Rebirth of a Cannon Fodder from a Novel(BL)

Bölüm 22 Part 2

"Aslında kapıda bir güvenlik kamerası var."

Mu Tian Heng villaya geri döndükten sonra buzdolabından bir şişe süt aldı ve ısıtmak için mikrodalgaya koydu.

"Güvenlik kamerası?" Mo Di kanepeye oturdu ve şaşkın şaşkın baktı.

Elbette Mo Di villanın dışının izlendiğini biliyordu. Aksi takdirde, özellikle çocukluk hikayelerini dökmez ve Mo ailesinin kendisine karşı olan önyargısını sorgulamazdı. Bu, Mo ailesinin beyin devrelerinin sıradan insanlardan ne kadar farklı olduğunu ortaya çıkarmak içindi. Bu, kaydı iyi bir şekilde kullanmasınabilirdi.

"Bu doğru. Villanın önünde olanların videosunu keseceğim." Mu Tian Heng geldi ve Mo Di'nin yanına oturdu ve ona baktı: "Bu videoyu doğru zamanda çevrimiçi yayınlarsam, Mo ailesinin ilişkiyi kesmeden önce ve sonra adınıza kirletme planı başarısız olacak. Sonuçta, bu dünyada hala normal üç görüşe sahip insanlar var. Çoğu, gülünç ve iğrenç mantık ve fikirlerine katılmayacak."

"Ama önce, sana sormak istiyorum küçük dostum, ne istiyorsun? İlişkiyi kesmek istemiyor ve yine de eve gitmek istiyorsanız, bu videoyu yayınlamanız uygun değil. Başka bir şey düşünmeliyiz..."

"Geri dönmek istemiyorum." Mo Di'nin kırmızı gözleri ve sıkıca kenetlenmiş elleriyle söylediği gibi sesinde hafif bir titreme vardı. Daha sonra yüksek sesle sert bir sesle, "Geri dönmeyeceğim!" dedi.

"Beni sevmiyorlar. Küçüklüğümden beri beni hiç sevmediler, hatta bana vurup azarladılar. Bir gün onların da beni seveceğini hayal ederdim ama şimdi bunun imkansız olduğunu biliyorum." Mo Di gözlerini kollarıyla sildi, "Artık kesin olarak soruları benim aldığıma ve aldattığıma inandılar. Yapmadığım bir şeyi kabul etmemi, hapse girmemi istiyorlar. Artık böyle bir aileye sahip olmak istemiyorum. Onlar benim ailem değil!"

Mu Tian Heng bir kalp ağrısı hissetti ve Mo Di'yi kollarında tutmak istedi ama sonunda sadece uzandı ve Mo Di'nin omzunu nazikçe kavradı, "Anlıyorum."

"Ağabey, sence şu anda internetteki herkes beni eleştiriyor mu?" Mo Di aniden başını kaldırdı ve korkuyla Mu Tian Heng'e baktı, "Polis de beni yakalamaya mı geliyor?"

Mu Tian Heng'in konuşmasını beklemeden Mo Di devam etti: "Bunun için çalıştım, hepsi benim çabamdı! O adamla hiç tanışmadım, hiç...."

Mo Di cümlesinin ortasında durdu ve afalladı. Beş veya altı saniye sonra dönüp Mu Tian Heng'e baktı: "Kardeşim, o adamla, Zhang Kuang Chang ile daha önce tanışmış gibiydim."

Mu Tian Heng neredeyse kontrol edilemez öfkesini ve kalp ağrısını gizledi, Mo Di görmeden gülümsedi ve nazikçe şöyle dedi: "Onu daha önce gördüğüne emin misin?"

"Evet... Onu gördüğümü hatırlıyorum." Mo Di başını salladı. "Sanırım benim için kiraladığınız dairede yaşamaya başladığım ikinci gündü. Okuldan sonra yanlış otobüse bindim ve fark ettiğimde zaten doğu banliyölerindeydim. Uzun süre bekledim ama dönüş otobüsü gelmedi. Acıktım ama yakınlarda fast food dükkanı yoktu, bu yüzden kavşaktaki bir fırına gittim ve biraz donut aldım."

"Memurun toparlamasını beklerken, fırının çaprazında Shui Quan Topluluğu denilen bir yerden valizleriyle birkaç kişinin çıktığını gördüm. İçlerinden biri Zhang Kuang Chang adındaki adama benziyordu, yanında başka bir erkek ve bir kadın vardı. Bavulları oldukça büyüktü, bu yüzden daha uzun baktım."