asansör

92 17 10
                                    

Derler bitmiş ve ben uykusuzluktan ölüyordum. Eve yürüyerek zor gideceğimi anladığım zaman taksi paramı ayarladım ve bir taksi çağırdım. Taksinin gelmesini beklerken telefonuma gelen mesajla ilgilenmeye başladım.

Ayare~
-> Merhaba öğretmenim. Umarım gününüz güzel geçmiştir. Size güzel bir haber vermek için rahatsız etmiştim.

Güzel haber cümlesiyle kocaman gülümsedim.

<- Sendeyim Ayame

-> Huh heyecanlandım.
Abim.. o geldi öğretmenim.

<- Bu mükemmel bir haber Ayame!
Senin adına çok ama çok mutlu oldum canım!
Eee, iyi birimi abin?

-> Aslında gerçekten değişik bir tip. Hızmalı, kırmızı saçlı garip bir kişi. Ama tabii daha o kadar yakın değiliz. Onu sırf değişik görünüyor diye yargılayamam.

<- Sen çok iyi bir insansın Ayame. Seninle gurur duydum.>~<

-> Oh utandım.(>//<)

Taksinin geldiğini görünce telefonu kapatıp taksiye bindim. Evimin adresini verip arkama yaslandım.
*^*

*^*
Sitenin önünde yine nakliyat kamyonlarıyla nefes verdim. Anlaşılan karşı dairemize yeni birileri taşınacaktı. Bu beni mutlu etmeli mi diye sorgulamıyor değilim.
Asansör bizim katta yani yedinci kattaydı. Anlaşılan taşınan kişiler şimdiden kendilerine küfür ettirecekti. Kafamı iki yana sallayıp merdivenlere baktım. Çok yorgunum. Kafamda sadece bu iki kelime vardı. Çok yorgunum. Derince nefes alarak asansör tuşuna bastım. Ne kadar dolu olursa oldun binip gidecektim. Asansör bir iki dakika geçmesine rağmen gelmemişti. Sinirle başımı kaldırıp tüm gücümle bağırdım.

- Bırakın lan şu asansörü!

Sinirden burnumdan soluyordum. Yankılı bir şekilde gelen ses ve görüş açıma giren kafayla sinirle ayağımı yere vurdum.

- Bırakmazsam be olur lan?!
- Eben olur gerizekalı! Bırak da şu asansörü yanına gelip ağzına sıçayım!
- Bak sen bak! Kendini benimle dövüştürecek ne cesaretin var lan cücük!

Cücük mü dedi o kalın ses? Bana? Park Ulu Jimin'e?

- Bekle oğlum sen! Geliyorum yanına! Ecelin geliyor lan!

Sinirle merdivenlere ilerledim. Sinir tüm yorgunluğumu alıp götürmüştü resmen. En son bu kadar sinirlendiğinde o saçlarını yolduğumunun mavi kafasıyla atışıyordum. Merdivenleri nefes nefese çıkınca soluklanmak için ellerimi dizlerime koydum. Başım yere bakıyordu. Gözlerimi kapatıp derince nefes aldım. Çok nefesten öksüren duymuş muydunuz? Bir anda öksürmemle kalın bir sesin kahkaha attığını işittim fakat şu anlık pek tınlamadım. Nefesimi düzenleyince başımı kaldırdım. Gözlerimi açmadan konuştum.

- Sırf seninle çatışmak için bu kadar yorulduğuma inanamıyorum!

Mızmız bir sinirle söyleyip gözlerimi hışımla açtım. Gördüğüm yüz ile tüm sinirimin yerine koca bir şaşkınlık dalgası aldı.
Onun için çok ağladığım gözler bana ışıldayarak bakıyordu. O nefret ettiğim hızmalı dudaklar bana gülümsüyordu. O eskiden istemsemde bayıldığı saç renginin yerini kırmızı renk almıştı.

- Selam pembe şeker. Görüşmeyeli hiç değişmemişsin.

Şu an önünde ilk lise düşmanım ve aşkım mavi Kim yer alıyordu.

Again [Vmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin