Ertesi gün tüm zamanımı Taehyung'u düşünerek harcamıştım. Arada sırada oturduğum yerden kalkıp evin içinde geziniyordum. Hissettiğim yoğun duygularla başa çıkamıyordum. İçim içimi yerken koltuğa oturup düşünmeye başladım.
Onu sevdiğimi Taehyung'a nasıl söyleyecektim? Fikir alabileceğim arkadaşım da yoktu. Kızlarla paylaşamazdım çünkü Lisa bana çok kırılırdı. Ama yalnız başıma da bir sonuca varamıyordum. Beni yargılamadan dinleyecek tek bir kişi vardı. Telefonumu elime alıp ona bize gelmesi için mesaj attım. Tekrardan ayağa kalkıp gergin bir şekilde evin içini turlamaya başladım. Yarım saat sonra zil çaldığında koşarak kapıya ilerledim ve hemen açtım.
"Hoş geldin, sana çok ihtiyacım var."
Çaresiz bakışlarımı etrafta gezdirirken birlikte salona geçtik. Koltuğa oturduğumuzda stresten sürekli bacağımı sallıyordum.
"Beni yargılamadan destek olacağını düşünüyorum, lütfen bana yardım et Jisoo."
Jisoo sakin olmam için elini bacağıma götürüp hafifçe okşamaya başladı. Tek kaşını havaya kaldırıp "Seni bu kadar strese sokan şey ne Jennie?" dediğinde, gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım.
"Ben çok yanlış birine aşık oldum Jisoo, ben iğrenç bir kızım."
Jisoo önüme düşen saçlarımı nazikçe arkaya attı ve sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Kendini birine karşı beslediğin duygular yüzünden iğrenç hissetme Jennie. Hepimizin duyguları var ve aşık olacağımız kişiyi seçemiyoruz. Sen normal olanı yapıyorsun. Seviyorsun, aşık oluyorsun... Bunlar iğrenç şeyler değil."
Bir süre durdu ve ardından cevaplamaktan en çok korktuğum soruyu sordu. "Peki... Kim bu yanlış biri?"
Kafamı öne eğdim ve gözlerimi kapattım. Jisoo benden cevap bekliyordu. "Taehyung." dedim titrek çıkan sesimle.
Kafamı kaldırıp gözlerine bakacak cesaretim yoktu. Büyük ihtimalle ne kadar rezil bir insan olduğumu düşünüyordu. "İnanamıyorum Jennie... Siz... Yani Taehyung ve sen..."
Gözlerimi sıkıca kapattım. Kesinlikle ne dese haklıydı. İçimden kendime küfürler yağdırırken Jisoo'nun heyecan dolu sesiyle bağırmasıyla gözlerimi açtım.
"Tam birbirinize göresiniz!! Ahhh, çok yakışıyorsunuz Jennie!"
Kafamı kaldırıp Jisoo'ya bakmaya başladım ve ardından ona sıkıca sarıldım. Beni asla yargılamadığını, ne olursa olsun destekçim olduğunu bir kez daha gözler önüne sermişti. Geri çekildim ve bacaklarımı kendime çekip bağdaş kurdum. Taehyung ile aramızda geçen her şeyi soluksuz bir şekilde anlattım. "Ben ona nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum..." O da bana dönüp bağdaş kurdu ve gözlerini kısıp bir şeyler düşünmeye başladı. "Hm..."
İkimizde fikir üretmeye çalışıyorduk. En sonunda Jisoo "Buldum!" diye bağırınca heyecan ve korku tüm bedenimi esir almıştı.
1 Hafta Sonra
Son bir haftadır, sınavlar bittiği için okulda sakinlik vardı. Çoğu öğrenci sadece önemli derslerin olduğu gün geliyordu. Bense Taehyung'un yüzünü görebilmek için aksatmadan her gün okuldaydım. O da benim gibi hiç devamsızlık yapmıyordu.Yine dersin bittiği bir zaman, Taehyung ile birlikte kantine indik. Masaya oturup sohbet etmeye başladığımızda çok geçmeden Jisoo ve Namjoon yanımıza geldi.
Namjoon'u gördüğüm an suratım asılırken Jisoo yanıma oturdu. Namjoon'da Taehyung'un yanına oturduğunda kollarımı birbirine bağladım. Ona fazlasıyla kırgındım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
heartburn
FanfictionJennie, erkek arkadaşı Jungkook'tan yediği darbe yüzünden karanlığa gömülmeye yüz tutmuş duygularını son kez Taehyung'a açmıştı. heartburn, taennie