Yıkılıyor bir bir içimde umuttan sığınaklar

62 3 0
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Mekan: Polis merkezi 

Yıl: 2021

Selahattin'in ağzından:

Bazı zamanlar kendi hayatınızın kendinizin kontrolünden çıktığını hissedersiniz. Genelde bunu hissetmenizin nedeni etrafınızdaki insanlardır. Onlar sizin hayatınıza müdahale eder ve siz onlara göre yaşadığınızı hissedersiniz. Ya hiç kendi eliniz ile kendi hayatınızın kontrolden çıkmasına izin verdiğinizi hissettiniz mi? Ben tam anlamıyla bunun olmasına izin verdim. Aklımdaki kaostan kurtulmak için kendime yeni bir kaos yarattım. Haftalar geçti, belki de aylar. Artık zamanın benim için bir önemi olmadığı için ne kadar süre geçtiği umurumda bile değil. Umurumda olan şey oturup kahrolmak yerine bu kaosa ayak uydurmaya çalışmak. Benim hayatımda artık kontrol etmek diye bir ifade kalmadı. Benim hayatımda sayfalarca acı dolu ifadeler var. Acımı kalbime gömmeyi başardığım zaman hayatımdaki acı dolu ifadeleri çıkarıp bomboş hisleri olan bir adam olacağım.

Bir girdabın beni yönetmesindense hiçbir şeyin beni kontrol etmemesini yeğlerim. O girdabın artık bir çıkışı olmadığını kabul ettim ben. Hiçbir yol kalbimdeki kişiye çıkmıyorsa bende maNga'nın dediği gibi tek yön seçtim... O da tüm yollar?

Merkeze her zamanki saatinde geldiğim aklımda gene bir ton düşünce vardı. Otomatik kapıdan geçip selam veren herkesin selamını başımı sallayarak verdim. Klimaların çalışmadığını fark etmem uzun sürmedi. Sakince yutkundum ve etrafıma bakındım. Masa başındaki memurlar ellerine bir şeyler almış sallayarak kendilerini serinletmeye çalışıyorlardı. Bakışlarımı klimalara çevirdiğimde kapalı olduğuna emin oldum. Bu fikrin gene kimden çıktığını biliyordum ama sessizce odama gitmek için hareketlendim. O sırada Selçuk'un koridorun sonundan koşarak bana geldiğini gördüm. Selçuk merkeze yeni atanmıştı ve kuyruğum gibi peşimde dolaşıyordu. Olduğum yerde durup onun bana doğru koşmasını izledim. Büyük ihtimalle ya yere düşecekti ya da üstüme. Tam önümde dururken ayakları birbirine dolaşmış sağ koluma yapışarak düşmekten kurtuldu. Onu sadece izlemekle yetindim çünkü artık onu tamamen tanıyordum. Her gün ya düşüyor ya da birilerini düşürüp duruyordu. Genel olarak Selçuk böyle biriydi. Sakar ve heyecanlı.

"Komiserim sizi... Arıyorlardı... İstanbul'dan."

Konuşurken her kelimeden sonra nefes alması gerektiği için cümlesini kesik kesik duydum. Onun alnına yapışmış olan kıvırcık saçlarına bakıp hala sağ kolumu tutan elini çekmesi için kolumu silktim. Elini çekip hızlıca toparlandı. Alanda çalışmaya başladığım dönemden beri çok sert bir insan evladı olmuştum. Normalde bu kadar kaba hareketlerde bulunmazdım ama mesleğim beni bu hale getirdi işte.

"Klimaları niye çalıştırmadınız oğlum?"

"Baş komiserimiz.. Sadece toplantı odasının ve kendi odasının çalışmasına izin verdi bugün."

Adsız DokümanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin