𝐄𝐤𝐢𝐧 𝐊𝐨𝐜 & 𝐒𝐞𝐥𝐚𝐡𝐚𝐭𝐭𝐢𝐧 𝐏𝐚𝐬𝐚𝐥ı
.
.
.
Bu hikayedeki karakterler ve olaylar, gerçek kişiler ve kurumlar ile hiçbir ilgisi yoktur. Tamamen kurgusal bir hayal ürünüdür.
.
.
.
Başlangınç: 17 Haziran 2021
Bitiş:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mekan: Aysar Bar
Yıl: 2012
"Bana yardım etmek istediğini söylemiştin."
"Böyle bir yerde çalıştığını bilseydim istemezdim Ekin!"
Ekin umursamaz bir tavırla omuzlarını kaldırıp indirdi. Selahattin onun hafta sonları geceleri çalışıp bu kadar yüklü miktarda maaşı nasıl aldığını merak etmişti. Şimdide Ekin'in çalıştığı barda bardakları temizliyordu.
"Aslında bize söylememenden anlamıştım senin böyle saçma bir yerde çalıştığını ama gene de belki de çalışmıyor diye de bir ihtimal vermiştim." Selahattin elindeki bardağı yerine seslice yerleştirerek Ekin'e baktı. "Ve sen beni hiç şaşırtmadın. Keşke bir kere şaşırtsan." Onu umursamadığını her halinden belli eden Ekin'e doğru bir adım attı. "Yakında mezun olacağız ve sen neler döndüğünü bilmediğin bir barda mı çalışıyorsun Ekin? Korkmuyor musun burada olacak bir şeye karışıp mesleğinden olmaktan?"
Ekin, Selahattin'in onunla böyle konuşmasına her zaman uyuz olsa hoşuna gittiğini de uzun süredir kabul ediyordu. Bu yüzden Selahattin'in sorularına cevap vermek için cebindeki sigara paketini çıkardı. İçinden bir dal alırken Selahattin'e sigara teklifinde bulunmadı. Aynı marka sigara içmiyorlardı hatta aynı uzunlukta sigara bile içmiyorlardı. Ekin uzun içiyor, Selahattin kısa içiyordu. Ekin sigarayı dudaklarına yerleştirip boş kutuyu masaya rastgele salladı. Az önce Selahattin'in ona bir adım atması gibi o da Selahattin'e doğru bir adım attı. Üzerlerinde siyah polo yaka tişört, tişörtün üzerinde parlak ip ile işlenmiş Aysar Bar'ın amblemi vardı. Altlarına da dizlerinde siyah şort giymişlerdi. Ekin, Selahattin'in arka cebine çakmağını koyduğunu biliyordu. Ondan izin istemeden Selahattin'in arka cebinden çakmağı alırken Selahattin'e doğru eğildi. Selahattin onun bu tavırla ona yaklaşıp çakmağını almasından rahatsız olmuyordu. Aklında bunu başka biri yapsa onu cidden yok edeceğini geçiriyordu ama Ekin hakkında böyle bir şey düşünmüyordu. Ekin'in burnunu burnunda hissetse bile rahatsız hissetmezdi. Bunu kabul etmişti. Ekinden rahatsız olmuyordu. Bunun biraz hoşuna bile gittiğini kabul edebilirdi.
"Tüm gece böyle ağlayacaksan gidebilirsin. Seni zorla getirmedim."
Selahattin, Ekin'e vuracak gibi yapıp gözlerini onun gözlerinin üzerinde tuttu. "Bir gün cidden yüzüne yumruğumu geçireceğim."
Ekin sigarasını yakarken hıhı der gibi başını salladı. Aysar Bar'da her şey serbest olduğu için kapalı bir alan olmasına rağmen burada sigara içilebilirdi. Selahattin etrafına bakındı. Daha mekan açılmamıştı ama yine de çok basık bir havası vardı. Nedenini bilmediği mavi ışıklar her yerdeydi. Barın ortasında yer alan sahnede birkaç tane direk vardı. Selahattin nereye düştüm ben diye düşünürken Ekin'e geri çevirdi bakışlarını. Ekin'inde ona baktığını gördüğünde derin bir nefes alıp verdi. Bu adam hep böyle yapıyordu. Bakışlarını hep onun üstünde tutuyordu. Başını iki yana sallayıp Ekini baştan aşağıya süzdü.
