0.6

11 3 2
                                    

Serap: Nabıyosun kanka

Akgün: Berk'le parktayım, basket maçı atıyoruz

Akgün: Sen?

Serap: Sıkılıyorum

Serap: Baya hemde, fenalık geçirebilirim her an

Akgün: Duygu'yla takılsaydın

Serap: Teyzesine gitti, haftasonunu orda geçirecek

Akgün: E gel istersen

Serap: Yok ya gelesim gelmedi şu an

Akgün: Sen bilirsin

Serap: Az ısrar etseydin gelirdim belki şerefsiz

Akgün: Serap valla havamda değilim

Serap: Neyse ya gidip abur cubur alıp dizi film yaparım bende

Serap: Bi ara da ders çalışırım inşallah

Akgün: Mis gibi plan

Serap: Neden havanda olmadığını anlatacaksan sen de gel

Akgün: Bişey yok öyle ya önemli değil de çıkıyorum ben görüşürüz sonra

Serap: E iyi görüşürüz

__________________

"Kız Duygu sende az değilmişsin valla nasıl gittin konuştun kız öyle!"

"Teyze bilmiyorum gittim öyle. İyiki gitmişim yoksa bekle bekle nereye kadar gidecekti kim bilir."

Ben salata hazırlarken teyzem de sofrayı kuruyordu. Benden 7-8 yaş büyük olan teyzemle aramız çok iyiydi. Bu tür muhabbetleri annemle yapamazdım, beni keser katlar bişeyler yapardı çünkü. Ama teyzemle her konuda konuşabiliyorduk. 5 yaşındaki tatlı kuzenimin izin verdiği ölçüde tabii.

"Selen teyze Mert'e yedir sen yemeğini yine, bizde rahat rahat otururuz."

"Ayynen öyle yapıyordum kuzum." Mert'in yemeğini yedirirken bir yandan konuşmaya devam etti. "E sen şimdi diyorsun ki o hareketlere rağmen olumsuz dedi. Ne diye umut vermiş o da şerefsiz mi bu?"

" Ya bilmiyorum işte teyze, zaten bir arkadaşımla da sırf bu yüzden atıştık. O, her şeyi istediğiniz gibi anlıyorsunuz dedi. Üstüne üstlük açılacağım vakit, hoşlanıyor gibi durmuyor mu, dedim, duruyor dedi. Cevap hayır olunca sanki her şey hayal ürünü oldu. Hayır o kadar net konuşuyor ki bide kendinden şüphe ediyorsun, e bu zamana kadar yaşadığım neydi, diye. "

Sinirle soluk soluğa kalınca elimdeki bıçağı bırakıp sakinleştim. Teyzem konuşmaya başladığında tekrar domatesleri kesmeye başlamıştım. Yazık ne çekmişlerdi elimden.

"Arkadaşın dışardan bir göz olduğu için onun yorumlarını dikkate almalıyız burda bence. Ama senin anlattığın şeyler de boş değildi ona da uydurma demesin. Dur ben sana ne olduğunu da söyleyeyim bak." elindeki kaşığı bir süre bırakıp bana döndü.

"Bu çocuk flört ederken her şey iyi hoş dedi amaaa işler ciddiye binecek gibi olunca yanaşmadı hatta tırstı kaçtı. Demek ki düzgün bi ilişki yürütebileceğini düşünmüyordu Duygu, senin elinden bişey gelmez. Ha istemiyorsa istemesin ama umut da vermeyecekti hala orda yaparım eylemimi. "

"Aynen öyle teyze haklısın. Flört kalalım kafasındaydı demek ki, ben en ufak bi adım atınca çekindi demek."

"Sen hayatına devam ediyorsundur zaten. Senin için dönüm noktası olabilecek kapasitede bir durum değil. İlklerini yaşıyor olsan da." deyip yüzde elli oranda uyarıcı bakışlarını yolladı üzerime. Gülümseyerek onu onayladım.

"Tabikii."

"Arkadaşın ne yapıyor, Serap?"

"İyi o da napsın, ders mers, bu sene gitsek de kurtulsak diyoruz. Gerçi benim istediğim yer bu netlerle gelmeyecek gibi. Mezuna kalırsam şaşırmam."

"Hayırlısı neyse o olsun kuzum sıkma canını. İlla gideceksin bi yere."

"Aynen de işte bi kaldırım mühendisliği de olmasın teyze." gülerek hazırladığım salatayı da tabağa koydum. Şimdi her şey masadaydı ve Mert de yemişti yemeğini. Sıra bizim aç karınlarımızı doyurmaya gelmişti.

Yemekten sonra ders çalışmaya geçmiştim. Sınav misafirlik falan dinlemezdi, hiç bi yerde rahat yoktu anlayacağınız.

---------------------

burry me hereHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin