kalktım ve dolanmaya başladım. Böyle boş boş duramazdım.
"Ben biraz dışarlarda durucam. Belki birşeyler olur" dedi Brett. Ayağı kalktı.
"Pekala haber verirsin" dedim. Kafa salladı ve askılıktan çeketini alıp çıktı.Malia ayağı kalktı. Theo o korkuyu sezecek olacakki kızın kalkmasıyla toparlandı. Sanırım o da korkuyordu.
"Ben yukardayım. Birşey olursa seslen Liam" kafa salladım. Malia yukarı çıktı. Camın karşısına geçtim. Hafif çiseleyen yağmura baktım.
"Burda boş boş durup sohbetmi edeceğiz Dunbar".
Theo'ya döndüm.
"Ne yapmamızı bekliyorsun." Dedim.Ayağı kalktı ve yanıma geldi.
"Bizimde macera yaşamaya hakkımız var değilmi." ne demek istemişti?"Yani diyorumki okula doğru yola çıkalım. Araştıralım, böyle olmaz"
Haklıydı. Yine haklıydı. Neden hep haklı bu çocuk.
"Pekala çıkalım" dedim ve kapıya yöneldim. Oda peşimden geldi.Dışarıya çıktığımızda tuhaf bir hava vardı. Soğuk değildi ama esiyordu. Güneş ise etkisini göstermiyordu. Yavaş yavaş yürümeye başladık.
Böyle sadece yürüyerek olmazdı. Sıkılmıştım. Arada Theo'ya alttan alttan bakıyordum ama o sadece yola bakıyordu. Soru sormalıydım, evet. Ben konuşmadan yapamam.
"Neden orada kalıyordun?" Aklıma gelen ilk soru buydu.
Bana baktı ve kaşlarını kaldırdı.
"Soru sormadan edemiyorsun değil mi?"Kafa salladım. Önüne döndü ve ellerini cebine koydu.
"Çünkü kalacak biryerim yok. Ne ailem nede param. Ben alışkınım ama." Tekrardan bana döndü.
"Peki ya o adam yani baban. Size ne yaptı?"Bu soruyu beklemiyordum. Sanırım böyle sorular soracaktık birbirimize. Derin bir nefes verdim.
"Ne yapmadı ki, annemi aldattı. Eve birsürü dert soktu. Eğer annem olmasaydı beni okutmayacaktı. Sonra kavga ettiler ve evden gitti. Arada benden para istiyordu. Ama artık vermem. Ondan nefret ediyorum".İçimi dökmek iyi gelmişti. Hemde Theo gibi birine.
"Aynı kaderi paylaşıyoruz o zaman" dedi. Evet öyleydi. Kafa salladım. Aynı kaderi paylaşıyorduk. Birazda olsa benziyorduk birbirimize.Bir anda durdu ve kolumu tuttu. Gözlerini kapattı, sanki birşeyi algılamaya çalışıyormuş gibi.
"Ne oldu?". "Silah sesleri var, hastanenin orada".
Koşmaya başladı. Benide peşinde sürükledi.Hastaneye vardığımızda duvarın arkasına geçtik. Ben önde o arkada neler olduğuna bakmaya çalışıyorduk.
"Biraz kafanı eğersen göreceğim"
"Üstüme çullanan sensin"
"Hı hı"Gözdevirdim ve bakmaya devam ettim. Gerçekten bazen gıcık olabiliyordu.
Hastane harabeye dönmüştü neredeyse. İki lüks araba hastanenin önünden kalktı. Tam oraya yürüyecekken Theo kolumu tuttu.
"Dur, daha gittiklerinden emin değiliz. Tuzak olabilir"
Tekrar o tarafa baktım. Telefonuma bir mesaj sesi geldi. Ama oralı olmadım.Gelen mesaj
Scotty: Liam, hemen geri dönün tuzak olabilir!."Bence gittiler Theo, neler olduğuna bakalım". Theo kafa salladı. Yavaşça hastaneye yürüdük. İçeri girdik. Heryer cam parçalarıyla doluydu, ne olmuştu böyle.
Yavaşça kolidorlardan ilerledik.
"Burayı mahvetmişlerseler bizide ederler. Liam geri dönelim."
"Hayır, burada bekleyeceğiz" diyip Theo'ya baktım. Tam o sırada arkamızdan bir ses geldi."Bak sen bak, burada kimler varmış." Bu Thomos'tı. Onun burada ne işi var.
"Thomos?"
"Onu tanıyormusun, kim o?""Benim kim olduğumu boşver Reaken. Ama sizin kim olduğunuzu gayet iyi biliyoruz.
"Ne demek istiyorsun sen?" Dedim.
Yanımıza yürümeye başladı. Gıcık bir ses tonu vardı.
"Nasıl insanları öldürdüğünüzü, sokaklarda dehşet açtığınızı." Bana baktı "Ve bir o kadarda korkak olduğunuzu."Yumruğumu sıktım. "Saçmalamayı kes seni aptal. Yoksa senin her birtarafını kopartıp o minik kıçına sokarım" dedi Theo sinirle. Ama Thomos hala bana bakıyor ve pis pis sıtırıyordu.
"Noldu Dunbar. Babacığın olmayınca sinirlerin mi gevşedi." Derin nefes almaya başlamıştım. Bu çocuk sinirimi bozuyordu. Bir an Theo'nun sesini duydum.
"Sakin ol Liam. Yoksa burada öleceğiz. Tuzak bu anla"
"Ah sevgiliside sakinleştiremiyor yazık Liam" pis pis güldü.
Theo'ya baktım. Çocuğa öyle bir şekilde bakıyordu ki ben korktum. Ve bir anda onun üstüne atladı. Ne yapacağımı şaşırdım.
"Bana bak Thomos'mısın nesin!. Sana dediğim o lafı gerçekleştiririm."Yanlarına koştum. "Theo tamam gel gidelim"
"Bir dakika Liam" diyip elini kaldırdı. Sonra tekrar çocuğun yakalarına yapıştı."Ben burda senden başka ezik göremiyorum Thomos. Konuşurken önce laflarına sonra o kıçına sahip çık." Diyip çocuğu duvara fırlattı. Kolundan tutup çekiştirdim.
"Theo hadi!" Koşarak çıktık.Derin nefes alıp verdim.
"Ne maceraydı ama" dedi nefeslerinin arasında Theo. Ufaktan sırıtıyordu. Kafa sallamakla yetindim. Gözlerim elime kaydı. Daha doğrusu, ellerimize.Heyecandan Theo'nun elini tutmuştum. Oda eline baktı. Aynı anda bıraktık.
"Evet evet, ne maceraydı ama"..
Deli bunlar ya sşdşsildsilfşsThomos karakterini kendim ekledim hatırlamıyorum diyenleriniz olabilir eh.
Herneyse belki gece bir bölüm daha atarımmm😌❤️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Adore You - Thiam
Ficción General"Sana bayılmıyorum" "Ama ben bayılıyorum, sana bayılıyorum"... Thiam hikayesi ilk hikayem umarım seversiniz