O beni bağlar, ben yine durmam...

162 17 9
                                    

Mekan: Ekin Kafe & Restoran

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mekan: Ekin Kafe & Restoran

Yıl: 2011

Doğduğundan beri etrafındaki her şeyin farkında olan bir çocuktu Ekin. Kendisi hakkında bir çok şeyi biliyordu. Kendi karakterini oluştururken neyi sevip neyi sevmediğini kesin kararlar vererek belirlemiş o belirlediği kararların dışına asla çıkmamıştı.

Ne kadar her şeyin farkında olsa da göz ardı ettiği bir çok şey vardı. Kendi doğrularını seçip ayırdıktan sonra geri kalan her şeyi bir kenara bırakıyordu.

Hayat ona kendi çıkarları için yaşaması gerektiğini öğretmişti. Hep tek başına ayakta kaldığı için insanlara genel olarak ne çıkarım olur gözü ile bakıyordu çünkü insanlar her zamana ona bu düşünce ile yaklaşıyordu. İnsanları bu yüzden sevmiyordu. Onlar Ekin'den bir çok şey alıp gitmişti. Çocukluğundan, sevgisinden, güveninde bir parça çalıp gitmişlerdi. Ekin'in elinde hiçbir şey kalmayınca farkına vardı Ekin. Onlar gibi oynamalı onlar gibi savaşmalıydı.

Nasıl savaşması gerektiğini öğrendiğinde on iki yaşındaydı. Onu sağdan sola savuran babasına ilk defa direnmeden öylece durduğunda karşısındaki adamında durduğunu fark etti. O asla  kendini savunmadan, direnmeden öylece durmazdı. O hep savaşmıştı. Asla ama asla öylece koyu vermemişti. Daha on iki yaşındaydı ama yaşını ona katlayacak anılar yaşamıştı.

Ekin tepkisiz bir halde onun kendisine zarar vermesini bekledi. Karşındaki adam onun bir anda tepkisiz kalmasına şaşırınca Ekin kısaca gülümsedi çünkü o onu dövmek için kapıdan içeri girdiği ilk andan beri Ekin başına gelecekleri bilip önlemini almıştı. Ekin tepkisiz durduğu süre boyunca aslında zaman kazanıyordu. Babası onun neden tepkisiz kaldığını kendi kafasında bir kalıba koyup Ekin ile dalga geçmek için hazırlanırken Ekin çevik bir hareket ile babasının farkına bile varmasına izin vermeden cebinde sakladığı bıçağı çıkarıp aynı çeviklik ile adamın baldırına saplamış ve hızını kaybetmeden bıçağı geri çekmişti.

Ekin düşünülenden daha tehlikeli biriydi ama bunun farkında olan tek kişi oydu. Sinirli bir Ekin'in aklından geçenleri asla kestiremezsiniz. Kafasında bir ton cinayet planı üretip üretip dururdu.

Onun aklından sadece kötü senaryolar dolaşırdı. Kardeşi Yetkin ve Berk dışında herkese zarar verebileceğinin farkındaydı. İçinde avaz avaz bağıran hırçın tarafını akademiye girdiğinden beri törpülüyordu. Ekin kendi kendine törpüleyip durduğu bu hislerin nasıl bu kadar durulduğuna anlam veremezken aklına tek bir ismin düşmesi ile her şeyi açıklığa kavuşturdu.

Selahattin...

Onun yakışıklı yüzü ve hırsı. Ekin aklına onu getirdiğinde sadece bu sıfatları düşünmüyordu. Onu bir çok şey ile anlatabilirdi ama onun en çok hoşuna giden özellikleri buydu. O hırsı yüzünden içindeki asıl kişiliğini ortaya çıkarıyordu. Ekin'e yenildiği zaman çocuksu bir triple Ekin'e sırt çevirmesi. Ekin'i her şekilde yenmek için kendi kişiliğine yakışmayan türlü türlü hainlikler yapması. Ekin onu her aklına getirdiğinde yüzünde bir gülümseme oluşuyordu.

Adsız DokümanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin