cehennem gibi acıtıyor

89 13 1
                                    

Eve girmiştim. Bu gün içimdeki minik çocuk resmen üzüntüden ölmüştü. Derin nefes alıp sessiz evi dinledim. Odama doğru ilerlerken yerde pis parti izleri görmemle gülümsedim. Ah Kar ah. Yine vazomu yere atmış ve toprağa basarak evde gezinmiş olmalıydı. Kafamı iki yana sallayarak odama girdim. Beyaz biraz tombul kedim yatağımda yatıyordu. Kıkırdayıp çantamı yere attım. Yarın derslerime girip not tutmalı ve son sınavlara çalışmalıydım. Ama anlaşılan iyi bir dinleme yerine minik kızımın pisliklerini temizlemem gerekecekti.
Yatağımın üzerinde yatan kediyi havaya kaldırınca miyavlama duydum. Anlaşılan kızım geldiğimi duymuş uyanmıştı. Onu kollarımın arasına alarak banyoya ilerledim.

-Günaydın bebeğim. Babacığına söylemek istediğin bir şey var mı?

Kar sadece mutluca miyavlayıp çeneme başını sürtmüştü. Buna gülüp duşa kabinin önünde indirdim Kar'ı.

- Minik hanım şimdi birlikte duş alacağız. Kaçmak yok. Seni Yoongi hyung gibi çamaşır gibi yıkamayacağım. Aynı ablamı yıkadığım gibi, narince yıkayacağım. Tamam mı?

Kar yine mutluca miyavlayınca gülümseyerek üzerimi çıkartmaya başladım. Çıplak kalınca kedimle kabinin içine girdik. Suyu açıp ilk önce Kar'ı yıkamaya başladım. Beyaz tüylere özel şampuanı sürerek köpürttüm ve duruladım. Dışarıdan havlu alıp Kar'ı sardım ve duşa kabinin hemen yanına koydum. Kendimi iyice yıkayıp sarı bornoza sarınıp Kar'ı kucakladım. Odama ilerleyip girdim. Kendim giyinip, Kar'ı iyice havluya sildim. Tüyleri kabarınca şirinliğine güldüm. Tarağını alıp tüylerini taradım. İşimiz bitince mutfağa ilerledik.

- Ah kızım ah. Keşke tüm evde dolaşmasaydın.

Bana miyavlayınca ucuz mamayı kullanmaktan yıpranan kırmızı kaba doldurdum. Kar mamasını yerken ben de banyoya gidip elime bez aldım. Pis yerlere bakarak iç çektim ve işe koyuldum.

$

Saat gece on bire geliyordu ve ben daha yeni bitirmiştim yerleri silmeyi. Nefes vererek koltuğa attım kendimi. Lanet olasıca derslere girmek istemiyordum ama yine de girmemek zorundaydım. Kendimi silkeleyip ayaklandım ve odama gittim. Sırt çantamı hazırlarken esniyordum. Çantamı hazırlamayı on biri bir kaç dakika geçerken bitirmiştim. Uykum vardı fakat Yoongi hyung eve gelmemişti nedense. Telefonumu aldım ve Yoongi hyungun numarasını tuşladım. Bir kaç çalışta açılmıştı.

- Hyung neredesin?
- Jimin mesaiye kaldım. Beni bekleme sen yat.
- Nasıl ya? Cidden mi?
- Evet.
- Ne zaman gelirsin tahminen?
- Üç dört gibi.

Ofladım. Hyungu yine çok zorlayacaklardı.

- Dikkatli ol. Eğer çok uykulu olursan arabanın içinde uyu tamam mı?
- Tamam minie~ Sen kendine dikkat et.
- İyi çalışmalar~

Ona yaptığım tatlılığa kıkırdadı.

- Sana da iyi uykular minie.

Telefonu kapatıp çilek kız örtülü yatağıma girdim. Yanıma gelen Kar ile ellerimi beyaz tüylere götürüp sevdim. Yumuşacıkta aynı ablamın saçları gibi. Gözlerim kapanıyorken telefonuma bir bildirim gelmişti. Baş ucumdaki telefonu açıp mesaja baktım.

->Merhaba öğretmenim. Ben Kim Ayame. Bu saatte rahatsız ettiğim için çok özür dilerim ama sizinle konuşmaya gerçekten ijtiyavım ver.

Yazdığı mesajda sonlara doğru bozulan cümlelerle ağladığını anlamıştım. Hemen geri cevap yazdım.

<- İstersen konuşalım mı? Ben seni arayayım sen de bana sorunu anlat, içini dök. Olur mu?

-> Olur öpternenim

Rehbere telefonu kaydedip aradım. Anında açıldı.

- Sizi bu saatte yorduğum için gerçekten özür dilerim.
- Sorun yok Ayame. Şimdi bana neden ağladığını anlat bakalım.
- Babam ve annemin konuşmasını duydum öğretmenim.

Burnunu çekti.

- Eğer abim gelmezse.. beni yetimhaneye bırakacaklarmış.

Ağlamaya başlamasıyla yatakta doğruldum. Sırtımı duvara yasladım.

- Ayame ağlama lütfen. Abin gelmeye çalışıyor güzelim.
- Öğretmenim... korkuyorum.
- Korkma. Bak söz veriyorum abin gelmez ise ben seninle ilgileneceğim, tamam mı? Ağlama lütfen.

Hattın diğer tarafından gelen hıçkırıklarla yutkundum. En son bu kadar paniklediğimde ablamla hastanede test sonuçlarının çıkmasını bekliyorduk.

- Ayame sana şarkı söylememi ister misin?

Karşı hatta bir süre sonra derince alınan nefes sesleri gelmesiyle az da olsa sakinleşmiştim.

- Cidden söyler misiniz?
- Hazırsan başlayacağım?

Kulağıma dolan hafif derin kıkırtı ile gülümsedim. Bir burun çekiş sesi ve Ayame'nin kendine has hafif kalın sesi.

- Hazırım öğretmenim.
-How can I say this without breaking?
How can I say this without taking over?
How can I put it down into words?
When it's almost too much for my soul alone
I loved, and I loved and I lost you
I loved, and I loved and I lost you
I loved, and I loved and I lost you
And it hurts like hell
Yeah, it hurts like hell
I don't want them to know the secrets
I don't want them to know the way I loved you
I don't think they'd understand it, no
I don't think they would accept me, no
I loved, and I loved and I lost you
I loved, and I loved and I lost you
I loved, and I loved and I lost you
And it hurts like hell
Yeah, it hurts like hell
Dreams fight with machines
Inside my head like adversaries
Come wrestle me free
Clean from the war
Your heart fits like a key
Into the lock on the wall
I turn it
I turn it
But I can't escape
I turn it over
I turn it over
I loved, and I loved and I lost you
I loved, and I loved and I lost you
I loved, and I loved and I lost you
And it hurts like hell

Karşı hattan rahatlarıcı nefes sesleriyle gülümsedim. Anlaşılan uyumuştu.

- İyi geceler Ayame. Umarım hep huzurlu uyursun.

Telefonu kapatıp baş ucuma koydum. Üzerinde yatan beyaz kedime baktım. Purr sesleriyle huzurlu bir şekilde uyuyordu. Esnediğimde benimde uyumam gerektiğini anladım. Ellerimi birbirine bastırıp gözlerimi kapadım.
Tanrım eğer oradaysan sana yalvarıyorum. Ayame'nin abisi onu benim ablamı sevdiğimden daha çok sevsin.
Duamı edip rahatça yatağa uzanıp gözlerimi kapattım.

————
Şarkı medyada agalar . İsteyen onunla dinleyebilir.
Yangından dolayı dün moralim çok bozuktu o yüzden dün atamamıştım. Bu gün iki tane attım bunu telafi için. Yarında bölüm günü olacağımdan yarında atacağım.

Again [Vmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin