öğretmenim

90 15 7
                                    

Evden çıkarken karşı komşumuz olan yaşlı çiftin kolilerle çıktığını gördüm.

- Merhaba, bay ve bayan Dimor.

Yaşlı kadın bana bakıp kocaman gülümsedi.

- Ah, Jimin! Merhaba tatlım.
- Kimmiş?!
- Jimin! Hani yan komşumuzun kardeşi olan!
- Haaa!

Yaşlı kadın kafasını iki yana sallayıp tekrar bana gülümsedi.

- Nasılsın? Nereye böyle?
- Staja bayan Dimor. Siz nasılsınız? Taşınıyorsunuz sanırsam.
- İyiyiz hayatım. Ve evet, taşınıyoruz. Bizim kızlar daha küçük ama candan bir site bulmuşlar. Oraya taşınacağız.
- Çok güzel bayan Dimor. Hayırlı olsun. Umarım daha rahat ve mutlu yaşarsınız.

Aslında taşınmakta haklılarda. Bu site çok... samimiyetsizdi. Son iki yılda taşınan komşular huzur bırakmamıştı. Özellikle benim alt komşum olan kadın.

- Sağ ol tatlım.
- Evinize bir talipli var mı?
- Ah, o konu. İnan bana satılığa çıkardığımız günden beri bir serseri oğlan bizim peşimizi bırakmıyor. En sonunda vereceğim o olacak.

Bunun üzerine güldüm.

- Size kolay gelsin o zaman.
- Sağ ol canım.
- Ne diyor, ne diyor?!
- Kolay gelsin diyor!
- Haaa!

Çifte gülüp merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Alt katımın kapısı açıldı ve o suratı gördüm...

- A, bak Han bu bizim üst komşu. Naber Jisoo?

Jisoo mu? A hadi ama!

- Adım Jimin.
- Ha Jisoo, ha Kimin. Aynı şey.

Bu kadına aşırı  gıcık oluyorum. Kadına göz devirerek aşağı inmeye devam ettim. Arkamdan duyduğum 'terbiyesiz velet.' cümlesiyle bir daha göz devirdim. Sensin o paçoz karı!
Kadını şöyle anlatayım. Kadın, tıknaz kısa bir kişi. Benden bile kısa. Ellilerine gelmiş menapoz karıları vardır ya. Hah işte onlardan. Tam bir baş belası.
Yeni taşındığı zaman ona iyilik olsun diye havlu götürmüştük hyung ile. İki gün sonra sitede arkadaşım olan Lisa bana o karının bana 'cimri bir havlu getirip gitti.' dediğini söylediğini söylemişti. Yüzüme gülüp sonra arkamdan bunu demesi hem beni üzmüş hem de sinirlendirmişti. Götoş karı ya resmen!
*^*
*
*^*
Okula girdiğim zaman konuşma seslerinin kalabalıklılığı yüzünden yüzümü buruşturdum.  Dün benle konuşan velinin dedikleriyle sınıfıma yöneldim. 10-4. İçeriye göz attığımda dört tane öğrenci gördüm. Liam, Kai, Elsa ve Ayame. Ayame sırasında kitap okuyordu. Kafamı çekip boğazımı temizledim ve lacivert saçlarımı düzenledim. İçeriye her zaman ki sert yüzümle girdim. Ayame dışındaki üçlü bana baktı.

- Günaydın çocuklar.
- Günaydın bay Park.

Ağızlarının içinde cevap verip işlerine döndüler. Ben Ayeme'nin yanında durdum. Kahverenkli kısa saçlarını iki yana toplamıştı. Belli belirsiz gülümsedim. Minik elimi saçlarının arasına koyup okşadım. Yumuşacıktı.

- Ayame.

Yumuşak tonda ona seslenmem ile başını bana kaldırdı. Meraklı büyük gözlerle bana bakıyordu.

- Nasılsın?

Bu sorumla gözlerinin dolduğunu gördüm.Dudakları titriyordu.
Cidden bir 'nasılsın'a bu kadar mı ihtiyacı vardı?
Yutkundu, dolan burnunu çekti. Başarısızca gülümsedi.

- İyiyim öğretmenim. Siz nasılsınız?

Sesi titriyordu ama yine de neşeli çıkartmıştı. Bu yaptığını ablama benzetmem normal miydi yoksa ben mi deliyordum?

————
Agalar ve brolar sizler nasılsınız?

Again [Vmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin