Uyandığında saat sabah 6.44 tü. Yataktan kalkmayip yatagin altinda telefonunu aramaya basladi. Nihayet buldu ve herkesin yaptigi gibi ilk is olarak sosyal medyaya bir goz gezdirdi. Bir muddet sonra telefonu birakti ve dusunmeye basladi. Bugun dersi vardi. Ama gidesi de yoktu. Bu aralar hic gidesi olmuyordu zaten. Tavani izlemeye devam etti, etti, etti. Ta ki sola donup oda arkadasini izleyemeye baslayasiya kadar. Oda arkadasi zayif, orta boylu, normal bir tipti. Zararsiz biriydi. Tek zarari uyurken horlamasiydi. Uykusuz gecelerin sebeplerinden biriydi sadece. Ama insan iyi niyetli biri olunca, bu tip sorunlarina gulunup geciliyor sadece.
Bekir, yataktan kalkip kimseyi rahatsiz etmeden odadan cikti ve tuvalete girdi. Ardindan dus aldi odasina dondu. Odadakiler hala uyuyordu. 3 kisi kaliyorlardi. Bekir, horlayan-zararsiz mehmet ve murat. Murat, klasik bir erkekti. Cok dusunmeyen, akisina birakan biriydi. Bekir icin tek sorunu fazla daginik olmasiydi. Bekir ile bazen bu konuda kavga ettikleri bile olmustu. Ama ozunde o da herkes gibi iyiydi. Ve bekir bunu cok iyi biliyordu. O yuzden iki oda arkadasiyla da guzel geciniyordu bekir. Daha dogrusu herkesle guzel geciniyordu. Dusmani da yoktu, cok yakin dostu da. Notr bir sekilde yasiyordu universite yillarini.
Murat ve mehmet'i uyandirip yemekhaneye gecti. Yemekhaneye erkenden gidip orada gazete gibi seyler okuyarak kahvaltiyi beklemeyi seviyordu. Ve yavas yavas digerleri gelmeye basladilar. Bekir, insanlari surekli suzen bir insandi. O ne yapiyor, bu niye bunu giymis, su neden kizgin gozukuyor. Isi gucu yok tabi garibin, baskalarini gozlemliyordu. Bundan zevk aliyordu sanki. Belki de kendince ugras ariyordu. Bilinmez.
Bekirin son derece durgun bir hayati vardi. Neredeyse samimi oldugu hic arkadasi yoktu. Bir cember dusunun. Bekir o cemberin merkezinde ve diger insanlar bekir icin o cemberin cevresi. Merkeze esit "uzaklikta" noktalar butunu. O da bu acigi muziklerde, filmlerde, dizilerde arardi. Surekli bir hayal dunyasinda yasardi ama yasadigi hayalleri de gerceklestirmek icin bir sey yapamazdi. Gucsuzdu belki. Belki de korkuyordu. Bilinmez. Ama bilinen bir sey vardi ki, hayal dunyasinda yasamanin insana hicbir fayda saglamadigiydi. Her ne olursa olsun, bir insan ne kadar yaratici, hayalperest olursa olsun kafasindaki hayali herhangi bir sekilde uygulamaya gecirebilmeliydi. Ve bu bekirde hic yoktu.
Okula istemeye istemeye gitti. Istemeye istemeye derse tahammul etti. Derste arada, hoslanabilecegi kisileri dikizledi. Dersten ciktiginda ise sanki hayatinda gecirdigi o son iki saati yasamamis gibi yurduna geri dondu. Bekirin gunleri genelde boyle geciyordu. Bekir aslinda iyiydi. Keyfi, rahati son derece yerindeydi. Ama icinde bir turlu dolduramadigi bir bosluk vardi. Bekir, erkeklerden hoslanan bir erkekti.
Evet, bu bekir icin bir bosluktu. Hem de buyuklugunu hicbir zaman goremedigi bir bosluk. Hicbir zaman dolduramadigi bir bosluktu. Bekir, kendini bildi bileli erkeklerden hoslaniyordu. Daha kucucukken, cinsellik hakkinda pek bir sey bilmeden bile erkekler hosuna gidiyordu. Yolun karsisindaki dukkanda calisan gencin yanina giderken dislerini fircalayip saclarini duzeltiyordu 11 yasindaki Bekir. O zamanlar erkek, kadin, gay, trans gibi seylerin farkinda degildi. Tek bildigi erkeklerin cok hosuna gitmesiydi. Isin komik velki de trajik yani, kucuk bekirin en buyuk hayalinin baba olmayi istemesiydi. Onun yasindaki cocuklar genelde itfaiyeci, polis ya da doktor olmak isterlerdi. Bekir'in aklinda ise baba olmak vardi hep. Iyi bir baba olmak... Aksam isten eve geldiginde cocuklarinin bacaklarina sarilmasini ve karisinin yanagina bir opucuk kondurup onu aksam yemegine davet etmesini hayal ederdi. Cunku ona ogretilen aile yapisi buydu. Kucuk bekir, biraz buyudugu yani ergenlige girdigi zaman erkeklerden hoslanmaya devam etti. Ama kadinlardan da vazgecemiyordu. Cunku "olmasi gereken" bir erkek ile bir kadinin birlikte olmasiydi. Bekir'in erkeklerden hoslanmasi bir kusurdu ve ileride gececekti. Hatta lisede bir kiz ile bile cikmisti. Ona karsi hissettigi sey sevgiydi evet. O kizi sevmisti bekir. Ama istemiyordu iste. Onu disariya cikartmak, ona bir seyler almak gibi seylerden hep cekinmisti. Bir kadini tasiyamayacagini bilmeliydi. Bilemedi ve onunla cikmaya devam etti. Ayrilmalarinin sebebi ise bekir'i "kadin" denen varliktan tamamen sogutmaya yetmisti. Sevgilisi onu cok seviyordu ve Bekir'i asiri derecede kiskaniyordu. Bunun sonucunda da Bekir'i kendinden sogutmayi basarmisti. Ve, kendini bildi bileli erkeklerden hoslanan, kadinlara sadece "olmasi gerektigi icin" yakin duran Bekir, bir daha hicbir kadinla birlikte olmamak uzere sevgilisinden ayrildi. Sevgilisinden ayrildiginda kus gibi hafif hissediyordu. Onu artik sevmiyordu ve rahatlamisti. Bir daha asla bir kadinla birlikte olmayacakti. Onu uzen tek sey ise, kucuklukten beri hayalini kurdugu "aile" ye asla sahip olamayacak olmasiydi.