kırgınlık

86 15 18
                                    

Ambulans siren sesleriyle yerimden sıçrayarak uyandım. Bu gün sınavlarım bitmişti ve ben ölü gibi girer girmez yatağa girmiştim. Uyumuştum ve uyuyacaktım. Gözlerimi ovuştura ovuştura odamdan çıktım ve çoktan ayaklanmış ve camın önüne geçmiş hyungun yanına kucağımda Kar ile yaklaştım.

- Ne oluyor?
- Ambulans.. bizim siteye geliyor.

Gözlerimi sonuna kadar açıp kucağımdaki kedimi hyunga verdim aceleyle.

- Hey, Jimin! Nereye?!

Onu umursamayarak terliklerimi giyip kapıyı açtım. Sedye ve ambulans çalışanları karşı dairemden çıkıyordu. Sedyenin üzerinde beyaz çarşaf örtülmüş bir beden vardı. Gözlerim sedyenin asansöre binip gitmesine kadar orada takılı kaldı. Sedyeden sonra da kapısı açık daireye baktım. Yavaş yavaş komşu kapılarının açıldığını duyar duymaz karşı daireye koştum. İçeriye girer girmez sırtını salon kapısına dayamış, gözleri kapalı ve başı da duvara yaslı kırmız saçlıyı gördüm. Yanına koşup önünde eğildim.

- Tae.. Taehyung?

Titrek ve kısık sesimle gözlerini açıp bana baktı. Acıyla gülümseyip kollarını omuzlarıma sardı. Beni kendine çekip başımı göğüsünde bastırdı. Derince nefes alıp geri verdi.

- Şuna bak Jimin. Şimdi senin ablanı çok sevdiğini anlayabiliyorum. O olmadan neyin önemi var ki, değil mi?

Sanki kendi kendine konuşur gibiydi. Sesler duydum. İçeriye giren adım sesleri ve fısıldaşmalar. Yanımıza gelen köpeğe bakıp kocaman gülümsediğini gördüm kırmızı saçlı bana sarılan adamın.

- Gördün mü kızım? Nasıldı ablanın son sözünü söyleyip gitmesini?

Minik köpek sadece üzgünce garip ses çıkarttı. Taehyung bununla güldü. Bakışlarını  yine tavana kaldırdı.

- Haklısın. Haklısınız.

Beni daha sıkı sarmaladı.

- Ay anam ne olmuş bu oğlana?

Gıcık sesle sinirle iç çektim. Gıcık alt komşu.

- Ay bi' de oğlana sarılmış. Oğlum! Kız arkadaşın falan, ne bilem ailen yok mu ona sarıl!

Götoş karının bağırmasıyla ikimizde sinirle nefes aldık. Başını bana eğip gülümsedi.

- Ben ne yapacağım Jimin? Bana ne yapmam gerekeni söyle. Çünkü ben bilmiyorum.
- Tae.. ben de bilmiyorum.

Kollarımı beline dolayıp sıktım.

-Geçiyor mu?
- Hayır, sadece alışıyorsun.

Ağlamaklı bir ses çıkarttı.

- Bak oğlım beni dinlemiyor musunuz siz?!! Ay anam bunlar birbirlerine yiyeceklermiş gibi bakıyorlar.
- Sus be kadın!

Sinilerime hakim olamayıp başımı arkamdaki kalabalığa çevirip en önde bize tiksindirici bir şeymişiz gibi bakan kadına bağırdım.

- Bana bak terbiyesiz velet, sinirlerimi bozma.
- Ya teyze bi sus ya.

Hemen arkasında olan hyungum tersçe konuştu.

- Hadi biraz yalnız bırakalım. Kaybı var. Hadi herkes evine girsin. Hadi.

Hyungum tüm komşuları evden çıkarttı.

- Ve siz ikiniz, beni bekleyin, Kar'ı alıp geliyorum.

Hyung evden çıkınca Taehyung lacivert saçlarıma elini koyup okşamaya başladı.

- Jimin, yalvarırım af et beni.

Minik ellerimi yanaklarına koydum. Baş parmaklarımla esmer teni okşadım.

- Bunu şimdi konuşmayalım.
- Hayır, seni de bana kırgın bir şekilde kaybetmek istemiyorum.

Yutkunamadım. Ayame o abisine kırgın mı ölmüştü? Bu düşünceyle gözlerim dolmuştu. Taehyung beni dolmuş gözlerle görünce daha fazla dayanamadı ve hıçkırarak ağlamaya başladı.

Again [Vmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin