heartburn

1

Jennie'den...

Çantama gerekli tüm eşyaları koyduktan sonra fermuarını kapattım. Montumu giydikten sonra Lisa ile birlikte aşağıya indik. Taehyung ve Jungkook bizi bekliyordu.

"Sonunda inebildiniz, ağaç olduk!"

Jungkook söylendiğinde yanına gittim ve dudağına kısa bir öpücük kondurdum. Gülümsedi ve elimi tuttu. Taehyung ve Lisa kol kola girmişlerdi. Çok geçmeden hep beraber okula doğru yürümeye başladık.

Bugün okul ile birlikte gidecektik ve üç gün boyunca orada kalacaktık. Okula vardığımızda Rosé, Jisoo, Namjon ve Jimin otobüsün yanında sohbet ediyorlardı. Eşyalarımızı bagaja bıraktıktan sonra yanlarına ilerledik.

Sohbetlerine katıldık ve kampta yapacağımız etkinlikler hakkında konuşmaya başladık. Tanrım gerçekten çok eğlenceli olacaktı.

Okul görevlisinin seslenmesiyle otobüse bindik.

Jimin ile Rosé, Namjoon ile Jisoo, Taehyung ile Lisa yan yana oturdular. Biz de Jungkook ile arkada kalan boş ikili koltuğa geçtik. Şoför yol boyunca nerelerden geçeceğimizi, neler yapacağımızı bize anlattıktan sonra yola koyuldu.

Jungkook kolunu omzuma attı ve bu yaptığıyla birlikte ben de kafamı ona yasladım. İçimde garip bir his vardı. Şu sıralar Jungkook ile biraz uzaklaşmıştık. Belki bana öyle geliyordu ama asla normal sevgililer gibi olamıyorduk. Bazen benim istememle buluşup bir mekanda yemeğe gidiyorduk. Onun dışında buluştuğumuzda veya yalnız kaldığımızda her şey cinsellikten ibaret oluyordu. Yine de onu seviyordum ve bunu çoktan kabullenmiştim.

Yol boyu hiç sohbet etmemiştik.

Nihayet ormana vardığımızda otobüsten indik ve bagajdan eşyalarımızı aldık. Boş bir alana geçtik ve çadırlarımızı kurmaya başladık. Herkes tamamladığında ortada toplandık ve öğretmenin gelmesini bekledik. Öğretmenimiz Jieun nihayet yanımıza geldi.

"Akşam ateş yakabilmemiz için kuru ağaç dallarına ihtiyacımız var. İkili gruplara ayrılın ve çok uzaklaşmadan ormanda yakabileceğimiz şeyler bulun. Hava kararmadan tekrar aynı yerde buluşursunuz ."

Hepimize gülümsedikten sonra yanımızdan ayrıldı. Hiç bozmadan hepimiz otobüsteki gibi aynı şekilde ormanda dağıldık.

Jungkook ile yan yana, yaprak çatırdamaları eşliğinde yürümeye başladık. Biraz daha ormanın içine girdiğimizde bakışlarım yerdeydi. Birkaç kuru dal gözüme çarptığında yere eğildim. Elime aldıktan sonra ayağa kalktığımda hemen karşımda Jungkook bana bakıyordu.

"Bir sorun mu var Jennie?" dediğinde derin bir nefes aldım. "Hayır yok, sadece biraz karnım ağrıyor." Jungkook elini koluma götürdüğünde kendimi geri çektim. "Hava birazdan kararır, sen de topladıysan geri dönelim."

Yüzüne bakmadan hızlı adımlarla yürümeye başladım. Arkamdan geldiğini hissediyordum. Tam yanıma ulaştığında, herhangi bir şey söylemedi ve sessizce yürümeye başladık.

Kamp alanına döndüğümüzde herkes bizi bekliyordu. Topladığımız şeyleri ortaya bıraktıktan sonra öğretmeni beklemeye başladık. Gelip ateşi yakmamıza yardımcı olduktan sonra yanımızdan ayrıldı.Hava kararmış ve soğumuştu. Karnımızı doyurduktan sonra hepimiz kamp ateşinin etrafında çember oluşturduk ve yere oturduk. Jungkook karşımda oturuyordu. Sağında sırayla Namjoon ve Jisoo, solunda sırayla Jimin ve Rosé birbirlerine sokulmuş oturuyorlardı.