11

6.6K 495 210
                                    

Selamünaleyküüüüm,

Dün ki bölüme çok az oy, yorum gelmiş :'(

İyi okumalar 🌻

***

Bilinmeyen Numara: Gitsem buralardan arkama bile bakmadan

Bilinmeyen Numara: Senden tek isteğim anılarımızı saklaman

Bilinmeyen Numara:  Sevmeyi unutma, sen güzel seversin

Mehlika: Daha çok bana değil de, sana yazılmış gibi.

Mehlika: Sevmeyi unutma, sen güzel seviyorsun.

Bilinmeyen Numara: Sevmeyi unutmamam için seni sevmem gerek (14.05)

Bilinmeyen Numara: Bilirsin, ben en güzel seni severim...

Bilinmeyen Numara: Ama senin bunu hatırlamaman bana çok koyuyor Mehlika

Bilinmeyen Numara: Nasıl olur da hatırlamazsın beni?

Yazdıklarına görüldü atıp arabayı durduran Kuzey'e döndüm.

Aynı üniversitede okuyorduk, bölümlerimiz farklıydı. Bir zamanlar en yakın arkadaşım olan adam ile kocaman bir dağ örmüştü ailemiz aramıza. Biz o dağın altında ezilip kalmıştık.

Arabanın kapısını açıp indiğimde o da beni taklit ederek indi arabasından. Kapıları kilitlerken onu beklemeden önden yürümeye başladım. Bu fayda etmedi tabi, bacakları uzundu, hemen yetişti bana. Okulun kapısına vardığımızda ileriden bize doğru gelen arkadaşlarını gördüğümde göz devirdim.

Kendisi gibi saçma sapan arkadaş çevresi vardı.

Elleri ceplerinde, etrafa umursamaz bakışlar atan adam, Uygar Yamalı'ydı. İki senedir evliydi ve sanırım Kuzey'in arkadaşları arasında en donuk olan kişiliğe sahip insandı.

Hemen yanında Emre Can Tamer duruyordu. Aralarında en değişikleri oydu bana göre. Kimi zaman neşeli, kimi zaman öfkeli...aynı zamanda sürekli bana dikenli bakışlarını yollayan biriydi. Ne zaman göz göze gelsek bir şeyler anlatmaya çalışıyordu sanki.

Emre Can'ın yanında duran adama baktığımda ise Ali Baha Erezli vardı. Onunla çok fazla iletişimimiz olmamıştı fakat bazen ürküyordum sebepsizce.

En sonuncu adama baktığımda ise grubun en neşeli insanı olduğuna karar vermiştim. Kutay Ulus, şüphesiz hayatımda tanıdığım en boşvermiş insandı.

Yanımıza geldiklerinde Kuzey eliyle beni itip, "Dersin başlayacak, git sen." dedi yumuşak sesiyle. Dokunduğu kolumu hırsla çektim ve ona bakmadan merdivenlere yürüdüm. Arkamdan Kutay'ın, "Yenge biraz daha dursa suratının ortasına indirecekti." dediğini duymuştum ama umursamadım. Yenge senin... Aman neyse.

Kendi bölümümün bulunduğu sınıfa girdiğimde Zehra'yı görememiştim. Sırama ilerlerken masada gördüğüm beyaz kutu ile kaşlarım çatıldı. Çantamı köşeye bırakıp kutuyu açtım.

İçinde gördüklerim bana bir şey çağrıştırmazken başıma hafiften ağrı girmişti sanki. Elim kutunun içindeki siyah papyona uzandığında birinin benimle dalga geçtiğini düşündüm. Kafamı kaldırıp sınıfı tararken herkesin kendi halinde olması iyice çıkmaza soktu beni.

Biri benimle fena halde dalga geçiyordu.

Kutuyu ve papyonu çöpe atmak için sıradan ayrıldığımda ilk olarak elimdeki kutudan kurtulmuştum. Daha sonra papyonu çöpe atacaktım ki, burnuma dolan koku ile kaşlarım tekrar çatıldı.

Papyonu burnuma götürüp koklarken hissettiğim tanıdıklık yutkunmamı sağlamıştı. Kimin kokusuydu bu? Çok tanıdıkdı ama aynı zamanda uzaktı da. Melih'in parfümleri ile karıştırmış olabilirdim.

Papyonu atmaktan vazgeçip geri döndüm ve yerime oturdum. Elimdeki papyonu sıkarken baş ağrım artıyordu sanki. Gece boyu en fazla 3 saat uyumuşumdur, bu yüzden uykusuzluk başıma vuruyordu.

Telefonuma bildirim sesi geldiğinde çantamdan çıkardım.

Bilinmeyen Numara: Bir an o papyonu çöpe atacaksın diye ödüm koptu

Bilinmeyen Numara: O benim için çok değerliydi

Bilinmeyen Numara: Ama artık senin

Mehlika: Napayım ben bu papyonu Allah aşkına?

Bilinmeyen Numara: Düğününüzde nişanlının boynuna takarsın

Mehlika: Güzel fikirmiş, öyle yapayım.

Bilinmeyen Numara: Mehlika

Bilinmeyen Numara: Delirtme beni

Mehlika: Delirsene hadi.

Mehlika: Ne yapacaksın? Gidip Kuzey'i mi döveceksin?

Mehlika: Eğer öyle yapacaksan lütfen bir tane de benim için patlat.

Bilinmeyen Numara: Laöaşsskskamlajfjf

Bilinmeyen Numara: Hoşuma gitti, biraz daha kötüle onu

Mehlika: Neyse, niye yazdın bana yine ve bu papyon neden bende?

Bilinmeyen Numara: Çünkü o sana ait

Mehlika: Ne?

Mehlika: Salak mısın? Ben niye papyon takayım oğlum?

Bilinmeyen Numara: Oğlum?

Bilinmeyen Numara: Maşaismdalnsns sen iyice değiştin

Mehlika: Oyalama beni, dersim var.

Bilinmeyen Numara: Bekle

Bilinmeyen Numara: Son bir şey daha

Mehlika: ?

Bilinmeyen Numara: O papyonda ki kokuyu sen seçtin

Bilinmeyen Numara: Ve o papyonu bana alan da sensin

Bilinmeyen Numara: Bu bilinmemezlik beni çok sıkmaya başladı

(Görüldü.)

***

Kuzey'in arkadaşlarından ilk görüşte en çok sevdiğinizi alalım şuraya

Hesaplar
sakinolesra
nubelindas

Yarın görüşmek üzere, seviliyorsunuz <3

Evleniyormuşsun Bugün | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin