Selamünaleykümmmm
Uzun bir aradan sonra çok güzel bir bölümle geri geldik, özür dileriz 🥺
Bölüm şarkısı: Duman-Bal
İyi okumalar ❄️
***
Ellerim, gelinliğin tüllerinde gezindi. Terleyen bedenim isyan bayraklarını çoktan çekmişti. Ofladım. Yaklaşık on dakika önce uyanmıştım. Odadaydım, Ali Baha'nın odasındaydım.. Üstümde hâlâ gelinliğim vardı. Makyajım temizlenmiş, saçlarımdaki tokalar tek tek çıkarılmıştı.
Aşağıdan sesler geliyordu. Muhtemelen beni hâlâ uyuyor sanıyorlardı. Odada gezdirdim gözlerimi. Pencere yanında, tam ortada, çift kişilik, pofuduk bir yatak vardı. Karşısında duvarı kaplayan geniş bir dolap, boy aynası ve özenle katlanmış kıyafetleri vardı. Odayı incelemeye devam ederken yatağın iki yanındaki komodinlere baktım. Kaşlarım çatıldı. Uzanıp gözüme çarpan çerçeveyi aldım elime.
Burası bir kafeydi. Benim önümde bir pasta duruyordu. Gözlerim kapalı mumları üflüyordum. Yanımda Ali Baha vardı. Yüzündeki küçük tebessümle beni izliyordu. Fotoğrafların kokusu olur muydu? Sanırım olurdu.
Çünkü ben bu fotoğraftan huzur kokusunu alıyordum. Odaya tekrar göz attığımda aklıma gelen anılarla gülümsedim.Parmak uçlarımda, çıt çıkarmadan odaya girip kapıyı da aynı sessizlikle örttüm. Yastığına sarılmış, yatağına gömülmüş uyuyordu. Ses çıkarsam da uyanacağını sanmıyordum. Kapalı siyah perdeleri sonuna kadar açtım. Bir insan odasına niye siyah perde yaptırırdı ki?
Güzel yüzü güneşi alınca huysuzca yüzünü buruşturup duvar tarafına döndü ve uyumaya devam etti. "Anne, yalvarırım kapat şu perdeleri." diye söylenmeyi de ihmal etmedi.
Kollarımı iki yana açıp üstüne atlamadan hemen önce kalınlaştırdığım sesimle bağırdım. "Yalvarman hoşuma gitti, tekrar yap." Sonra bir kahkaha patlatıp üstüne zıpladım.
Yandaki yastığı alıp kafasına vurdum ama bu sadece iki kez tekrarlanabildi. Benden iki üç kat büyük bedeni sırtımı yatağa yaslarken kollarımı yukarda hapsetmişti bile. "Küçük fare!" Dilimi çıkarıp dudaklarımı büzdüm. "Sana da günaydın sevgilim." Bembeyaz dişlerini göstererek güldü. İçimdeki gergedanlar hoplamaya başladı. "Günaydın bebeğim de bu ne güzel sürpriz."
Kinayeli sözleriyle dudaklarımı büzdüm. "İyi gelmem bir daha." Yüzünü boynuma gizledi. "Hep gel..." Göğüs kafesi kabarırken kokumu içine çektiğimi çözdüm. Evet, yine zeki günümdeyim. "Ama daha hoş bir şekilde uyandırılmayı tercih ederdim."
"Biz de böyle aslanım, işine gelirse."
Güldü ama cevap vermedi. Onun yerine tüm bedenini üstüme bıraktı. Bir anlık nefessiz kalmadım değil. Daha sonra bunu anlayıp sırt üstü uzandı ve beni de üstüne çekti. "Hadi uyuyalım." Göz devirdim. "Senin kadar uykuya aşık bir insan tanımadım."
"Uykuya aşık değilim, ben sadece sana aşığım."
Sırıttım, dayanamayıp yanağını ısırdım. "Oy, yerim seni." Isırılan yanağına aldırmadan güldü. "Evlenecek misin benimle?" İlk defa evlilik konusunun ben tarafından açıldığını duyunca hayretle kafasını kaldırdı. "Bende seni başkasına yarı edecek göz var mı, bak bakayım?"
"Bakayım." Gözlerine bir süre baktıktan sonra gülmeye başladım. Sonra bir an durup dudaklarımı ısırdım. "Ya annemle babam bir şey çıkarırsa, bizi ayırmak için." Gözlerini kısarak yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "O zaman kaçırırım seni." Tepki bile veremeden belimdeki elleri karnıma gidip hareketlendi. Çığlık atıp gülmeye başladım. "Dur lütfen dur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evleniyormuşsun Bugün | Texting
ChickLitBilinmeyen Numara: Benden kalan bir anıydı, Bilinmeyen Numara: Senden kalan bir acıydı, Bilinmeyen Numara: Öyle güzel güzel gülme... Bilinmeyen Numara: Evleniyormuşsun bugün. Bilinmeyen Numara: Bilmiyor muyum? (Görüldü.) Mehlika: Özlemiyormuşsun ben...