20• Çatlaklardan Sızan Sular

272 23 2
                                    

"Çok düşmanım var." dedim sakince. "Yalnızca biri var ki, kim olduğunu ben bile bilmiyorum."

Aslında bu söylediklerim Mete'ye değil de kendime yaptığım bir itiraf olarak kabul edilebilirdi. Yine de elimde bir kamerayı tutarken, üstelik bu kameraya Ateş'in gözleriyle bakarken en büyük düşmanın ben olduğumun farkındaydım. 

"Çıksana." dedim Mete konuşmadan hemen önce. 

"Ne bu kamera?"

"Kamera işte. İçinde bir şey var ki yollamış."

"Yalan söylüyorsun." diye atıldı. Bakışlarımdan anlamıştı tabi daha önce bu kamerayı gördüğümü. Sanırım ölü abim Ateş'i, eski sevgilim Mete olarak sanmaya devam ediyordu. Yüzünde rahatsız edici bir bakış vardı elbette, kaçırmak mümkün değildi. Keşke elinden tutup buraya çıkarmadan önce kutuyu kontrol etseydim. 

Mete'nin yanında nasıl hata yapabilirdim?

"O zaman doğrusunu bildiğin şey için yorma beni."

Göz devirerek odadan çıkacaktı ki kapıyı aralayıp olduğu yerde durmaya başladı. 

"Arkadaşların gelecek, unutma." dedi. 

Büyük ihtimalle bunu, çok oyalanacağımı düşündüğü için söylemişti. Ancak ben kamerayı sonra açmam için söylemiş olmasını tercih ederdim. Üzülmemem gerektiği hakkında nutuk falan çekse kendimi daha iyi hissederdim ama bildiğimden geri durmazdım tabi. 

"Unutmak ne mümkün..."

Kapının kapanma sesini duyduktan sonra kamerayı açmak için üstte duran tuşuna bastım. Saniyeler sonra çalışmaya devam eden kameranın puslu görüntüsü belirdi. Menüye girdim, galeriyi seçtim, hafıza kartında bulunan bir videoyu açtım. Sesi kıstım.

Yalnızca dokuz saniye sürdü. 

"O mumu üflemeden sakın dilek tutma!" diye çığlık atıyordum. Abimin yanında sevgilisi de vardı. Aslında amacım resimlerini çekmekti ama videoya almıştım bir anda. 

"Güzel poz verin, vıcık vıcık olmasın." Alaya vurduğum için ikisi de güldü. Abimin o kızı sevmediğini biliyordum ama o yaşlardaki erkekler de yalnızca sevgi için birileriyle olmayabiliyordu zaten. 

"Sanki yılın ödülünü alacak fotoğrafı çekiyor." diye söylendi Ateş. Dil çıkarmıştım, kamerada görünmüyordu. 

"Ateşe bak, gözlerin gibi." Nazlı söylemişti bunu, sevgilisi. "Çok güzeller." Oysa abimin gözleri hep korkutucu gelirdi insanlara.

Ateş, Nazlı'ya göz kırptı. 

Video bitti. 

Başa sardım. 

Tekrar bitti. 

Tekrar başa sardım.

Gözümden bir damla bile yaş akmamıştı çünkü artık elimde gerçek bir anımız vardı. Mutluydum, mutlu olmuştum. Düşmanım farkında bile olmadan mutluluk göz yaşı akıtmıştı yanağımdan. Hafıza kartını alıp kamerayı kutuyla birlikte yatakta bıraktıktan sonra hazırlanma amacıyla ayağa kalktım. 

Video kafamın içinde dönmeye devam ediyordu. 

Havalar soğuduğu ancak dondurucu derece ulaşmadığı için kendime kalın kumaşlı bir elbise seçtim. Kendi evimdeki kıyafetler burada olmamasına rağmen alışverişi kim yaptıysa kesinlikle her parça giyebileceğim şeylerle doluydu. Ancak siyah elbiseyi yerine bırakıp beyazı seçtim. Sonuçta yakışıyordu. 

RAM (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin