"Minho, azmış hormonlarını git başkalarıyla tatmin et. Mastürbasyonun bitince engelini açacağım." Minho, Seungmin'in yazdıklarını sesli bir şekilde okurken yüzü kıpkırmızı olmuştu.
"Gülmeyi kes Hyunjin!"
"Ama komik."
"Hayır değil. En yakın arkadaşım gay olduğumu düşünüyor."
"Öylesin."
"Bunu nasıl bilebilirsin ki?" diye kızdı Minho. Tedirginliği adeta her hücresinden fışkırıyordu. Hyunjin derin bir nefes alıp elini sarı saçlarına daldırdı. "Sana aynısını bir kızla yapmanı söylesem sorun etmezdin, en yakın arkadaşın olsa bile."
Açıklaması yarım kalmıştı ama yine de devam etmedi Hyunjin.
Minho saatine bakıp ofladı. Buradan istediği zaman gidebilirdi, Hyunjin ona laf atmaktan daha ilerisine gidemezdi. Fakat bir şey onun kalmasını sağlıyordu, yarım saat önce tanıştığı bu çocuk bilmediği bir nedenle onu burada tutuyordu. Sadece burada kalıp onun söylediği şeyleri yapmak istiyordu.
Seungmin onun gay olduğunu düşünse bile.
Hyunjin çantasından bir kutu bira çıkarıp Minho'ya uzattı. "Görevi yapmadığın için içeceksin."
Minho birayı Hyunjin'in elinden aldı ve kapağını açtı. "Hepsini mi içeyim?"
Hyunjin hızla kafasını salladı. Minho'nun metal şişeyi kafasına dikerken yukarı aşağı hareket eden adem elması yüzünden Hyunjin seslice yutkundu ve düşüncelerine yüzüncü hakim olmak zorunda kaldı.
İki dakika sonra Minho şişeyi bitirip bir köşeye koydu. Kafası biraz uyuşuyordu.
"Sıradaki ne?"Hyunjin sırıttı ve Minho'yu izlemeyi bırakıp öne eğildi. "On altı dakika boyunca gölette yüz." sırıtması büyüdü ve ekledi. "Kıyafetlerin üzerindeyken."
Minho derin bir nefes aldı ve göre doğru yürüdü. "Aptal sarışın."
Ayakkabılarını çıkarıp gölün yanına çöktü ve dizlerini soğuk suya soktu. "Hyunjin, bu gerçekten de soğuk."
"Biliyorum."
Minho titreyen dudaklarını birbirine kenetledi ve vücudunu suya bıraktı. Hissiz teni soğukla yanmaya başladı, müthiş derecede karmaşık şeyler seziyordu. Sanki alev alevdi ama aynı zamanda buzdan bir dolapta sıkışmıştı.
Belki de damarlarındaki kanı hızlandıran bira onu yanıltıyordu.
Minho gözlerini kapattı ve soğuğu unutmaya çalıştı. Yavaş yavaş uyuşuyordu. Arkadan Hyunjin'in sesini duyuyordu, ama ne dediğini anlayamıyordu.
Yarım saat önce tanıştığı biri yüzünden buz gibi bir suda yüzdüğünü düşününce kendine küfür etti. Ne zamandır insanların iradesine uyuyor ve kendi kararlarını yarım saatlik birinin vermesine izin veriyordu.
Omzunda bir el hissetti ve bu el onu çektiğinde şokla gözlerini açtı. "Daha süre dolmadı ki!"
"Doldu aptal! Öldüğünü sandım. Yirmi dakikadır suyun içindesin!"
Minho ıslak gözlerini kırpıştırıp ayağa kalktı. "Zaman kavramımı kaybettim sanırım."
Hyunjin güldü ve oturdukları yere geri yürüdüler. Çantasından Minho'nun bedenine uygun eşofman ve tişört çıkarıp uzattı. "Bunları giy."
Minho pantolonunu çıkarırken Hyunjin bakmamaya özen gösterdi. "Bunların hepsini planlamış gibisin."
Gözleri Minho'nun süt rengi bacaklarına kaydı.
"Haklısın." diye mırıldadı belirsizce. "Bunların hepsini uzun zaman önce planladım."
![](https://img.wattpad.com/cover/278855640-288-k974471.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seventeen minutes, hyunho
Fanfiction"korkaksın, baksana, yağmurun seni ıslatmasından korktuğun için bere takmışsın." bu kitap @implatonictomuke'un "17 minutes" kitabının uyarlamasıdır.