I Adore You - Thiam

-12

  Bunu okuduğunu biliyorum. Seni ne kadar sevdiğimi anlatacağım. Ben pek anlamam, romantik şeylerden. Ama senin gözlerine baktımmı anlıyorum aşkı. Çok güzel birşey. Seni öptüğüm gün, herşey dahada güzelleşti. Bana yanalım dedin, bende öptüm seni.

   Beni sevmessin sanıyordum. Daha önce hiç bu kadar değerli hissetmemiştim. Ve şimdi seni bahçede bekliyorum. Yemeğe gidiceğiz, yalnız. Sadece ikimiz..

  Beni sevdiğin için sana teşekür ederim. Bana kendimi değerli hissettirdiğin için teşekür ederim. Beni hiç bırakma olurmu. Sensiz yaşayamayacağımı anladım.

   O ellerin ellerimde kalsın, Liam Dunbar..

Sevgilerle sevgilin Theo..

   Defteri kapatıp kapağına baktım. Gülümsedim, daha önce hiç not tutmazdım. Ama Liam bende bunuda değiştirdi. O benim tekrar doğmamı sağladı.

Aynadan saçıma baktım. Heralde iyiydi üstüm, yakışıklıydım sonuçta. Ne giysem yakışır ehe.

Neyse neyse. Nerde kalmıştı bu şapşal. Ağaç oldum burada. Okuldan çoktan çıkması gerekiyordu, derin bir iç çektim.

Okulun kapısı sertçe açıldı. Biri koşarak dışarı çıkmıştı. Tabi ya, Liam'dı bu. Bu haline kıkırdamıştım. Etrafına bakındı. Kornaya bastım, korkudan yerinde zıpladı. Arabayı görüp yanıma koştu.

Kapıyı açıp oturdu. Serçte geri kapattı.
"Theo, sür arabayı"
"Ne, ne bu acele. Bi konuşsay-"

"Theo hadi!"
Ne oluyordu ya. Hemen arabayı çalıştırdım. O sırada arkamızdan üç genç koşuşturmaya başlamıştı. Bu yine başına ne bela almıştı.

"Liam ne oluyor anlatıcakmısın"
Derin bir nefes aldı Liam.
"Şey ben çiçek almıştım"
"Ne çiçeği"

"İşte sana çiçek almıştım" aptal şey. Ama çiçek neredeydi?
"Sonra benimle dalga geçtiler" arabayı yavaşlattım.
"Kim geçti?"

"Boşver de neden yavaşladın"
"Geri dönüp onları paramparça edeceğimde" kıkırdamıştı. Neden gülüyordu, onunla dalga geçeni mahvederim.

Yanağıma bir öpücük kondurdu.
"Sorun yok, ben onları hallettim"
Gülümsedim, halletmesine sevinmiştim.

"Çiçeklerim gitti desene" dedim trip atarcasına.
"Ya ben sana tekrar alırım" dedi Liam elimi tutup. Gülmemek için zor tutuyordum kendimi.

Göz ucuyla ona baktım. Bir kedi gibi bana bakıyordu. Bebekte diyebiliriz. Liam bir bebekti.

"Tamam tamam, sorun değil. Ben ikimizede çiçek alırım" dedim. Gülümsemişti.

"Ee nereye gidiyoruz"
"Sen bana bırak" dedim ve arabayı gazladım.

Liam telefonunu çıkarttı. Aklına birşey gelmiş gibi bana baktı.
"Ne oldu" dedim.
"Sen beni ne diye kaydettin" ah hadi ama söylemek zorundamıyım.

"Sen ne diye kaydettin" dedim.
"İlk ben sordum"
"İyi be" diyip teslim oldum. Pek anlamazdım romantikten. O yüzden biraz saçmaydı.

"Şey, pisi pisi"

"Ne?" Of kahretsin. Cidden pisi pisi ne. Yazar beni niye rezil ediyorsun. Sus bakim

"Kediciğinmiyim ben senin Theo"
"Öyle değilmisin" diyip sırıttım. Kafasını telefonuna geri çevirdi, utanmıştı.