Hadi dans et kalbimin üstünde...

165 17 6
                                    

Mekan: Akademinin Yemekhanesi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mekan: Akademinin Yemekhanesi

Yıl: 2011

Berk ve Ekin tabletlerini eline almış sıraya girmişlerdi. Berk heyecanla her zamanki gibi arabalardan bahsediyordu. Ekin de hiç anlamamasına rağmen yine de onu dinliyor birkaç kalem ediyordu. Ekin hastalığını atlatalı bir hafta olmuştu. Bir haftada üzerinden zor geçmişti bu hastalık. Bu bir hafta içinde limanda ki işinden ayrılmış Berk'in babasının bulduğu bir işe girmişti. Gene garsonluk yapacaktı ama bu sefer daha sakin, güvenli bir yerde yapacaktı. Hem maaşı hem de iş saati Ekin için çok uygundu.

"Sana fotoğrafını göstereceğim ama gerçekte görmen lazım. Araba bebek gibi. Tabi gerçekte nerede göreceğiz o arabayı, orası ayrı konu ama ben bakacağım gene de."

Yiyebileceği kadar yemeği alıp Berk ile birlikte boş masalardan birine ilerlerken Ekin, Berk'in kolundan tutup onu durdurdu.

Berk arkadaşına doğru döndü. "Ne oldu?" Ekin'in gözleri boş masada değil başka bir masadaydı. Selahattin'i görünce Berk'e doğru döndü. "Ben Selahattin'e..." Berkten çekinecek değildi. Bu söyleyeceği şey ayıp bir şey de değildi ama bir anlık durmasına neden oldu. Berk onun cümlesini tamamlamasını sabırla beklerken başını hafifçe yana eğdi.

"Yemek ısmarlamayı düşünüyorum bu hafta sonu."

Berk eee dercesine yüzüne baktı. Ekin genelde kendinden emin bir şekilde konuştuğu için bu hali Berk'e garip gelmişti. Ekin nasıl diyeceğini bilemedi. Boştaki eli ensesine gitti. Neden bu kadar gerildiğini bilmiyordu. Berkten başka birine yemek ısmarlamak ona garip gelmişti ama bunu yapmak da istiyordu. Berk, Ekin'in halinden anlayarak hafifçe gülümsedi. Arkadaşının sosyal bir kişilik olmadığını biliyordu tabi ki de. Bir elini Ekin'in omzuna koydu. "Ekin, çocuk sen hastayken mis gibi baktı sana. Sende ona borçlu hissediyorsun. Bu yüzden çocuğa yemek ısmarlamak istiyorsun. Bence Selahattin kabul eder yemek ısmarlamanı. Git konuş sen."

Berk, Ekin'in elindeki tableti alıp başı ile Selahattinlerin oturduğu masayı gösterdi. Ekini Berk'in onu hiçbir şey söylememesine rağmen anlamasına gülümsedi. Berk gibi bir arkadaşı olduğu için şanslıydı. Ona bakarken gülümsemesi genişledi. Berk'in sırtını hafifçe pat patladı. Berk arkadaşının bu haline gülmeden edemedi. Bu adam bir garipti bu aralar.

Ekin, Selahattin'in oturduğu masaya doğru ilerlerken tüm gözler bir anda ona çevrildi... Masadakiler Ekin'in neden onlara doğru geldiğini düşünürken Kubilay hala yemeği ile uğraşan Selahattin'in ayağını dürttü. Ekine aralarında en yakın olan kişi Selahattin'den başka biri değildi.

"Ya oğlum dur! Soğanları ayıklıyorum şurada." Selahattin, Kubilay'a kızgın olduğunu düşündüğü bakışlar atıp yemeğindeki soğanları ayırmaya devam etti.

Ekin masaya geldiğinde iki elini de masaya koydu. Mert onu gıcık bir ifade ile süzdü. Ekin masaya kavgaya geliyormuş gibi geldiği için hepsi tedirgin olmuştu. Ekin bakışlarını Selahattin'e doğru çevirdi.

Adsız DokümanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin