Birbiri ile uyumlu iki ruhun karşılaşma zamanı geldi.
~~~
Lita "Estelle lütfen ama.!."
Lita, Estelle'nin elini tutmuş ona istediği şeyi yapmasını istiyordu.
"Hayır o topuklu ayakkabı dediğin şeyi giymeyeceğim fazla rahatsız edici ve yürüyemiyorum. Daha fazla zorlar isen elbiseyi de değiştireceğim"
Lita somurtup Estelle'nin elini bıraktı.
"Bu kadar güzel giyinmişken bir kitap kafeye gitmeliyiz"
Estelle ne kadar reddetse de en son yenilip kabul etti. Lita biraz da olsun rahat etsin diye ona bir beyaz kumaş almıştı ağız bölgesini kapatacak çekilde az da olsa altını göstersede.
O gün kafeye gidip kitap okuyup tatlı yediler. Estelle hayatında ilk defa tatlı yemişti.
Pasta, kek, içecekler..Hava kararınca evin yolunu tuttular.
Lita "Ah ne kadar zayıf olsa da iyi bir yiyici imişsin Estelle"
Estelle baş parmağı ile şakağını kaşıyıp yüzünü başka tarafa çevirdi. Bu Lita'nın kahkaha atmasını sağladı.
"Bu topuklularla yürümek çok zor"
Lita "Oysa ki çok düz ve dik yürüyorsun hiç zorlanmıyormuş gibisin daha önce hiç topuklu giymediğine emin misin? "
Estelle ona kısa bir bakış atıp "Lita ne kadar büyük göstersem de kaç yaşında olduğumun farkındasın dimi.?"
Lita "Bazen yaşını unutuyorum. Yaşının on olduğuna emin misin? O yaştaki bir çocuk bu kadar uzun ve olgun görünüşlü olur mu.?"
[Demek ki oluyormuş]
"Demek ki oluyormuş"
Estelle ve Erion aynı anda konuştular.
Lita "Peki anlarım kızma hemen. Daha fazla geç olmadan dönsek iyi olur Ernon sinirlenecek. Çıkışta bizi köye götürecek bir geçit var orasıyla geri döneceğiz"
Estelle kafasını salladı. Şehrin çıkışına geldiklerinde o iki pelerinli yanında bir kaç kişi ile çıkışta bekliyorlardı.
'Beni buldular mı? Hem neden peşime takılıyorlar ki hiçbir şey yapmadım onlara'
[Merak etme seni tanıyamazlar artık auranı hissedemezler gölgelerim onları gizliyecekler]
Estelle kısık bir iç çekti Lita onun elini tututtu.
Geçitin yanına geldiklerinde asa ve zincirli zırh ile kuşanmış iki kişi önümüzü kapattılar.Lita onlarla konuşurken Estelle birkaç adım geride bekliyordu. Kafasını yerden kaldırdığında onu izleyen birkaç çift göz gördü.
Hepsine bir kaç saniye bakıp sabah gördüğü kişilerin üzerinde gözleri takılı kaldı. Kızıl saçlı olan yanındaki kişi ile konuşuyordu. Ondan bir kafa kısa olan kişi ise yine gözlerime bakıyordu.
"Gözleri kehribar"
Lita "Hadi gidelim Estelle"
"Tamam"
Konuşunca gözlerini ondan çekmişti. Lita ile geçit dedikleri yere girdiler.
****
Jewel ve Alex tüm şehri aratsalarda aradıkları sıfata uyan birini bulamamışlardı.
En sonunda ise sınır köyüne gitmeye karar verdiler. Hayaletler bu sefer gizlenmeden yanlarında durdular. Geçitin önüne geldiklerinde biraz durdular Alex son emirleri Hayaletlere iletiyordu.
Jewel'in gözleri beyaz saçlı kıza takıldı. Gözleri elbisesi gibi maviydi. Kız ona baksana da gözlerini başka tarafa çekmedi.
Bir süre öyle kaldılar. Kızın önünde Geçitin muhafızları ile konuşan kadın ona seslenene kadar.Kadın ile beraber geçite girdi.
Jewel "Estelle.."
Alex "Estelle mi? O kim?"
Jewel başını iki yana sallayıp "Boşver hadi gidelim"
Alex'i itelerken yüzünde küçük bir gülümseme vardı Jewel'in
****
Aradan iki hafta geçti. Estelle yine vücudunda ki ağrılar ve yaralar ile uyandı.
Yine bunun için Erion ile kavga etti.
Jewel ise sınırda yine hiçbir Oblivion izine rastlamadı. Her iki günde bir sürekli sınırı ziyaret etti. Ama tek bir iz bile yok.
Zaman geçtikçe mana taşkınlıklarının süresi uzuyorda daha iki hafta öncesine kadar 120 dakika sürerken şimdi ise süresi 130 dakikaya çıkmıştı.
****
İki hafta daha geçti artık Jewel'in de umudu kesiliyordu. Artık ormana uğramayı bıraktı.
Estelle de durumlar ise Ernon ona kılıç üzerindeki tekniklerini öğretmeye başladı. Litadan da şifalı bitkiler ve yemek yapmayı öğreniyordu. Böyle bir sıcaklığa gittikçe bağlanmaya başlamıştı.
Bundan memnun olmayan tek kişi Eriondu. Çünkü Estelle'nin ayrılınca üzüleceğinin farkındaydı. Ne kadar bunu dile getirsede Estelle onun sözünü dinlemiyordu.
Geceleri ormana giderken birkaç kez yine o iki kişiyle karşılaşıyordu. Ama güçlerini geri kazanmaya başladığından beri çokta sorun değildi karanlık çöktüğü zaman onu bulmak saman yığınının içinde iğne aramakla aynı şeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Dileği[Novel]
Viễn tưởngBir çok krallığı olan bir kıtada Sappen kralının bir hayali vardı. 'Tüm kıtayı birleştirmek' Bunun için birçok savaş çıkardı. Neredeyse tüm kıtayı fethetti bir bölge hariç orada kara ağaçlar bulunması yüzünden Penumbra* ormanı dendi. Bu ormanı alama...