01-düzenlendi

94 8 14
                                    

..... 1.....

Koskoca sema bile şaşkın kaldı güzelliğinin yanında Estelle. Yıldızlar kıskandı soluk tenini, bembeyaz saçlarını.

Gecenin parlak ayı yüzünü aydınlatmak için can atarken nasıl oldu da geceden bu kadar nefret edebildin?

Senin için oysadaki nasılda ağladı bulutlar öyle ki yeryüzü suya doydu. Ay senin için bir an önce göğe yükselmeyi diledi. Nede güzel kıydın sen ona?

~~~~

[Hadi öldür]

"Yapmak istemiyorum" gözleri yaşlı önünde kanlar içerinde duran annesine baktı Estelle.

[Öldür onu! Yoksa o seni öldürecek]

"İ-istemiyorum" o kadar kısık söylemişti ki rüzgar sesini örttü adeta hiç bir ses yokmuş gibi.

Annesi son kez ona baktı yine boş gözlerle hiçbir his barındırmayan gözleri tamamen çöktü o an.

Bir hıçkırık kaçtı Estelle'nin ağzından. Elindeki ince hançer dizlerinin üstüne çöktü annesinin önünde..

[Öldü. Artık gitmeliyiz]

"Sus artık!"

[Sözümü dinle seni ben hayatta tuttum unuttun mu?]

"S-susmanı söyledim"

Ses tamamen kesildi. O an ince bir buz tabakası yayıldı Estelle'nin altından, kar taneleri düştü o beyaz saçlara.

Sanki onu temizlemek istercesine sadece onun etrafına düşüyordu.

**

"Hııh" Estelle derin bir nefes alarak yaslanıp uyumuş olduğu daldan doğruldu. Uykunun uyuşukluğu hala üzerindeydi

[Sonunda uyandın]

"Ben buraya nasıl çıktım?"

[Ben çıkardım.]

"Nasıl? "

[Eh bu kadar yoğun bir duygu durumunda kendini kaybettin bu da senin bedenini ele geçirmemi kolaylaştırdı...]

"Bana iyilik mi, yoksa kötülük mü yaptığı gerçekten anlamıyorum"

[Erion]

"Ne?"

[Adım Erion farkındasın değil mi?]

"Bunu bilmediğimi mi sanıyorsun?"

[Beynininde yaşın kadar küçük olmadığını düşünüyordum ama yanılmışım hala adımla seslenmiyorsun küçük velet]

"Benim on yaşına girdiğimin farkındasın değil mi?"

[Bin yaşından fazlayım Estelle. Senden yüzlerce yıl büyüğüm]

Estelle herhangi bir yanıt vermedi. Çokta yüksek olmayan ağacın kalın dalından atladı.
Ayağı kayıp sırt üstü yere düşmesine sebep oldu.

" Aahh" düştüğünde ağzından ufak bir çığlık kaçtı. Düştüğünde kapatmış olduğu gözlerini açtığında yerler ve ağaçlar buz tutmuştu.

[Şaheserine mi bakıyorsun? Ne kadar güzel değil mi?]

Kısık bir kıkırdama yapıp sessizliğine geri döndü. 'Gerçekten de sinir bozucusun ' diye içinden geçirdi.

Annesinin ölü bedeninin olduğu ağacın dibinde siyah küller dolmuştu. Külleri arasında bir parıltı gördüğünde kaşlarını çattı. Küllere yaklaştığında arasında bir kristale benzer taş parlıyordu.

Gecenin Dileği[Novel] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin