03

68 5 0
                                        

GÜZİN YAMAN

"Sağdan gidiceksin."
"Hayır, soldan!"

Beynimin içinde böyle sesler geliyordu.Çok zor durumda kaldığım da böyle sesler duyuyordum. Nerden gideceğimi bir türlü anlayamıyordum. Bana ne derlerse yapmaya çalışıyordum . Çünkü benim hiç bir fikrim yoktu.

Evden çıkalı bir buçuk saate yaklaşmıştı şimdiye evde olmam gerekirdi, tabi kaybolmasaydım. Bugün, neredeyse yüz kere gittiğim, markete gelmiştim.Telefonu mu da yanıma almamıştım.

Eve gelirken nerden gidiceğmi bulamıyordum. Gide gide hiç adım atmadığım sokaklara gelmiştim.

Üstüne üstlük her zaman yanımdan ayrılmayan Cenk ortada yokdu,
yapayalnızdım.

Beynimdeki seslerde benim iyice kafamı karıştırıyordu. Dayanılmaz hale gelmişti.

Kaldırıma oturdum. Hava da kararmaya başladı. Ağlayacak raddeye gelmiştim artık. Bu evin yolunu nasıl bulucaktım ki ben.

Kafamı kaldırdığımda onu gördüm arkasında da bir başkasını.Yeni komşumuz ve Cenk 'i.

Aybars bana yaklaşıyordu. Ama ben donmuş şekilde arkasındakine bakıyordum.
Aybars benim arkaya baktığımı farketti ve arkasına döndü. Kaşlarını çatarak geri bana baktı. Yine anladım ki Cenk' i sadece ben görüyordum.

"Burda ne yapıyosun?" diye Aybars sordu.

"Asıl sen ne yapıyorsun? Yoksa beni takip mi ediyorsun?" diyerek tepkimi gösterdim.

"Yok hayır, niye takip ediyim ki seni? Burdan geçiyordum seni böyle görünce geldim işte." inanasım gelmemişti ama konuyu uzatmadan kapattım.

"Tamam.Şey ben evin yolun kaybettim de beni eve götürür müsün?" tam acınacak haldeyim.

"Tamam." diyerek elini uzattı. Ama ben kendime bile güvenmezdim.

Yerden destek alarak ayağa kalktım. Önden hızlı hızlı yürümeye başladım. Arkamdan seslendiğni duydum.

"O taraftan değil, bu taraftan gidiceğiz. " eliyle de sağ tarafımızdaki sokağı gösteriyordu.

Sağ tarafıma dönüyordum ki Cenkle burun buruna geldim çığlık attım. Sesim sokakta yankılandı.

"Noldu!?"diyerek sordu onu da korkuttum. Cenk ise gülümsüyordu.

" Yok bir şey. "diyerek yürmeye devam ettim. O da bana yetişti.

Bir tarafta Cenk diğer tarafta Aybars çok değişik hissettim. Bir tarafımda gerçek hayat diğer tarafımda beynimin bana oynadığı oyunlar...

Apartmanın kapısına gelmiştik. Tam kapıdan geçiyordum karşımda abimi gördüm.

"Nerden geliyorsunz lan siz?" diyerek üzerime geldi.

Aybars hemen önüme geçti.

"Güzin, kaybolmuş onla rast geldik. Bende yolumuz aynı olduğu için ona eşlik ettim."

"Nasıl kaybolursun kızım sen. Markete gitmemiş miydin ?" şüpheyle sordu.

"Evet, abi. Bende anlamadım noldu yanlış sokağa girmişim."

"Neyse uzatma geç içeri. Senden de Allah razı olsun delikanlı."diyerek Aybars'ın omzunu sıvazlamıştı. Demek neymiş isteyince nazik biri olabiliyormuş.

Bende hemen içeri geçmiştim. Abim televizyon izlerken bende uyuyacağımı söyleyip odama geçmiştim. Tabi uyuya bilirsem.

Annemle babamı kaybeddiğimizden beri geceleri çok geç yatıp sabah erkenden kalkıyordum. Abim sağolsun işe gidicek diye sabah erkenden kalkıyordum. Uyuyamıyordum.

İlk aylar uykusuzluktan ölüyordum ama şimdi bana 3 saatlik uyku yetiyordu. Doktorum bana uyku ilacı yazmıştı ama almamıştım. Almalıydım yokta zaten hasta olan kafam iyice sıyırcaktı.

Yine uyuyamıyordum. Beynim düşünmekten yorulmuştu. Yatakta sağa dön sola dön sıkılmıştım. Kalktım kitaplığımdan güzel bi kitap seçtim. İnce bir kitaptı.

SATRANÇ (STEFAN ZWEİG)

"Ve çevremde hep yalnızca masa, dolap, yatak, duvar kağıdı, pencere vardı, beni oyalayacak bir şey, kitap, gazete, yabancı bir yüz, bir şeyler yazmak için kalem, oynamak için kibrit, hiçbir şey, hiçbir şey yoktu. Bu otel odası sisteminin ne kadar şeytani ve akıllıca, ne kadar psikolojik işkence amaçlı olduğunu ancak şimdi anlıyorum. Toplama kampında insan belki de elleri kanayana ve ayakları donana dek el arabasıyla taş taşırdı, iki düzine insanla birlikte iğrenç kokan buz gibi bir odaya tıkılırdı. Ama yüzler görürdü, burada hep aynı şeyle, hep aynı korkunç değişmezlikle çevrili olmaktansa, bir tarlaya, bir el arabasına, bir ağaca bir yıldıza, herhangi bir şeye bakabilirdi. Burada beni düşüncelerimden, kuruntularımdan, kafamda yaptığım hastalıklı tekrarlardan uzaklaştırabilecek hiç bir şey yoktu. "

Gözümden bir damla yaş düştü. Bu satırlar duygularımın , hislerimin tercümanı olmuştu.

Ben de hiçliğin ortasındaydım.

.....

Yorumları ve beğenileri bekliyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 01, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SİYAHIMIN BEYAZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin