Bir hastanedeydim. Kendimi boşlukta hissediyordum. Bomboştu, ve içeriyi Ay'ın ışığı parlatıyordu. Yavaşça ilerledim, belki birini bulurum diye.Bir odanın ışığı yanıyordu. Hafifçe kapıyı araladım. İçeride bir hastane yatağı ve yanında koltuk vardı. Yatağın karşısındaki sandalyede ise biri oturuyordu. Kumral saçlı, genç birine benziyordu. Yavaşça yanına ilerledim.
Bana doğru döndü. Bu, Theo'ydu. Ama küçüklüğydü yine.
"Neden yine rüyamdasın" diye sordum. Ayağı kalkıp karşıma geçti. "Çünkü sana yardım edeceğim" dedi gözlerime bakarak. Ne yardımıydı bu."Sen benim hayatımı kurtardın, bende senin kurtaracağım". Bana eliyle yatağı gösterdi. Bir anda orada iki kişi belirdi. Yatakta yatan, bendim. Yanımdaki sandalyede ise Theo oturuyordu. Bana nolmuştu.
Theo uykusuz gözüküyordu. Neden yanımdaydı. Ne görüyordum ben.
Küçük Theo elimi tutup beni dışarıya götürdü.
"Uyan artık, aç gözlerini" ne diyordu bu."Birdaha sakın benim için hayatını tehlikeye atma, yoksa ben seni öldürürüm"dedi bu sefer. Ben ona ne yapmıştım.
Elimi bıraktı ama sanki hala tutuyordu. Yavaşça sıktım elimi. Elimi tutan şey neydi..
Theo'dan
O, o deliydi. Kendini silahlı adamların önüne attı. Arkasından bağırdım ama çok geçti. Hemen peşinden koştum. İki el silah sesi duydum. Ve sanırım, Liam'a denk gelmişti kahretsin.
Adamlar Liam'ın vurulduğunu görünce koşarak kaçtılar. Peşlerinden gitsemde çok ilerlemedim. Liam'ı orada bırakamazdım. Koşarak geri yanına geldim.
İyileşirdi, sonuçta küçük bir kurşun yarasıydı değil mi.
Acı içinde inliyordu. Yarasına baktım. Bir dakika, o sarı şey ne?Yanına eğildim, meraklı gözlerle ona baktım.
"Kurtboğan" ağzından zorla çıkmıştı. Evet bu kurtboğan'dı. Hemde iki tane!.Elimi yarasına koydum "tamam sakin ol iyileşeceksin Liam". Saçlarını geri yatırdım. Ama çok hızlı nefes alıp veriyordu.
"Lanet olsun" diyip ellerimi kafasının altına ve dizlerinin altına geçirdim. Yavaşça kucağıma aldım ve götürmeye başladım."T-theo.." yüzüne baktım.
"İyileştiricem seni Liam, az sabret" yavaşça gözleri kapandı. Eli omzumdan aşağı düştü. Bilinci kapanmıştı. Hızımı arttırdım ve hastanenin yolunu tuttum..
Hastaneye ne kadar hızlı bir şekilde vardığımı hatırlamıyordum. Titreyen sesimle, "Lütfen acele edin sedye getirin!" Diye bağırdım. Hemşireler hızla önümüze koştular. Liam'ı sedyeye yatırdım ve götürmeye başladılar. İçeri girip Melissa'yı buldum.
"Yardım et, Liam vuruldu."
"İyileşmesi gerek"
"Kurtboğan v-varmış içinde acele et kurtar onu!"Koşarak peşlerinden gittik. Ameliyathane'ye soktular. Tam bende girecekken Melissa önümde durdu.
"Sakin ol ve Scott'lara haber var."
Dolu gözlerle ona baktım. Kafa salladım ve oda içeri geçti. Telefonu zorla cebimden çıkardım.Scott'ın telefonunu çaldırdım.
"Alo Theo. Biz işleri halletik. Bunu yapanın ne olduğunu bulduk. Liam'a söyle, gelin artık." sesi mutluydu. Nasıl söyleyeceğimi bilemiyordum."Scott.."
"Efendim Theo""Saldırıya uğradık, Liam.." derin bir nefes aldım.
"Noldu Theo, Liam'a noldu".
"Vuruldu, kurtboğan olan iki kurşunla vuruldu".

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Adore You - Thiam
General Fiction"Sana bayılmıyorum" "Ama ben bayılıyorum, sana bayılıyorum"... Thiam hikayesi ilk hikayem umarım seversiniz